Geçmişi ve bugünüyle adabımuaşeret

Geçmişi ve bugünüyle adabımuaşeret.
Geçmişi ve bugünüyle adabımuaşeret.

Geleneksel ve modern görgü kurallarını sentezlemek, yalnızca bireylerin kendilerine değil, topluma ve geleceğe duydukları sorumluluğun da bir gereğidir. Bugün hayatımızın büyük bir kısmı çevrim içi dünyada geçse de gerçek hayattaki nezaket kurallarını dijital ortamlarda da sürdürebilmek, büyük bir olgunluk göstergesidir.

Adabımuaşeret. Diğer bir ifadeyle kültürümüzün harmanladığı davranış kodları. Bizi biz yapan, fakat gün geçtikçe hayatımızdan uzaklaştırdığımız inceliklerin bütünü aslında. Arapçadan gelen ve “iyi geçinme görgüleri” olarak çevrilebilecek olan bu tanım, birçok düzeyde bizlere anlatılmaya çalışılıyor. Ailemizde, okulda, büyüklerimizle olan sohbeterimizde... Fakat biz hepsini bir kenara bırakıp, hızlı bir şekilde daha çok sosyal medya ve internet üzerindeki hareketleri kopyalamaya başladık. Bunun da sonucu, bizi yozlaşmaya götürdü.

Yozlaşma dediğimiz kavram, aslında sadece bu döneme ait bir kavram olarak karşımıza çıkmıyor. Osmanlı’nın son dönemlerine baktığımız zaman da alafranganın eski Osmanlı geleneklerini yozlaştırdığına şahit olmaktayız. Örnek olarak insanların vapurda, tramvayda nasıl hareket etmesi gerektiği, salonda nasıl davranması gerektiği gibi birçok farklı davranış kodu Batı'dan gelen örneklerle değişime uğramış. Buradaki yozlaşma da Tanzimat Dönemi'nin romanlarının genel yapısını oluşturmuş. Bu yazıdan sonra Ahmet Mithat Efendi’nin “Araba Sevdası” isimli romanını okumaya ne dersiniz?

Neyse efendim! Hasılı birçok dönem, kendinden öncekini bir şekilde eleştiriyor. Bakmayın Osmanlı’da bunun yapıldığında. Dünyadaki ilk yazılı tabletler olan Sümer tabletlerinde bile hepimizin zaman zaman sorduğu “Bu gençlik nereye gidiyor?” sorusu, aslında gençlerin sürekli bir değişim içinde olduğunun bir kanıtı. Asıl önemli olan, onlara bu yolculuklarında doğru yolu göstermek ve geçmiş deneyimleriyle gelecek hedeflerini birleştirmelerine yardımcı olmaktır. Öyleyse hep birlikte, geçmişimizdeki adabımuaşeret kurallarını günümüze entegre etmeye çalışalım.

Nerede, nasıl davranmalıyız?

Gerçek hayatta birisinin içeriğini izin almadan kullanmak, büyük bir görgüsüzlüktür. Birisinin sözünü, onun ismini atfetmeden kullanmak da aynı şekilde görgüsüzlük sayılmaktadır.
Gerçek hayatta birisinin içeriğini izin almadan kullanmak, büyük bir görgüsüzlüktür. Birisinin sözünü, onun ismini atfetmeden kullanmak da aynı şekilde görgüsüzlük sayılmaktadır.

- Bir sohbetin ortasına dâhil olurken veya yeni katıldığımız bir Whatsapp grubunda mesaj atarken saygılı ve düşünceli olmak önemlidir. Süregelen bir konuşmayı bölmek yerine, bir süre bekleyip sohbetin doğal akışına uyum sağlamak, daha uygun bir davranıştır. Bu durum hem karşı tarafa saygı gösterdiğimizi hem de kendimizi daha iyi ifade edebilmemizi gösterir.

- Karşınızdakiyle konuşmaya başlamadan önce kısaca kendinizi tanıtmanız ve hâl hatır sormanız gerekmektedir. Direkt olarak istek belirtmek, kaba ve görgüsüz bir davranış olacaktır. Aynı şekilde karşı tarafa e-posta gönderirken de bunları göz önünde bulundurmak, bir görgü kuralı olarak karşımıza çıkmaktadır.

- Yüksek sesle kendi aramızda küfürlü ve argo konuşmak, büyük bir görgüsüzlüktür. Fakat bunu sosyal mecralarda bazen unutabiliyoruz. Öyle ki sosyal medya paylaşımlarının altına, anonimliğin olduğunu düşündüğümüz yerlerde sürekli küfür ve argo yorumlar atılmakta.

