Hassas ve duygusal insanlar nasıl mutlu olur?

Hassas ve duygusal insanlar nasıl mutlu olur.
Hassas ve duygusal insanlar nasıl mutlu olur.

Hassas insanlar, kendilerini kolay kolay kabullenmiyorlar. Ben de bu yazıda sana şunu anlatmak istiyorum: Sen hassas yapıda bir insansan bu bir kusur değil, bu bir özür değil. Bundan dolayı kendini ayıplıymış gibi hissetmek zorunda değilsin.

Aşırı hassas bir insanlar, günlük hayatın içinde çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Sanki bambaşka bir insan olmak zorundalarmış gibi hissedebilir ya da bir şekilde duygusal olmalarını, hassas yapıda olmalarını, bazı şeylerden kolayca etkileniyor olmalarını bir zayıflık, bir kusur ya da bir eziklik olarak görebilirler. Kendileriyle barışık olmadıkları için de hiçbir şekilde huzurlu hissedemiyorlar.

İlk adım, kabullenmek olmalı!

Unutma ki sen, ancak kendini kabullendiğin zaman gelişebilirsin. Sen kendini kabullendiğin zaman, şu hayatta istediğin huzura kavuşabilirsin. Ancak ilk başta amacın, kendini kabullenmek olmalı. Sonra, “Ben böyleyim, tamam şimdi ne yapabilirim?” sorusunun peşine düşeceğiz. Eğer hassas bir insansan kendini koruman için yapman gereken, atman gereken ilk adım “kabullenmek” olmalı demiştik. Peki, kabullenmenin gerçek hayattaki ve pratik alandaki karşılığı nedir?

Şimdi sen hassas yapıda bir insansın, daha duygusalsın ve bazı şeyleri daha derin yaşıyorsun. Olumsuz olaylardan da daha fazla etkileniyorsun. Sesten, gürültüden ya da parlak ışıklardan rahatsız oluyorsun. Ama sen, sanki böyle bir insan değilmişsin gibi devamlı olarak kendini de bunlara maruz bırakıyorsun. Kendine diyorsun ki, “Buna bir şekilde katlanmak zorundayım ya da üzülmemek zorundayım. Daha güçlü hissetmek zorundayım. Bu kadar kafama takmamak zorundayım.” Ancak şöyle bir durum var ki sen bir elma ağacıysan kiraz veremezsin, armut veremezsin. Böyle olunca hem kendini bulamayacaksın hem de olmadığın bir insan gibi davranmaya çalıştığın için iki kere üzüleceksin. Birincisi, herhangi biri seni üzdüğü zaman onun için üzüleceksin. İkincisi, “Ben neden üzülüyorum?” diye üzüleceksin.

Üzülüyorsan üzülüyorsundur. Bunu her zaman değiştirmek zorunda değilsin. Ya da bir şekilde bazı sıkıntılı insanlardan, zor insanlardan yoruluyorsan arana mesafe koyabilirsin. Onlara kendini sevdirmek zorunda değilsin. Kendini olmadığın bir şeye dönüştürmemelisin, dönüştüremezsin de zaten. Çünkü bu hassas dediğimiz yapı, genetik yapımızla da alakalı. Bundan dolayı tamamıyla bu durumu değiştirmek mümkün değil. Ancak kendini korumayı öğrenebilirsin.

Herkese iyi gelemezsin!

Hassas insanların en zayıf noktası, diğer insanlarla yaşadıklarıdır. Eğer ki diğer insanlar seni üzüyorsa ve sana zarar veriyorsa başka bir insan olsa bu durumdan ya etkilenmez ya da bir şekilde araya mesafe koyar. Ama mevzubahis hassas bir insansa durum değişiyor ve o kişi olaya şu şekilde yaklaşıyor: “Ben ona yardımcı olmalıyım, ben ona bir şekilde iyi davranmalıyım ve ben ona şefkat göstermeliyim. Çünkü onun buna ihtiyacı var.” Lakin şunu kabullenmek lazım; sen herkesin terapisti ya da psikoloğu değilsin. Herkese iyi gelemezsin. Herkesi düzeltemezsin. Bazı insanlar zehirli insanlardır. Bu insanlar bazen bilerek bile sana zarar vermek, seni duygusal açıdan yıpratmak, kullanmak isteyebilirler.

Burada şuna dikkat etmen çok ama çok önemli. Hassas insanların duygusal sezgileri çok güçlüdür. Diğer insanlarda hissettiğin kötü hislere güvenmen lazım. Bir insan sana bir şekilde iyi hissettirmiyorsa, iyi davranmıyorsa, onunla beraberken ya da onunla beraber olup ayrıldıktan sonra üstünde ağır bir yük kalıyorsa bu insan sana iyi gelmiyor demektir. Bu insanlara karşı birazcık mesafe, bir duvar oluşturman lazım ki ruhsal açıdan kendini koruyabilesin. Elbette ki hak edene erdemli bir şekilde fedakârlık da yaparsın. Ama vicdanının anahtarı, vicdanının kontrolü senin elinde olmalı ki kendini de muhafaza edebilesin.

Bazı insanlar seni anlamayabilir

Önce can, sonra canan! Bu bir bencillik değil. Bu, sadece diğer insanlara daha faydalı olmak için bile ihtiyaç duyulan ana kaynağı korumaktır. Ana kaynağı korumazsan hem kendine hem de diğer insanlara hiçbir faydan olmaz. Her insan olumsuz olaylardan etkilenir ama etrafında dünya yansa umurunda olmayan insanlar da vardır belki de.

Sen öyle bir insan değilsin. Sen başına can sıkıcı bir olay geldiği zaman, olumsuz bir şeyler yaşandığı zaman muhtemelen biraz fazla etkileniyorsun. Ve diğer insanlara göre bu olaylar neticesinde ortaya çıkan duygusal etkilerden kurtulman biraz daha uzun sürüyor olabilir ama diğer insanlar hassas insanları anlamayabilirler.

Maalesef dünya senin zannettiğin kadar hassas değil, senin içinde hissettiğin gibi değil. Her insanı değerlendirirken, tepkilerini ölçerken, sadece kendi bağlamında ve karakterinde değil; bu insanı onun kendi dünyasıyla ve bağlamıyla değerlendirmen de senin bakış açını ciddi manada yoluna koyacak ve seni daha güçlü hissettirecektir.