Bugüne kadar aldığım kötü yaşam tavsiyeleri
Birçok insan diğer insanlara öneri verme konusunda çok motive. Aslında bu durum hepimizin dönem dönem yaşadığı bir şey. Diğer insanların bizim aklımıza ve öğütlerimize ihtiyacı varmış gibi hissediyoruz. Diğer insanların işine yarayıp yaramayacağına bakmadan onlara kendi yaşam hikayemizden çıkardığımız yorumları söylüyoruz. Bunların bir kısmı diğer insanların işine yararken bir kısmı da zarar verici olabiliyor.
Öğüt verme konusunda daha cimri ve dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Karşı tarafın bizden öneri istememesi durumunda verilen öneriler ve çok bireysel yorumlar hem aradaki ilişkiyi hem de karşıdaki insanı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca durmadan etrafa öğüt saçan insanların diğer insanlar tarafından itici algılanması ihtimali söz konusudur.
Gelelim benim bugüne kadar aldığım kötü yaşam tavsiyelerine. Eğer bu tavsiyelere uymuş olsaydım sanırım şu an maddi ve manevi açıdan daha kötü bir noktada olabilirdim. Bu arada kötü yaşam tavsiyeleri veren insanlar genelde kötü niyetlerinden dolayı bunu yapmıyorlar. Ya sadece kendileri için geçerli olan kuralı dayatmaya çalışıyor ya da toplumdan öğrendikleri genelgeçer yanlışları tekrarlıyorlar.
En sık duyduğum kötü yaşam tavsiyesi, her zaman güçlü olmalısın. Birçok insan tarafından, hayatımın zorlu zamanlarında bana en sık söylenen cümlelerden biridir bu cümle. Elbette güçlü olmak önemlidir ama her zaman güçlü olmaya çalışmak ne kadar mümkündür ve gerekli midir? İnsan aciz bir varlıktır ve yaşadığı zorluklar neticesinde üzülebilir, korkabilir, hayal kırıklığına uğrayabilir. Bu çok doğal bir süreçtir. Böyle zamanlarda bu duyguları görmezden gelip güçlü kalmaya çalışmak sonrasında psikolojik problemlere sebep olabilir.
Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin. Sanırım hepimiz bu cümleyi duymuşuzdur. Güvenmenin insanın başına bela olacağını ve her zaman tetikte olmak gerektiğini hatırlatıyor bize. Ancak diğer insanlara güvenmeyen insanlar yakın ilişki kurmakta zorlanırlar, iş ve özel yaşamlarını geliştiremezler. Kontrollü güven hayatımızda her zaman olması gerekendir. Her zaman risk vardır ama insanlığın gelişmesini sağlayan da bu risktir.
Aşk varsa gerisi yalandır, aşk her şeye yeter. Keşke gerçek olsaydı. Ancak aşk ilişkilerin başlangıç motivasyonudur. İki insanın birbirinin hayatına dâhil olmak için hissettikleri yoğun duygudur. Ve aşk yoğunken genelde insanlar birbirlerinin kusurlarını, uyumsuz taraflarını görmeme eğilimindedir. Evet, aşk önemlidir ama uyum ve arkadaşlık, ilişkilerin sürmesi için gerekli olandır. Yani aşk hiçbir zaman tek başına yetmez.
Her zaman büyük düşünmelisin. İlk bakışta çok motive edici gibi görünse de bazen büyük düşünmek, elimizdekilerle harekete geçmeyi zorlaştırabiliyor. Sadece büyük düşünen insanlara, hayatın o an sunduğu küçük gelişmeler yetersiz gibi gelebilir. Böyle olunca insan mucizeler beklemeye başlıyor. Hâlbuki büyük hayalleri gerçekleştiren şeyler hep küçük adımlar. Zihnimizin bir bölümünde büyük hayaller yer alabilir ama asıl enerjimizi küçük adımları istikrarlı olarak atmaya odaklamalıyız.
Her zaman uyumlu ol, fazla dikkat çekme. Bu da sık duyduğumuz öğütlerden biri. Ama her insanın sadece kendine özel bir parıltısı var. Ve bu parıltının ortaya çıkması için bazen diğer insanlara rağmen hareket etmek ve uyumsuz olmak gerekir.
Sonuç olarak, bizden tecrübeli insanların tavsiyeleri her zaman işe yarayabilir. Önemli olan bunları mantık süzgecimizden geçirip hayatımıza ondan sonra uygulamaktır. Kendine iyi davran, görüşmek üzere…
Beyhan Budak / Klinik Psikolog