Oku ve 'story' de paylaş
Hepimizin Instagram hesabı var, hepimiz her gün tweetler atıyoruz. Peki biz mi sosyal medya kullanıyoruz yoksa o mu bizi kullanıyor?
Medyalar üzerinden pompalanan popüler kültür dalgasının dünyayı küresel köy haline getirdiğini biliyoruz. Peki bizim bu köydeki yerimiz neresi? Ağa mıyız, bey miyiz; yoksa tarlada çalışan ırgatlar mıyız? Kendimizi konumlandırmamız için öncelikle köyümüzü tanımalıyız. Bu köyün dinamiklerini çözdüğümüzde köydeki yerimizi de görmüş olacağız. Küresel köyün temeli aldatmaktır. Bu köyde insan kendini dahi aldatır. Mış gibi yaşar herkes, biliyormuş ve mutluymuş gibi… Yalnızca gösteriş vardır, hakiki yaşayış neredeyse unutulmuştur. Putların devri bitti sanarız ama putçuluğun doruklarını yaşar insan. Güce ve ilgiye tapar. İşte tam da bu noktada devreye bir “ibadet biçimi” olarak sosyal medya kullanıcılığı girer. Hepimizin Instagram hesabı var, hepimiz her gün tweetler atıyoruz. Peki biz mi sosyal medya kullanıyoruz yoksa o mu bizi kullanıyor? Sosyal medyanın tüketimi insanı ilgi tapıcılığına sürüklüyor. Paylaşmak için yaşayan insan artık yaşamak için paylaşıyor. Paylaşım çılgınlığı özgürleştirmiyor, özü külleştiriyor. Paylaşım çılgınlığının davranışları etkilediğini anlamak için yapılan büyük araştırma verilerini yazıma taşımama gerek yok. Eğer kahve içerken bir yudum almadan fotoğrafını çekiyor ve story atıyorsanız tebrikler, paylaşım çılgınlığı sizi ele geçiriyor demektir.
Paylaşmak İçin Yaşayan İnsanın Köyümüzdeki Yeri
Hakşinas olalım, sosyal medya kullanmadan gün geçiremiyorsak bağımlılık yoluna girmişizdir. Bağlılığımız medyatik derebeyleredir. Onların paylaşımlarını görmek, yönlendirdikleri şeyleri satın almak, gittikleri mekanlara gitmek… Derebeyimiz ne derse ona itaat eden ırgatlardan farkımız yoktur bu düzende. Onların bizi influence etmesinden hoşlanırız. Yap dediklerini yapar, giy dediklerini birebir kopyalarız. Kitleler halinde dönüştürüldüğümüzün kim farkında? Kim dur diyecek insanları tek tipleştiren popüler kültürün medyatik derebeylerine?
Medyatik Derebeylere Karşı Duruş
Yukarıda bahsettiğim bütün meselelere ‘rağmen’ sosyal medyayı özgün ve az zararlı şekilde kullanılabileceğimizi düşünüyorum. Tüketim çılgınlığı batağına düşmez, paylaşmak için yaşamaz, takipçilerimizi ırgat gibi görmez ve takip ettiklerimizi “putlaştırmaz” isek sosyal medyayı az zararla kullanabilmemiz mümkün olabilir. Mühim olan farkında olmak. Farkında olmayan insan farkını ortaya koyamaz. Haydi, bu yazıyı da paylaşalım “story”mizde!