Küresel ısınma sorunu nasıl çözülmelidir?

Arşiv.
Arşiv.

Biliyorsunuz ki bu yıl, ülkemize beklenenden daha az yağmur yağdı ve barajların doluluk oranı ciddi seviyede düştü. Dünyada inanılmaz olaylar meydana geliyor. Suudi Arabistan’da çöller yeşermeye başlarken buzullarda ülke büyüklüklerindeki parçalar kopmaya ve sular hızlıca yükselmeye başlıyor. İlkbahar ve sonbahar gibi geçiş mevsimleri bazı yıllarda neredeyse hiç yaşanmıyor. Dünyamız bu kadar hızlı değişirken küresel ısınmaya karşı önlemlerin devletler üstü kurumlar tarafından en hızlı şekilde alınması gerekliliğini tartışacağız.

Hükûmet

Küresel ısınma, devletleri ve kara parçalarını tehdit etmektedir. Örnek olarak İtalya’nın Venedik şehri çok yakın zamanda sular altında kalacak. Küresel ısınma yüzünden artan deniz seviyesinden dolayı sular altında kalacak şehir, devletin sorumluluğunda olmasına rağmen küresel ısınma tüm devletlerin sorumluluğunda. Her ne kadar devlet kendi inisiyatifinde önlemler alsa da bu büyük ölçekli problem, birçok paydaş sebebiyle olmakta. Bu yüzden devletler arası bir kurum tarafından en hızlı ve net çözümler alınması gerekiyor.

Artan üretim, fosil yakıt tüketimini ve zararlı gazların doğaya salınımı hızlı şekilde artırıyor. Covid-19’da en düşük salınım seviyelerine düşen zararlı gazlar ile birlikte doğanın yavaş yavaş kendini toparladığını gördük. Ozon tabakası kendini yeniledi, doğal alanlar kendini rehabilite etti. Buradan anladık ki insanlar olarak doğanın kendini bile onarmasına izin vermeden üretimimizi delicesine sürdürüyoruz. Hatta Covid-19 pandemisi bittikten sonra da en hızlı şekilde kendini yenileyen üretim sektörü, zararlı gaz salınımını hiç olmadığı kadar artırmış durumda. Covid-19 pandemisinde kararlar, adeta devletler üstü kurumlar tarafından alındı ve ülkelere dayatıldı. Önlemler sayesinde doğa kendini toparladı. Süreç bize gösterdi ki ülkelerin kararı uygulaması için ani kararlar, büyük kurumlar tarafından belirlenmeli ve ülkelere de bu kararlara uyma zorunluluğu getirilmeli.

Her geçen gün yeni bir hayvan türü yok oluyor. Hem izinsiz avlanma hem de mevsimlerin değişkenliği yüzünden hayvanlar, doğal takvimlerini unutuyorlar ve maalesef sürece adapte olamayan türler yok olmaya mahkum oluyor. Suların düzensiz ısınmasından dolayı birçok balık türü yanlış zamanlarda göçlerini gerçekleştiriyor. Arılar, polenleme yapacağı zamanları kararlaştıramıyor ve tüm doğa yanlış bir döngü üzerinden ilerlemeye çalışıyor. Kendini yenileyemeyen doğa, maalesef ki çöküşe doğru hızla ilerliyor. Kuşların ülkeden ülkeye gittiği durumda, bu sorun sadece bir devletin alacağı sorumluluklardan çok daha ötede. Bu yüzden devletler üstü kurumlar oluşturulmalı ve bu problemleri çözmek için hızlıca ve sert yöntemlerle devletlere zorunluluklar getirilmeli.

Muhalefet

Muhalefet olarak hükümetin gündeme getirdiği konular hakkında müteşekkiriz. Günümüzün en büyük problemi hâline gelen küresel ısınmaya karşı mutlaka bir şeyler yapılmalı ve gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakılmalı. Her ne kadar böyle bir gereklilik olsa da hükümet tarafının “ivedi” çözümleri ve “devletler üstü” teklifi birçok realizmden uzak, tehlikeli ifade barındırmakta.

Alternatif enerji kaynaklarına eğilim artmaktadır. Tüm devletlerde alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarına teşvikler verilmektedir. En son California eyaleti tarafından Tesla’ya verilen teşvikler tüm dünyada gündem hâline gelmişti. Aynı şekilde ülkemizde de benzer teşvikler verilmekte. Fakat sadece teşvik yerine bir sınırlama, bir zorlama getirilirse bu tutum birçok ekonomik yapıyı zorlayacaktır. Kaş yapayım derken göz çıkartacak bu yaptırımlar serbest piyasayı inanılmaz etkileyecek, birçok farklı resesyona sebebiyet verecektir. Mesela Covid-19 örneğinde verilen doğanın düzelmesi, birçok ülkedeki resesyonun da sebebi olmuştur. İki ülke arasındaki en ufak sorun birçok ticari faaliyetin aksamasına sebep olmaktadır ve bu durumda bir ülkenin ani bir karar vermesi diğer ülkeleri de olumsuz şekilde etkileyecektir. Küreselleşmenin hiç olmadığı kadar yoğun olduğu bu dönemde verilen ani kararlar, devletleri çözümü olmayan süreçlere sürükleyebilir. Bu yüzden yapılacak olan tüm faaliyetler sürece yayılmalıdır.

Ülkeleri aynı çatı altında birleştirmek ve tarafsız yönetilmesini sağlamak zordur. Şu ana kadar birçok farklı devletler üstü örgütler kurulmuş olup faaliyetlerini sürdürmektedir.

Buna rağmen, her ne kadar insani faaliyetler altında birleşseler de farklı ülkeler zıt kutup olarak başka bir organizasyon ile faaliyet göstermektedir. Bu yüzden tüm devletleri aynı çatı altında toplamak imkansıza yakındır.

Verilecek olan kararlar doğayı olduğu kadar toplumu da korumak durumundadır. Muhtemel bir küresel ısınma çözümü için alınacak kararlar, toplumun yaşantısını etkileyeceği durumda geri dönülemeyecek hasarlar bırakabilir. Bunun yanı sıra bireysel haklara aykırı kararlar alınmamalıdır. Alınacak her karar bireylerin hak ve hukukları göz önüne alınarak verilmelidir. Doğayı korumak adına toplum göz ardı edilmemelidir.

Hayvanların neslinin tükenmesi sürekli olan bir durumdur ve bunu sadece küresel ısınmaya bağlamak yanlıştır. Dünyanın yaşı itibarıyla on binlerce farklı tür hayvan yaşamıştır ve bunların yok olmasında küresel ısınma rol oynamamıştır. Mevsim değişiklikleri dünyanın ve iklimin farklı zamanlarına bağlı olarak değişmekte ve doğal bir süreç olarak işlemektedir. Bu sebeple iklimin değişmesini direkt olarak bu tür sınai faaliyetlere bağlayıp bu faaliyetlerle alakalı yaptırımlar uygulamak doğru değildir. Bu süreç, her ne kadar yapay gözükse de tamamen doğal bir süreç olarak da karşımıza çıkıyor olabilir.

Sonuç olarak, küresel ısınma her ne kadar devletler üstü bir konu olsa da bunun çözümü için alınacak ani ve sert tedbirler durumu daha da kötüye götürebilme potansiyeli taşımaktadır. Aynı zamanda devletler üstü kurulacak bir yapının organizasyonu da zor ve verimsiz olacağından, tedbirler devletler bazında sürece yayılarak alınmalıdır.