Beyin koçu, hızlı okuma eğitmeni: Mehmet Taşhanlıgil
Yarım kalan kitaplar, raflarda boynu bükük kalmayacak, kitaplar ninni gibi uyutmayacak. Kolumda çanta, elimde satacaklarımın birer örneği, sokak sokak gezen işportacı edasıyla bir pazarlamacı gibi söze başladım sanki. “Kitap okuyamamaktan mı şikâyet ediyorsunuz, kitap okumaya vakit mi bulamıyorsunuz yoksa okumaya başlar başlamaz uykunuz mu geliyor? İşte okuryazarmix karşınızda, her akşam yatarken bir tane yutu...” demek isterdim. Etrafımda, okuryazar çevrede okuyamama, geri kalan kitlede ise bir okumama problemi görüyorum. Bir kesim günlük meşgalesinden vakit bulmadığından, giderek okuma alışkanlığını kaybettiğinden yakınıyor. Bir başka kesim ise okuma alışkanlığı kazanamamış, haber yazısını okumaya bile tahammül edemiyor.
Ahval böyleyken okuma konusunda bir pazarlama yapmak, bunun piyasasına yönelmek, bu problemin çözümüne yönelik uğraş göstermek elzem hâle geliyor. Bu sebeple bu ayın kapağı için beyin koçu ve hızlı okuma eğitmeni olan Mehmet Taşhanlıgil, biçilmiş kaftan diye düşünüyorum.
Mehmet Taşhanlıgil, küçük yaşta çalışmanın ve para kazanmanın tadını alanlardan. Esnaf ailenin çocuklarının aşağı yukarı ortak deneyimi desem yanılır mıyım? En azından girişimci ruhlular, burada başı çekiyor diyebilirim sanırım. Mehmet Bey, Mersin’de sebze meyve hali olan bir babanın oğlu. Bu dünyayla beş yaşında tanışmış. Esas işine geçmeden önce en iyi yaptığı işi söylemek isterim: Gülmek. Negatife karşı duruş ve dünyayı kucaklama becerisi. Konuşmalarından birinde şu sözleri sarf etmişti: “İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, sözleriyle uğurlanır. Güler yüz de bir kıyafettir.”
Çocukluğunda gittikleri yazlığın bahçesinde, babasından her hal dönüşünde istediği mısırları satarmış. “Çalışmaya küçük yaşta başladığınızda insanlar size güler yüzünü gösteriyor ve bu güler yüz içinize küçük yaşta kazınıyor. Bunu hayatımızın farklı alanlarında kullanırsak büyük avantaj elde ederiz. Bir su deneyi vardır, su kristallerine klasik müzik dinletildiğinde ve güzel sözler, dualar söylendiğinde berrak; metal müzik dinletip kötü sözler söylendiğinde siyah (ve birbirinden kopuk) olduğu görülüyor. Bizim vücudumuzun dörtte üçü, beynimizin yüzde doksanı su. Bu gibi durumda (öyleyse) güzel sözü ve güler yüzü asla bırakmamalıyız diye düşünüyorum.”
Mehmet Taşhanlıgil, Yeditepe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü'nden mezun. Aslında yazılım ve kodlama konularında pek de fikir sahibi olmadan bu bölümü tercih etmiş. Bununla alakalı gülerek anlattığı bir anısını da buraya bırakmak istiyorum. Derslerden kodlamanın sınavı olacağı gün, yazılımcı bir arkadaşından yardım almak istemiş. Çok sıkıldığı, zorlandığı ve anlamadığını düşündüğü bir ders. Sınavın içeriği, Facebook Chat formatında bir platform hazırlamak. Tabii open net/internet açık bir sınav olunca internetten bir yazılımcı bulup bir miktar da para teklif ederek sınavını o arkadaşa çözdürmüş.
Yazılımdan çok uzak olduğunu söylediği kişi, şu an bir yazılım şirketi bulunan Süper Hızlı Okuma/Super Read ve Speedymemo’nun sahibi. Bunun anlamı, aslında içinde bulunulan çağı ve dünyayı iyi gözlemek ve ona uygun olarak akıllıca adımlar atmak.
Mersin’de yaşayan ve üniversite sebebiyle İstanbul’a gelen Mehmet Taşhanlıgil'in aklında, bu bölümü yazarken ve İstanbul’a gelirken hep kendisini geliştirme fikri varmış. Eğitimine devam ederken farklı kurumlarda staj yapma imkânı yakalamış. Sanıyorum en prestijli olanı Google olsa gerek. Bu kadar hızlı ve heyecanlı planlar yaparken işin buralara geleceğini tahmin etmiş midir acaba? Bence etmiştir. Hayallerini büyük tutup, ona ulaşmada ısrar ettiğini tahmin ediyorum. Staj yaptığı bir kurumda mesai saatlerinin dışında, şirkette daha farklı projeler geliştirme üzerine kafa yorduğu sıralarda çevresinin dikkatini çekmiş. Ona ofiste geç saatlere kadar ne yaptığını sorarlarmış. O ise farkındalık oluşturmaya, yeni projeler çıkarmaya çalıştığından bahsedermiş. Ama maalesef şirket, her seferinde ona olumsuz dönüşler yapmış. Bu sırada üçüncü sınıf öğrencisi olan Taşhanlıgil, mezun olunca kendi şirketini kuracağına orada karar vermiş.