- Bir kişiye selam verdiniz, almadı. Kendi tercihi. Üzerine gitmek, tekrar tekrar selam vermek hem rahatsız edici hem de görgüsüzlüktür. Sosyal mecrada ise bu karşımıza takip isteği olarak çıkmaktadır. Birisine takip isteği gönderildiği zaman kabul edilmediyse tekrar atılmaz. Ama birisinin takip isteğini kabul ettiğiniz zaman geri takip atmamak da bir görgüsüzlük olarak sayılmaktadır. Aynı zamanda birisini takipten çıktığınız zaman, onu da takipten çıkarmanız bir sosyal medya nezaketidir.

- Toplulukta, herhangi birisine bağırmak hem ayıp hem de görgüsüzlüktür. Sürekli onu dürtmek, rahatsız etmek de aynı şekilde değerlendirilir. Sosyal mecralarda büyük harflerle yazmak, bağırmak anlamına geldiği için tüm harfler büyük olarak asla mesaj atılmaz. Sürekli mesaj atarak da karşı taraf, “spam”lanmaz.

- Gerçek hayatta birisinin içeriğini izin almadan kullanmak, büyük bir görgüsüzlüktür. Birisinin sözünü, onun ismini atfetmeden kullanmak da aynı şekilde görgüsüzlük sayılmaktadır. Yeni dönemde de bu görgü kuralı, “alıntılama” ve “telif hakkı” olarak devreye girmektedir. Eğer birisinin paylaşımını tekrar paylaşıyorsanız lütfen belirtiniz.

- Bir yere giderken üst başa dikkat etmek, topluluk kurallarına uygun giyinmek gerekmektedir. Aynı şekilde bir çevrim içi toplantıya girdiğimiz zaman kıyafetimizin düzgün olması, pijamamalı olmamak, zamanında girmek, bir grup sohbetinde profil fotoğrafımızın uygun olması da yeni nesil görgü kurallarındandır.

Geleneksel ve modern kuralları sentezlemek, yalnızca bireylerin kendilerine değil, topluma ve geleceğe duydukları sorumluluğun da bir gereğidir.
Geleneksel ve modern kuralları sentezlemek, yalnızca bireylerin kendilerine değil, topluma ve geleceğe duydukları sorumluluğun da bir gereğidir.

Bütün bu örnekler çoğaltılabilir. Hayatımızın her anında var olmaya devam etmesi gereken adap kuralları, hiçbir zaman kenara atabileceğimiz basit olgular değildir. Zamanla hareketlerimiz değiştiği gibi adap kuralları da değişmekte, fakat her zaman bizimle olmaktadır.

Hayatın akışı içerisinde değişen koşullar ve teknolojik yenilikler, adabımuaşeret kurallarının da evrilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak özünde değişmeyen bir gerçek vardır: Nezaket, saygı ve empati, geçmişte olduğu gibi bugün de uyumlu ve sağlıklı bir toplum inşa etmenin temel taşlarıdır. Her dönemin insanı, çevresindeki yeniliklere uyum sağlarken özündeki ahlaki değerleri unutmamalıdır.

Geleneksel ve modern kuralları sentezlemek, yalnızca bireylerin kendilerine değil, topluma ve geleceğe duydukları sorumluluğun da bir gereğidir. Bugün internet, sosyal medya ve dijital platformlar ile hayatımızın büyük bir kısmı çevrim içi dünyada geçse de gerçek hayattaki nezaket kurallarını dijital ortamlarda da sürdürebilmek büyük bir olgunluk göstergesidir.

Hasılı, adap ve nezaket kurallarını hayatımızın bir parçası olarak yaşatmak, bize yalnızca huzurlu bir yaşam sunmakla kalmaz, aynı zamanda topluma katkı sağladığımız bir yaşam felsefesi sunar. Unutmayalım ki bir toplumu yücelten sadece ekonomik ve teknolojik başarılar değil, aynı zamanda bireylerin birbirine duyduğu saygı ve nezaketle örülmüş ilişkileridir.

Özetle “Edep ya hu!” diyerek her hareketimizde bu incelikleri gözetmek için çaba gösterelim. Unutmayalım ki nezaket ve görgü, insan olmanın değişmez erdemleridir ve her çağın gerektirdiği formlarda bizlerle birlikte var olmaya devam edecektir.

Öyleyse geçmişten nazik bir cümle ile bitirelim: Merbût metni kemâl-i dikkat ve itina ile tetkik buyurmanızı istirham ederiz; eğer bir kusurumuz olduysa affınıza sığınırız.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım