Fütürizm: Ulaşım
Geçmişten günümüze hareket halindeyiz. Hareketliliği kimi zaman yürüyerek , kimi zaman uçarak gerçekleştirdik. Peki yürümekten uçmaya kadar nasıl bir yol izledik? Bundan sonra ulaşmaya nasıl devam edeceğiz? Bu yazımızda sizlerle bu konuyu ele almayı planlıyoruz.
Eyer üstünde geçen hayatlar
İlk zamanlarda her yere yürüyerek ulaşımımızı sağlıyorduk. Sonrasında ise Orta Asya steplerinde atları ve Arabistan çöllerinde develeri evcilleştirdik. Bu da bizleri 10 kat hızlandırdı. Artık yüklerimizi taşıyor, daha hızlı gidebiliyorduk. İnsanlık için at binmek bir kültür olmuştu. Sonraları ise tekerlek icat edildi, bunun için yollar yapıldı. Devasa yükler çok rahat bir şekilde taşınabilir oldu ki gemiciliğin de ilerlemesiyle artık sınırlar da ortadan kalkmıştı. 1800’lerde buhar makinesinin icadıyla başlayan Endüstriyel devrim ise hayatımızı hiç olmadığı kadar hızlandırdı. Uçak da icat olunmuştu artık. Dünya giderek global bir köy haline gelmişti. Ne iklime bağlıydı ulaşım ne de engellere. Köprüler, tüneller, otobanlar… Ulaşım, insanlık için en önemli faktörlerinden biri haline gelmişti. Ülkelerarası taşımacılık gemilerle, trenlerle, tırlarla ve uçaklarla yapılmaya başlanmıştı. Bu da globalizasyon yani küreselleşmenin lokomotifi olmuştu.
Upuzuuun bir giriş yaptıktan sonra köşemizin teması olan fütürizme geri dönmenin vakti geldi. Biz biraz daha gelecek üzerine konuşacağız. "Everything that can be invented has been invented." Yani “İcat edilebilecek her şey icat edildi.” cümlesi 1899’da söylenmişti Birleşik Devletler Patent Başkanı Charles Deull tarafından. Peki gerçekten öyle mi?
Elektrikli arabalar
İlk defa 1832’de üretilen elektrikli araçlar son zamanlara kadar kimsenin gözdesi değildi. Bunun en önemli sebebi ise bataryaların yetersizliği olarak karşımıza çıkıyordu. Yıllardır gündemimizde olan elektrikli arabalar son zamanlarda ise büyük bir rekabet oluşturuyor. Özellikle Elon Musk’ın da CEO’su olduğu Tesla şirketinin rekabeti artırmasıyla birlikte büyük şirketler de elektrikli araba sektörüne önem vermeye başladı ki hepimizin bildiği dev araba markaları da tamamen elektrikli araba üretimine geçme kararları almaya başladılar.
Zaman geçtikçe de bataryanın getirmiş olduğu sınırlandırma da ortadan kalkmaya başladı. Mercedes- Benz birkaç hafta önce yeni batarya ile EQXX aracının 1.000 kilometreden uzun bir menzile sahip olduğunu açıkladı. Dünyadaki araçların yenilendiği bu dönemde ülkemizde de hareketli anlar yaşanmıyor değil. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın da önderlik ettiği TOGG projesi ile yakın zamanda kendi araçlarımızı yollarda görmek için şafak sayıyoruz.
İstikbal göklerdedir
Wright kardeşlerin ilk uzun uçuşlarından sonra gökyüzü adeta devletlerin rekabet ortamına haline gelmişti. 1. ve 2. Dünya Savaşlarındaki üstünlük göklerdeki it dalaşlarıyla belirlenmişti. 2. Dünya Savaşı’nı bitiren ise uçaktan atılan Little Boy ve Fat Man adlı iki atom bombasıydı. Soğuk Savaş’ta ise ABD ve SSCB’nin arasındaki gökyüzü rekabeti atmosferi aşmış durumdaydı. Uzay çalışmaları son gaz devam ediyor, hiç geri gelmemek üzere roketler fırlatılıyordu. Tarihsel bir arka planı da verdikten sonra günümüzdeki havacılık ve uzay çalışmalarına kısa bir göz atalım.
Dünyanın en zenginlerinin vermiş olduğu bir rekabet var burada da. Jeff Bezos ile Elon Musk’ın rekabeti söz konusu. Blue Origin ile SpaceX uzaya turist gönderebilmek adına çalışmalar yapıyor ki şu an önde olan SpaceX gibi duruyor. Halihazırda Uzay İstasyonuna misafirlerini taşımış bulunmakta. Atmosfer katmanında ise çalışmalar sürmekte. Uçan araba konsepti ile trafik sorununa çözüm bulmayı hedefleyen şirketler AR-GE çalışmalarını yürütüyor ki ülkemizde yine bu konuda çalışmalar devam etmekte. Baykar şirketinin geliştirmiş olduğu Cezeri, iddialı çalışmalarıyla ve konseptiyle göz dolduruyor. Kim bilir? İstanbul trafiğinin çözümünü Cezeri ile çözeriz. Dünyada ise Uber’in konsept çalışmaları göz kamaştırmakta. Joby Havacılık ile yapmış olduğu ortaklıkla uçan taksiler yapmayı isteyen Uber’in bu alandaki markası ise Uber Elevate. Bazı metropollerde test sürüşlerine başlayan markalar ile rekabete girişen Uber Elevate’in bu alana heyecan katacağı kesin.
Engelleri aşmak
Hızlanmak her zaman araçlarla gerçekleşmiyor. Bazen de engelleri aşmak, onları aşarken de inovatif olmamız gerekiyor. Bunlardan bir tanesi ise yazımızda bol bol yer verdiğimiz Elon Musk’a ait. Hyperloop ile trafiğe alternatif bir çözüm getiriliyor. Benim aklıma ise sürekli Star Wars’taki Hyperspace yani Hiper Uzay geliyor. Belki gün gelecek galaksiler arasındaki mesafeyi saniyeler içerisinde aşacağız.
Dünya hızlanıyor. Ama hâlâ en çok tercih edilen ulaşım yöntemi deniz yolu. Bunun sebebi ise deniz taşımacılığının ciddi manada ucuz olması. Demek oluyor ki bizim için en önemli şeylerden bir tanesi fizibilite. Ne zaman birçok teknolojiyi daha ucuza getirebilirsek o zaman dünya çok daha hızlı bir hale gelebilecek. Benim aklım ise ışınlanmada. En büyük devrimi ışınlanma ile yapacağız. Mümkün mü? Bilinmez. Ama hayali bile heyecanlandırıcı. Işınlanacak günlere.