Dolap detoksu
Moda, mevsimler ve biz sürekli değişiyoruz, peki ya dolaplarımız? Yaz artık bittiğine, havalar serinlemeye başladığına göre dolaplarımızı mevsimine göre değiştirmenin vakti geldi demektir. Zira artık serin akşamlar yerine soğuk akşamlar var. Fermuarlı üstlerimiz olmadan dışarı çıkamaz olduk. Öyleyse “Güle güle yaz, merhaba sonbahar.” diyebiliriz. E haydi o zaman, dolapları kışa hazırlamanın vakti geldi.
Hangi mevsim olursa olsun alışveriş yapmayı ihmal etmiyor, dolabımızda mutlaka eksik bir parçanın olduğunu düşünüyoruz. Uzmanlara göre bunun nedeni dolaplarımızın yeteri kadar sade olmayışı. Birden fazla tişört, pantolon, mont, ceket derken dolaplarımız içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Bu da görsel bir dağınıklığa sebep oluyor. Sabah uyandığınızda ne giyeceğinize bir türlü karar veremiyor ya da giymek istediğiniz tişörtü bir türlü bulamıyorsanız gardırop detoksu yapma vaktiniz gelmiş demektir.
Bedenimizi ve zihnimizi temizlemek ve yenilemek gibi farklı gereksinimlerle detoks yapıldığını duymuşsunuzdur. Hatta birçoğunuzun en az bir kez detoks yaptığını söyleyebilirim ama ispatlayamam(!) Gardırop detoksu da dolabımız içerisindeki fazlalıklardan kurtulmaya ve dolabımızı rahatlatmaya deniyor. Eğer dolabın karşısında yarım saat duruyor ve ne giyeceğine bir türlü karar veremeyip hiçbir kıyafetinin olmadığını düşünüyorsan dolabını bir de detokstan sonra gör. Kendini alışverişe gitmiş gibi hissedeceksin.
Gardırop detoksu vaktimizi alacak bir işlem. Belki bir tam gün ayırmak gerekebilir. Ama o kadar vaktim yok bütün günümü eşya düzeltmekle harcayamam diyorsan bu işlemi önce kategorilere sonra da günlere ayır. Örneğin; ayakkabı dolabı, takı dolabı, çantalar, makyaj malzemeleri, giysi dolabı, çorap çekmecesi (ki bu baya uzun sürebilir), çamaşır çekmecesi ve ıvır zıvır gereksiz eşyaları koyduğumuz ve bir türlü kapatamadığımız o çekmeceyi farklı günlerde düzenleyebilirisin. Böylece hem sıkılmamış hem de yorulmamış olursun.
Bir yerden başlamak gerek. Önce kıyafet dolabımıza bakalım. Dolapta kalmaya hak kazanan kıyafetlere göre çanta, ayakkabı ve aksesuarlarımızı düzenleriz. Eşyaları; temizlenip bir sonraki yaz için hurçlanacaklar yani kalacaklar, bir başkasına verilecekler, geri dönüşüme atılacaklar şeklinde gruplayabiliriz. Gardırobunu yeniden gözden geçirirken kendine, sahip olduğun giysi ve aksesuarlardan gerçekten en iyi şekilde yararlanıp yararlanmadığını sorabilirsin. Araştırmalara göre dolabımızdaki kıyafetlerin sadece yüzde 20’sini yüzde 80 oranında giyiyoruz. Tüm eşyalarımızı dolaptan çıkarıp baktığımızda dikkat etmemiz gereken ilk kural iki yazdır giymiyorsak önümüzdeki yaz da giymeyeceğiz demektir. Bu nedenle iki yazdır giymediğin tişört, pantolon ne varsa ve hâlâ iyi durumdaysa verilecekler bölümüne koyabilirsin. Hatta çok iyi durumdaysa ikinci el satılacaklar kategorisi oluşturarak kendine gelir elde edebilirsin. Dikkat et, kazandığından fazlasını alma!