Amerika'da taksici olmak
Üniversite okurken en çok yapmak istediği şeylerden biri de Work and Travel ile Amerika’ya gitmek olmuş. Maddi yetersizliklerden dolayı devamlı ertelemek zorunda kaldığı bu isteğini arkadaş çevresinden aldığı tavsiyeyle gerçekleştirmiş. Cebindeki 400 dolarla anca kiralayabildiği bisikletle bu işi yapmaya girişmiş. Söylediğine göre paraya farklı bir isim vermeye bile başlamış o dönemde. Kazandığı parayla Amerika’nın pek çok yerini gezebilmiş ve de hatırı sayılır bir alışveriş yapmış. Türkiye’de yapacağı işlerin gidişatını belirleyen birçok deneyimin sahibi olmuş. Bunun ilki, pratik olmasından dolayı devamlı tercih ettiği dilim pizza. Amerika’dan dönüp ertesi yıl okulunu bitirdiğinde, Türkiye’nin ilk dilim pizzacıcısı girişimini başlatmış. 20 metre karelik bir alanı satın alabilmek için epey uğraş verdikten sonra, bir şefle birlikte bu işi yapmaya başlamış. Zaten küçük bir alanda daha fazla kişiyi çalıştırmanın mümkün olmayışı ve buna bütçe ayıramayışı, onu hem güler yüzlü bir patrona hem güler yüzlü bir garsona hem de güler yüzlü bir kuryeye çevirmiş.
İşlerin iyice yoğunlaşması hem sermayeyi hem de çalışılan alanı büyütmelerini gerektirmiş. Üstelik bir buçuk yıldır sürdürdüğü gücünün çok üstünde çalışma temposu, onu fazlasıyla yormuş. Taşhanlıgil, bu konu hakkında şu sözleri sarf ediyor: “Sabah sekizde evden çıkıyorum, gece üçte dönüyorum. İnsan kendine vakit ayıramadığında kazanılan paranın pek de kıymeti olmuyor. Çünkü onu harcayacak yer ve zaman bulamıyorsunuz.” İlk kurduğu sermayesinin 10 katı kadarını bir buçuk yılda kazandıktan sonra burayı satmaya karar vermiş.
Kendisinin kodlamaya ilgisi yokmuş dedik ama ilgisinin olduğu şeyleri söylemeden geçtik sanırım. Mehmet Taşhanlıgil, küçükken normalin dışında bir hareketliliği olduğunu söylüyor. Bu hiperaktivite sebebiyle odaklanma güçlüğü çektiği için, ailesi derslerdeki başarısının olumsuz etkilendiğini düşünüyor. Bunun üzerine ortaokulda hızlı okuma kursuna kayıt yaptırmışlar. Okumayla arasını hep iyi tutmuş olan Mehmet Bey. Bu kursla beraber anlama kuvveti ve becerisi arttıkça okumaya olan tutkusu daha da artmış. Öyle ki üniversite yıllarında hızlı okuma ve hafıza teknikleriyle alakalı eğitimler verir hâle gelmiş.
Üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik hızlı okuma eğitimleri düzenlemiş. Fakat yerli yerine oturmuş bir uygulama ile ders vermediği için bu dersler kısa vadede işe yarasa da uzun vadede istediği sonucu alamamış. Bunun üzerine tıpkı bir koçla çalışmak gibi spor salonu üyeliği mantalitesinden yola çıkarak hızlı okuma üzerine bir yazılım geliştirmiş. Bu sayede daha sistemli bir koçluk hizmetiyle danışanlarına gerekli altyapıyı sunabiliyor ve antrenman yaptırabiliyor. Mehmet Taşhanlıgil, aynı zamanda Zihin Haritaları’nın mucidi, Dünya Hafıza Şampiyonası'nın kurucusu Tony Buzan’dan eğitim almış ve Türkiye’deki hızlı okuma, hafıza teknikleri ve zihin haritaları konusundaki tek Tony Buzan lisanslı eğitmendir.
Mehmet Taşhanlıgil, aynı zamanda İngiltere’de beyinle alakalı çalışmalar yapan Brain Trust Charity adındaki bir vakfın başkan yardımcısı. “21. yüzyılda, hız ve teknoloji çağında her şey bu kadar hızlı akıyor ve de insan birden birçok değişkene maruz kalıyorken, okuma pratiğini de ilk okuma yazma öğrendiği yaşta bırakmamalı. Bilakis daha hızlı okuyarak daha iyi anlama ve yorumlama becerisi kazanmalı görüşünde.
Eğitimler seminerlere, seminerler organizasyonlara doğru büyüyüp giderken TEDx Ankara’nın organizatörlüğüne kadar birçok deneyim geçirmiş. “0’dan 1’e Girişimcilik” “İknanın Güler Yüzü” başlıklı seminerler vermiş. Hâlen Personal Development Academy (PDA) adındaki eğitim ve danışmanlık girişimi olan kurumun genel koordinatörlüğünü üstlenmekte. Birçok kalemde çalışmaları olan Mehmet Bey, geliştirdiği yazılımla bürokratlardan akademisyenlere, öğrencilerden memurlara kadar farklı yelpazede insanlara koçluk desteği sağlıyor. Ayrıca “Nereden Başlasak? Vespa ile Girişimcilik Yollarında” adında bir de kitabı var.
Sonuç olarak hızlı okuma nedir? Böyle bir şey mümkün müdür? Hızlı okuma, anlamayı önler mi? Nasıl yani, bir saate bir kitap bitirebilecek miyim? Beynimin yüzde yüzünü kullanabilir miyim, kullanırsam ne olur? gibi soruların cevabını Youtube kanalındaki videolardan rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Kitapla kalın!