Görgü, nezaket ve zarafet

Görgü, nezaket ve zarafet.
Görgü, nezaket ve zarafet.

Sizce görgü, nezaket ve zariflik ihtiyaç mıdır? İyilik hâlinin bu üç kavramla ilişkisi nedir? Karakter inşasında bunlar ne kadar önemlidir? Gelin, farklı kültürlerden karşılaştırmalı örneklerle bu sorulara yanıtlar arayalım.

Kore'de açlıktan ölseniz bile, önce evin en yaşlısının yemek yemesini beklemek zorundasınız. Güneydoğu Asya ülkelerinde baş, vücudun en önemli parçası olarak görülüyor. O yüzden birinin kafasına dokunmak ya da üzerinden bir şey geçirmek kabalık olarak yorumlanır.

Meksika'da insanlara kişiler hakkında yapılan, bize göre onur kırıcı sayılan esprilerden gocunmamaları, aksine bunu kabul edilme işareti olarak algılamaları tavsiye edilir. Burada sırf komiklik veya eğlence olsun diye alay etme ve aşağılama geleneği var. Özellikle aile yemeklerinde bunu yapmayı severler.

Yine Meksika'da insanlar, iş veya arkadaş buluşmalarına geç kalırlar. Çünkü gidilen yere zamanında varmak, kabalık olarak nitelendirilir. Çinliler kendilerine takdim edilen bir armağanı, alçak gönüllü ve mütevazı olduklarını göstermek için üç kere reddederler.

Macaristan'da lahana, iltifat anlamına gelir. Biri size, “lahana” diyorsa hemen kızmayın, çok güzel olduğunuzu söylüyor olabilir. “Ah, canım o senin lahanalığın,” diye karşılık verebilirsiniz.

Yukarıdaki bilgileri Türk kültüründeki nezaket ve görgü kurallarıyla karşılaştırın. Hangisi bizde, nasıl karşılanırdı? Her toplumun kurallarının birbirinden farklı olmasının sebebi nedir? Bu kurallar nasıl oluştu, nasıl nesilden nesile aktarıldı? Mesela ilk kim, lahananın güzelliği temsil ettiğini söyledi? Nezaket ve görgü kurallarının sağlam bir dayanağı var mıdır? Devam ettirdiğiniz veya çevrenizdekilerin devam ettirmesini önemsediğiniz görgü ve nezaket kuralları nelerdir?

Nezaket, Farsça “nazuk”, yani nazik kelimesinden türetilmiştir. Nazik sözcüğünün sözlükteki anlamı da karşımıza saygılı davranan, özenli, ince yapılı, narin olarak çıkar.

Görgünün kökü, “gör”dür. Gör kelimesine -gu eki gelmiştir ve görgü olmuştur. Bu -gu eki, partisip ekidir. Aynı şeyi bıçkı, dışkı gibi sözcüklerde de görürüz. Yani görgü bize olaylara, fikirlere, insanlara karşı nasıl bir görüyle, bakışla yaklaşmamız gerektiğini söyler.

Zarafet ise nezaketin ve görgünün üzerindedir. Zarafet, zarif sözcüğünden ortaya çıkar. Zarif de zarf ile ilişkidir. Bu, bize zarafetin aynı zamanda dış görünüşle bağlantılı olduğunu fısıldar. Şık, göze hoş görünen, duyu organlarımızı tırmalayan bir davranışlar ve fiziksel özellikler bütünüdür.

Görgülü veya nazik olabilirsiniz ama zarafet bunlardan başka bir şeydir. Bunları belli basamaklara koysak aşağıdan yukarıya önce görgü, sonra nezaket, en son da zarafet gelir.

Dönüp baktığınızda, hangi basamakta olduğunuzu düşünüyorsunuz? Hangi basamakta olduğunuz, insanların sizi nasıl tanımlayacağı hakkında ipuçları veriyor mu? Sizce görgü, nezaket ve zariflik ihtiyaç mıdır? İyilik hâlinin bu üç kavramla ilişkisi nedir? Karakter inşasında bunlar ne kadar önemlidir?

Ben size bilgiler sundum, yargılarda bulunmadım. Bazen bazı metinlere bir soruyla başlarsınız ama yine aynı metinden daha çok soruyla ayrılırsınız. Her yazı cevaplar vermez, kimi de zihninizde yeni sorular doğurtur.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım