Dişlerin en büyük düşmanı paketli gıdalar
Sağlıksız beslenme alışkanlıkları giderek yaygınlaşıyor ve bu durum diş çürüklerinin artmasına neden oluyor. Özellikle şekerli ve asitli gıdaların yoğun olarak tüketilmesi; aynı zamanda diş temizliğine gereken önemin verilmemesiyle birlikte dişler hızla çürüyor.
Düzenli diş temizliği ve ağız bakımına önem vermeyen, beslenmelerinde karbonhidrat ve şeker içeren gıdalara ağırlık veren, gece yatmadan önce dişlerini fırçalamayan, endüstriyel şeker ağırlıklı gıdalarla beslenen ve fazla miktarda asitli gıda tüketen gençler diş çürüğü tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Ağzımızdaki belirli bakteriler, tükettiğimiz şeker ve karbonhidratları aside dönüştürerek diş yüzeyindeki mineralleri yok ediyor. Bu asitler, başlangıçta küçük olmasına rağmen zamanla hızla büyüyen ve “çürük” adı verilen delikleri oluşturuyor. Beslenmemizde şekerli, asitli ve yüksek karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınmak, dişlerimizi günde en az iki kez ya da tercihen her ana öğün sonrasında fırçalamak, diş ipi ve ağız gargarası gibi fırçalamayı destekleyen ürünleri kullanmak ve belirli aralıklar diş hekimi kontrolünü aksatmamak, diş çürüklerini önlemeye katkı sağlıyor.
Sosyokültürel açıdan zayıf kalmış, maddi imkânları sınırlı ailelerde işlenmiş ve paketli gıdalar daha fazla tercih ediliyor. Bu nedenle de diş çürüklerine daha sık rastlanılıyor. Ayrıca ağız ve diş sağlığı eğitimini hem aileden hem de okullardan yeterince alamamış olmamız da bu durumu etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Eskiden insanların şeker kullanmamaları ve yiyecekleri daha az pişirip daha katı bir şekilde tüketmeleri, diş sağlığı üzerinde olumlu bir etki yaratıyordu. Sert gıdaların dişleri doğal yollarla temizlediği bilgisi doğru olsa bile günümüzde çok sık tüketilen paketli, işlenmiş gıdalar ve asit içeren içecekler ile pişirilmiş ve yumuşacık yapılmış karbonhidratlar diş çürüklerinin yaygın biçimde görülmesine neden oluyor.
Şekerli, yapışkan ya da asitli gıdalar tüketilecekse üç ana öğün içinde tüketilmeli ve bu öğünler sonrasında mutlaka dişler fırçalanmalı. O an diş fırçalamak mümkün değilse ağız su ile çalkalanmalı ya da bir bardak su içilmeli. Ara öğünlerde de elma, havuç gibi sert gıdalar tercih edilmeli. Çünkü bu gıdalar dişleri temizleyip, diş etlerine masaj yapıyor. Son olarak yemeği şekerli ya da yapışkan bir gıda ile bitirmek yerine, ağza en son atılacak bir parça peynir ile şekerin çürük etkisini en aza indirmek mümkün olabiliyor.
Velev ki dişlerinizi korumak konusunda bir parça geç kaldınız ve bir iki dişinizde çürük oluştu. Endişe etmenize gerek yok. Doğruyu öğrenip uygulamak için zamanınız olacak. Çürük tedavisinde ilk adım, ilerleyen çürüğü durdurmak ve dişin canlılığını korumaktan geçiyor. Mine yüzeyinin bozulma sürecinin en erken aşaması beyaz nokta lezyonudur. Bu lezyonların geleneksel tedavileri, topikal florid uygulaması ve oral hijyenin geliştirilmesini içerir. Diş yüzeyinde, yani minede bir kavite meydana gelirse amaç çürüğün pulpa dokusuna ilerlemeden durdurulması ve basit tek seanslık bir işlemle dolgu yapılmasıdır. Ancak eğer çürük, dişin pulpasına kadar ilerlemişse yapılacak işlem dişin sinirlerinin alınması, kanalların doldurulması ve dişin üst dolgusunun yapılmasıdır. Diş çürükler, korkulanın aksine, günümüz teknolojisi ve yeni nesil diş hekimliği aletleri sayesinde acısız ve hızlı bir şekilde tedavi edilebiliyor. Diş çekimini eski zamanlar ile karşılaştırdığımızda, şu anda temel amaç dişi vücudumuzun diğer organları gibi düşünüp mümkün olan en uzun süre ağız içinde tutmaya çalışmak olmalıdır. Biz hekimler, bu hedefe ulaşmak için son teknoloji cihazları, en kaliteli malzemeleri ve yıllar içinde biriktirdiğimiz bilgi birikimini de kullanarak hastalarımız için en iyi tedaviyi sağlamayı amaçlıyoruz.