- Dolabımızdaki kıyafetlerimizi güncellerken bir diğer önemli husus da eşyalarımızla duygusal bağ kurmamamız gerektiği. Bunu kızlar daha çok yapıyor itiraf edelim. “Bunu şurada giymiştim.”, “Bunu buradan almıştım.” derken kıyafetlerimizden kopamıyor ve istediğimiz sadeliğe ulaşamıyoruz.
Bu nedenle kıyafetlerimizle romantik dakikaları bir kenara bırakıp onlarla bir geleceğimiz olabilir mi diye düşünmeliyiz. Mesela önümüzdeki yaz onu hayatımda ister miyim sorusunu sorabiliriz kendimize. Cevabımıza göre verilecekler/satılacaklar/atılacaklar ya da kalacaklar kategorisine gönderebiliriz. Bir de bütün yaz giyip artık sıkıldığımız –hatta artık çevremizdekilerin bile sıkıldığı mı demeliyim- parçalar var ki onlar direkt verilecekler arasına girmeli.
Yazlıklarımızı ayırdıktan sonra sıra geldi kışlıkların yerleşmesine. Yukarıdaki kurallar yeni mevsim kıyafetler için de geçerli. Moda kadar hızlı olmasa da kilomuz da bir mevsimden diğerine geçerken farklılaşabiliyor. Bu nedenle kıyafetleri ayırırken geçen kıştan kalanları deneyerek dolapta kalıp kalmayacağına karar verebiliriz. Denemelerimizde kendimize karşı dürüst olmak öncelikli şartımız tabii.
Gardırobumuzda açılan alan nelere sahip olduğumuzu hatırlayıp görmemizi ve gördüklerimizi daha rahat kombinleyerek kullanmamızı sağlayacak. Kıyafetlerimizi kullanım sıklığına göre düzenlemek, işimizi daha da kolaylaştıracak. Aynı türdeki giysileri bir arada tutmak, aradığımıza daha çabuk ulaşmamızı sağlayabilir. Tüm pamuklu örgü üstlerinizi bir çekmeceye, kalın kazakları bir çekmeceye, kot pantolon ve pantolonlarını bir çekmeceye koyabilirsin. Giysileri boy veya renge göre asmakta fayda var. Hatta sıklıkla birlikte giydiğiniz eşyaları üst üste asmalı ki kombinler hazır olsun.
Çorap ve çamaşır çekmecelerin için çekmece düzenleyici elemanlardan faydalanabilirsin. Gereksiz gibi görünseler de gerçekten çekmecelerin daha uzun süre düzenli kalmasını sağlıyor. Teki olmayan çoraplarımızdan kurtulmak, sökük ya da eskimiş çamaşırlarımızı kaldırmak çekmecelerimizi epey rahatlatacak.
Rengarenk aksesuarlarımızın da yazlıklar arasına kaldırılma vakti geldi sanırım. Küpelerimizi eşleştirerek dolaba ya da çekmecelerimize koymak bize hazırlanırken vakit kazandıracaktır. Kolyeleri ve bileklikleri ayırarak yerleştirmek de öyle. Sabahın erken saatlerinde takı dolabında kaybolmak istemeyenlere önemle duyurulur.
Gardırop detoksu sadece dolabımızı düzene sokmaz, ruhumuzu dinlendirir, stresimizi azaltır. Üstelik bizim sıkıldığımız bir kıyafet başkası için yeni sayılabilir ve bir başkasını mutlu etmenin verdiği huzur paha biçilemez, hele ki böylesi bir dönemde.
Dağınık bir dolap bizi alışveriş yapmaya iter ancak düzenlediğimizde kıyafetlerimizi hatırlayarak yeni kombinlerde değerlendirmek bizi bir süre daha alışveriş yapmadan idare edebilir. Sonuç olarak bu ayki moda mottomuz; daha az israf, daha az pişmanlık. Alışverişlerimizi azaltırsak aile bütçesine katkı sağladığımız gibi daha sürdürülebilir bir ekosisteme de destek oluruz.
İclal Şahin Bayındır / Yazar