Kargonuz var!
Pandemi henüz bitti derken Dünya Sağlık Örgütü yeni bir pandeminin gelebileceğiyle alakalı insanları uyarmaya başladı bile. Yavaş yavaş kendimize gelirken bir anda yeni bir kapanma hepimizin yaşam standartlarını, alışkanlıklarını inanılmaz derecede değişime götürebilir. Şu ana kadar bile değiştirdiklerini liste yapmaya kalksak yaz yaz bitmez. Ama biz bugün gıda sektörünün nasıl değiştiğini ele alacağız. Ve tabii ki gelecekte bizleri nasıl bir gıda sektörü bekliyor, sorusunun cevabını bulmaya çalışacağız.
Geleneksel restoran sektörüne hepimiz hâkimiz. Gideriz, siparişimizi veririz ve yeriz. Aynı şekilde market alışverişlerimizi de gider kendimiz yaparız ve geliriz. Fakat hepimizin eve kapanmasıyla birlikte “teslimat” kısmında inanılmaz bir patlamanın yaşandığına şahit olduk. Bir anda onlarca market teslimat şirketleri ortaya çıkmaya başladı. Her taraf motor kuryelerle doldu ve Türkiye’nin ilk “unicorn”larından olan bir şirket bu alandan çıktı. Pandeminin bitmesi ile birlikte bu sektör de çöküşe geçti diyebiliriz. Dünya çapında hızlı teslimat şirketleri ya “exit” yapmaya ya da kapanmaya başladılar. Çünkü kârlılık konusunda inanılmaz dezavantajlı konumdalardı. Ama bu durumdan daha az etkilenecek olan şirketler de yok değil.
Şahsi teslimatlar
Amerika’da şahıslar kendi istedikleri zamanlarda kurye olarak çalışabiliyorlar. Bunun için Uber, DoorDash, Grubhub gibi farklı farklı uygulamalar var. İşinizden eve giderken benzin masrafını mı çıkartmak istiyorsunuz? Uygulamayı indirerek kaydınızı yapıyorsunuz ve hesabınız onaylandıktan sonra gideceğiniz rotada size sipariş veriliyor. Bu şekilde siparişi A noktasından B noktasına götürme işlemini şahıslar yapıyor. Bu hem restoranların “fixed” maliyetlerini minimize ediyor hem de insanlara benzin masraflarını çıkartma imkanı sunuyor. Eklemeden geçmek istemiyorum, bu uygulamaları bir meslek olarak görmemelisiniz. Bu işlemi yaparak geçiminizi tamamen sağlamanız çok zor. Sadece ek gelir olarak değerlendirilmeli.
Hayalet mutfaklar
Geleneksel restoranların konsepti de gelecekte gözden düşecek. Günümüzde Türkiye’de çok bulunmasa da Amerika’da yayılmaya başlayan yeni bir restoran türü var. İsmi “Ghost Kitchen” yani “Hayalet Mutfak”. Bu restoran türünde içeride yemek yiyemiyor sadece kurye teslimat ile yemeğinizi alabiliyorsunuz. Yani tamamen teslimat odaklı bir çalışma sunuyor bu mutfaklar. Bu yüzden içeride ne masa var ne garson. Sadece aşçılar ve siparişi almaya gelen kuryeler. Hatta bu mutfaklar tek bir restoran olarak hizmet vermiyorlar. Tek bir hayalet mutfakta 6-7 restoran adı altında hizmet verildiği oluyor.
Fordizm
Garsonları etkileyecek olan sadece bu kadarla da kalmıyor. Artık yemek sektöründe de “Fordizm” akımını görmek mümkün. Peki "Fordizm" ne demek? Fordizm, üretim süreçlerini bir üretim bandı üzerine kurmak demek. Yani üretimde herkesin sadece bir işi var. Kimisi vida takıyor, kimisi çekiç vuruyor. Yemek sektöründe de üretim bantları gibi üretimlerin öne çıktığını söyleyebiliriz. Buna ek olarak artık servislerin de bu bantlarla yapıldığını ekleyelim. Mutfağın çevresine yerleştirilen bantlara konulan yemekler, müşterilere iletiliyor. Ortada ne garson var ne komi. Herkes yediğini ödüyor. Bir diğer gelişme ise siparişleri artık insanların almayacak oluşu. Amerika’daki birçok restoranın önündeki kiosklardan siparişlerinizi tablet üzerinden giriyorsunuz. Tüm seçenekleri seçtikten sonra kartınızı okutuyor ve siparişinizi oluşturmuş oluyorsunuz. Bahşiş bırakmayı tabii ki unutmayın! Burada kullanılan verinin öneminden de bahsetmek istiyorum. Bakılan her sipariş, insanların önüne getirilen her seçenek “Big-Data” süreçlerinden geçerek insanlara iletiliyor. Bu sayede alımlar maksimize ediliyor. Yani karşınıza çıkan seçenekler rastgele gelen seçenekler değil. Sizin profilinize en uygun şekilde filtrelenip sunulan seçenekler onlar.
Günün sonunda baktığımız zaman her sektör değişmeye mahkum. Kimi işler yok olurken kimi işler yükseliyor. Ama unutmayın, günün sonu ihtiyaçlara çıkıyor. Sektör ne kadar değişse de yemek yeme ihtiyacı her zaman olacak. Yemek yeme stillerimizi değiştiyoruz; restoranlar, kuryeler her şey değişiyor. Peki ya yemeğin bize ulaşma yolu gibi yediklerimiz de değişirse? Bir de bunu düşünün. Sağlıcakla kalın.