Gençler için yapay zekâda yolculuk
Yapay zeka artık öyle bir hâle geldi ki eğitimden tıpa, balıkçılıktan üretime ve tüketime varana kadar birçok alanda kullanılmakta. Peki hayatımızda bu kadar yer edinmiş olmasına rağmen yapay zekayı gençler ve toplum olarak ne kadar tanıyoruz? “Yapay zekâ nedir? Hayatımızda ne zamandan beri var? Acaba vardı da farkında mı değildik?” gibi soruların cevaplarına gelin hep beraber bakalım.
Yapay zekânın tarihçesi
Yapay zeka ile ilgili sorabileceğimiz soruların bir sınırı yok, tıpkı yapay zekanın kendisi gibi. Ama biz önce tarihsel gelişimine bakalım ve yapay zekânın hayatımızda ne zamandan beri var olduğuna dair kafamızdaki soru işaretlerini silelim. 1950’li senelerde ortaya çıkan yapay zekanın temelleri aslında çok daha öncesinden atılıyor. Fakat burada fark etmemiz gereken nokta ise o zamana kadar bu kavramın “yapay zeka” olarak adlandırılmamış olması. Yani olgu var fakat ismi yok.
İsimlendirilmediği zamanlarda Alan Turing yapmış olduğu Turing Testi ve Enigma’da yapay zekâyı kullanmış olmasına karşın “yapay zekâ” kavramını belirtmeden durumu açıklamıştır. Enigma ve Turing testi günümüz gençleri tarafından bilinmesi gereken ve geçmiş zaman koşullarında bile yapay zekânın yapabileceklerinin bir fragmanı niteliği taşıyan çalışmalardır. Turing testi, yapay zekânın olduğuna dair kanıt niteliğini taşıyan ilk testtir. Test içerisinde Alan Turing, iki insan ve bir bilgisayara yer vermiş olup bireylerin soru cevapla sorulara verilen cevapların insandan mı makineden mi geldiğini tahmin etmesine dair ortamı oluşturmuştur. Ancak bireyler, gelen cevapların makineden geldiğini anlayamamış; karşındakinin insanmış gibi cevap verdiğinin farkına varamamıştır. Bu deneyle yapay zekânın varlığına bir kanıt niteliği taşımasını sağlamıştır. Enigma makinesi ise yine Alan Turing tarafından hazırlanmış 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kontrolündeki Almanya’nın gizli mesajlarının şifrelenmesi ve tekrar çözümlenmesi için kullanılan bir cihaz olarak yapay zekânın tarihinde yer almaktadır.
(Motto Tavsiyesi: Alan Turing’in Enigma projesi hakkında bilgi almak isteyenler “The Imitation Game” adlı filmi izleyebilirler.)
Tarihler 1955’i gösterdiğinde ise John McCarthy, katılmış olduğu Dartmouth Konferansı’nda yapay zekâ kavramını kullanmış olup o tarih itibariyla bu kavramın isim babası hâline gelmiştir. Yıllar içerisinde kullanılmaya devam edilse de doğuşu sonrasında yaşadığı altın çağ, 1974’ler itibarıyla adeta kış uykusuna yatmış ve adından yeterince söz edilmemiştir.
Apple tarafından geliştirilen Siri, yapay zekâdaki kış uykusunun bitiş noktası gibi görülmektedir. 2012 yılından itibaren günümüze kadar fenomen şeklinde ivmelenen çalışmalar sadece Apple’la sınırlı kalmamış, Google ve IBM de insanlarla hatta profesyonellerle yarışabilen yapay zekalar hazırlamıştır. IBM Deep Blue olarak isimlendirmiş olduğu yapay zekâsı ile yenilmez olarak nitelendirilen Rus Garry Kasparov’u satrançta yenilgiye uğratmış, Google ise tasarlamış olduğu yapay zekâsı ile Lee Sedol ile karşılaştığı GO maçında Lee Sedol’u 4-1 gibi bir skorla mağlup etmiştir. Aslında bu olaylar hiç yenilmeyecekleri düşünülen şampiyonların mağlup olmasından öte insanlar tarafından hazırlanan makinelerin nasıl insanlardan öte gidebileceğine, neler yapabileceğine dair ipucu veren önemli dönüm noktalarıdır.
Bu kadar tarihsel gelişmeden sonra yapay zekanın tanımını da yapmak gerekir. Bilgisayarların, insan beynine kolay gelen şeyleri (görüntü tanıma, strateji oluşturma vb.) yapmasına yardımcı olan bir teknolojiyi tanımlayan yapay zeka, makine öğrenmesi (örn. kalıpları tanıma, tahmin yapma vb.) gibi alt kümelerden oluşan bir yapıdır.
Yapay Zekanın Önemi
Derin bir geçmişe sahip olan yapay zekânın günümüz ve gençlerle ilişkisi giderek artmaktadır. En basit hâliyle düşündüğümüzde cihazların akıllı asistanlarıyla etkileşime geçiyor olmamız bu kullanımın örneğidir. Bunun yanı sıra yapay zekâ hayatlarımızın içerisinde bazen sosyal medya gibi varken bile fark edemediğimiz ortamlarda da yer almaktadır. Özellikle kaydırmalı videoların arkasındaki algoritmalar ebeveynlerden devletlere kadar pek çok kurumu endişeye sevk etmekte. Toplumda özellikle terimsel olarak yapay zekâyı tanıma ya da aşina olma durumunun var olduğu göz ardı edilemez bir gerçek. Ancak sadece dışarıdan bir kullanıcı durumunda olmak günümüz ve gelecek için yeterli olmamalıdır. Gençler yapay zekâyı kendi kodları, kendi algoritma yapıları ve kendi modelleri ile kurgulamalı ve üretici konumuna geçmelidirler.
Fakat endişenin yanı sıra tıpkı kodlama ve tasarımsal konuların sağlamış olduğu gibi gençleri tüketici konumundan üretici konumuna geçirmek, gençlerin hayatlarını kolaylaştırabilecek ürünleri de kendilerinin tasarlamasına olanak sağlamada yapay zekanın etkili olduğunu söylemek mümkün. Gelecek nesiller yapay zekânın birçok alt dalına ve özelliğine ihtiyaç duyacak ve zaman geçtikçe yapay zekanın yapabildiklerine ihtiyacın artması da söz konusu olacaktır. İnsan gücünün ya da yeterliliğinin aşıldığı noktalarda ise yapay zekanın fırsatlarından yararlanmak gereklilik hâline gelecektir.
Üretici konumuna gelmek çaba gerektirse de imkansız değildir. 8. sınıf matematik bilgisiyle bir yapay zekanın nasıl oluşturulacağının ve geliştirileceğinin temellerini anlayacak kadar bilgi sahibi olabilirsiniz. Kodlama bilginiz olmadan bile, hazırladığınız sorulara cevap veren bir chatbot (yapay zeka tabanlı mesaj yanıtlayıcı) geliştirebilir, CT taramalarından (Tomografi) akciğer kanserini tespit etme gibi sorunları çözmek için güçlü yapay zekalar oluşturabilirsiniz. Öğrenmeniz gereken şey; yapay zekanın nasıl çalıştığı, nasıl oluşturulacağı ve bir proje için iyi bir veri setinin nereden nasıl bulunup kullanılacağıdır.
Yapay zekâ yukarıdaki alanlar gibi birçok alan için de şu an kullanılabilir özellik ve niteliktedir. Ama gençlerimizin kendi yapay zekâları ile tahminleme yapabileceği ya da ihtiyacına yönelik içerikler sunabilecek yapay zekâ destekli program ya da platformlara ihtiyacımız gittikçe artmakta. Yapay zekâ ile ilgili teorik bilgi sahibi olma dışında kodlama bilgisinin de önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Bu nedenle gençler teorik temeli için çevrimiçi oturumlara katılabilir, dijital ortamlarda eğitimler alabilir ve okullarında yer alan yapay zekâyı tanıyabilecekleri fırsatlardan yararlanabilirler. Sonrasında da edindikleri bu bilgiyi kodlama bilgileri ile bütünleştirerek teoriden pratiğe geçebilirler. Bu amaçla kodlama ile ilgili deneyim kazanabilmeleri için de kullanılabilecekleri blok tabanlı ve metin tabanlı kodlama platformları ya da programlarından faydalanabilirler.
- Blok tabanlı kullanılan programlar öğrencilerin ilk denemeleri için önemli olmakla birlikte, bu programlar ya da platformlar içerisinde yapay zekâ eklentileri ile gençlere hazır kodlar aracılığıyla kendi denemelerini yapma imkânı sağlar.
Metin tabanlı programlama uygulamalarına geçildiğinde ise blok tabanlılar ile pratiğini yapmış ve deneyim kazanmış olan öğrenciler bir adım daha atarak kendilerini gelişmiş yapay zekâ uygulamalarına hazırlamış olurlar.
- Çağın gereksinimleriyle birlikte sürekli gelişen ve değişen toplum içerisinde herkesin yaşamını sürdürebilmek ve ayak uydurabilmek için takip etmemiz gereken trendler ve alanlar oluşmaktadır. Buradan hareketle özellikle gençlerin de yakından takip etmesi ve hatta yeni gelişmelere de öncülük etmesi çok ama çok önemlidir.
Bu yazıda da tarihsel gelişiminden başlayarak tüketimden üretime geçmesi yolunda gelecekte birçok alanda yer alacak olan yapay zekanın ileride geliştiricileri olacak olan gençlere öneriler ve en temel bilgiler sunulmuştur. Bu alanla ilgilenip kendinizi geliştirirseniz ve projeler üretirseniz ve bunları paylaşırsanız siz iş kovalamazsınız genellikle iş fırsatları sizi kovalar. Gelecekte en çok ihtiyaç duyulan beceriler arasında yer alan veri madenciliği, makine öğrenmesi, istatistik gibi alanların hepsi yapay zeka için çok değerli alanlar olmakla birlikte, bu alanlarda çalışanların işsiz kalmak ya da düşük maaşla çalışmak gibi bir derdi olmayacaktır. Dolayısıyla bu alanlara yapılacak yatırımlar akıllı yatırımlar olacaktır.
Doç. Dr. Yavuz Samur (Bahçeşehir Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi)
Öğr. Gör. Meltem Özmutlu (Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü)