Akıllı telefonla spor fotoğrafçılığı
Mucizevi bir kurtarış, bir smaç, bir blok, son saniye golü veya akıllara durgunluk veren bir yetenek gösterisi… Bu anları en güzel şekilde yakalayabilmek için ihtiyacımız olan bazı ipuçlarıyla spor fotoğrafçılığında kendimizi geliştirmeye başlayalım.
Maçlarda ya da spor müsabakalarındaki kritik anları hem izleyip hem de o anı fotoğrafla ölümsüzleştirmek, gerçekten de heyecan verici ve unutulmaz bir deneyimdir. Çünkü bu anlar, bazen bir sporcunun müthiş yeteneğini, bazen de bir takımın kolektif başarısını gözler önüne sererek nefes kesici bir etki oluşturur. Her zaman yaşanmayan bu anlar, bize sporun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda ilham kaynağı olduğunu da hatırlatır. Bu anları tekrar tekrar görsek bile bizi her seferinde şaşırtabilir. Haydi o zaman, spor fotoğrafçılığıyla heyecan verici anları yakalamayı adım adım öğrenelim.
Harekete yetişin!
Teknolojinin gelişmesiyle hızlı ve hareketli anları kaliteli ve net çekimlere dönüştürebilmek, her zamankinden daha kolay hâle geldi. Özellikle ağır çekim ve ultra ağır video modunu kullanarak önemli anları kayda almak ve o anları tekrar tekrar izleyerek gözden kaçan detayları yakalayabilmek, sporun büyüsünü ve heyecanını artık bambaşka bir boyuta taşıyor.
Sportif çekimlerde fotoğrafın bulanık değil net ve keskin olması, hareketin ise en iyi şekilde dondurulabilmiş olması önem arz ediyor. Bunu yapabilmek, spor dalının hareketliliğine bağlı olarak değişebileceği için ilk aşamada hareketin daha az olduğu spor dallarıyla çekime başlayabilirsiniz. Golf, binicilik, okçuluk ve benzerleri gibi…
En boy oranına dikkat!
Çekime başlamadan önce kamera ayarlarında ekranın 16:9 şeklinde ayarlanmış olması, tüm ekranı kaplayan fotoğraflar çekmenizi sağlar ve geniş ekran modunda çekilen görüntüler monitörünüzde daha iyi görünecektir. Ancak kamera sensörleri, genellikle 4:3 en - boy oranına sahiptir. Dolayısıyla 16:9 en - boy oranında çekim yaptığınızda, bazı görsel bilgiler kaybolacaktır. Bu durumu göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca çok sayıda görüntü yakalamak için, fotoğrafın en boy oranını 4:3 şeklinde ayarlamayı unutmayın.
Durduğunuz yere dikkat edin!
Hangi spor dalı veya müsabaka olursa olsun en iyi kareleri yakalamak, önceliğinizi güvenliğe verdikten sonra konuya ve ışığa mümkün olan en yakın konumda bulunmaktan geçer. Zira uzak mesafeden yakınlaştırma yaparak çekim yapmak hem titreşime neden olur hem de görüntü kalitesini düşürür. Yerinize karar verdikten sonra bir müddet hareketleri ve pozisyonları gözlemleyip deneme çekimlerine başlayabilirsiniz. Ancak ilk aşamada, hareketli bir anı hiçbir ayar yapmadan çekmeye çalıştığınızda bulanık bir görüntü ile karşılaşabilirsiniz. Bu gayet olağandır. Zira kameranın harekete yetişebilmesi için çok hızlı şekilde çekim yapması gerekmektedir. Bu da perde hızı ile alakalıdır.
Enstantane ya da perde hızının önemi
Enstantane hızı, spor fotoğrafçılığı için en kritik ayardır. Cep telefonunuzda enstantane ayarı yapabilmek için kamera uygulamamızda manuel ya da promodu kullanmamız gerekir. Enstantane, yani perde hızı diyaframdan geçen ışığın sensörde ne kadar süre kalacağını ve fotoğrafın ne kadar parlak olacağını belirler. Bu anlamda enstantane için “zaman birimi” diyebiliriz. Örneğin bir saniyenin altındaki değerler, 1/4, 1/250, 1/12000 gibi; bir saniyenin üzerindekiler ise 2, 4, 10 şeklinde ifade edilir. Yani ikinci sayı ne kadar büyük ise deklanşör süresi de o kadar kısa olur. Bu durumda sensöre daha az ışık girer. 1/500 ya da 1/1000 gibi daha yüksek enstantane, hareketi dondurduğu ve belirgin hâle getirdiği için en keskin görüntüleri üretir. Zira fotoğrafın çekilmesi çok kısa sürede gerçekleştiği için kritik anı yakalamak, örneğin yüksekten atlayan, şut çeken, basket atan ya da koşan birini çekmek daha da kolaylaşır. Ancak deklanşör hızı çok hassastır. Hafif bir el hareketi ya da titreşim, fotoğrafın bulanık çıkmasına sebep olacaktır. Yüksek enstantane ile deklanşörün açık kalma süresi azalınca sensöre giren ışık miktarı da düşer. Bu yüzden yüksek bir deklanşör hızıyla çekim yapıyorsanız, yeterli ışığa sahip olduğunuzdan emin olmanız gerekir. Açık hava sporlarında bunu yapmak yeterince kolaydır. Fakat kapalı alanda çekim yapıyorsanız işiniz biraz daha zorlaşır ve ışık yetersizliğinden fotoğrafta kumlanma ortaya çıkabilir. Bu durumda enstantane hızını biraz daha düşürmeyi ya da ISO ayarı ile oynamanızı tavsiye ederim. Düşük ışık koşullarını da göz önünde bulundurduğumuzda hareketli çekimlerde tripot kullanılması, fotoğrafın kalitesini ve netliğini artıracaktır. Tüm bu ayarları çözmek biraz zaman alabilir. Ancak doğru dengeyi yakalamak için bolca deneme yapmanız gerekir.
En kolayı seri çekim
Yukarıda bahsettiğimiz ipuçları karmaşık geldiyse cep telefonlarımızla hareketli görüntüler elde etmek için bir diğer bir seçenek de seri çekim yapmaktır. Tek bir fotoğrafla kritik anı yakalamak, çoğu zaman mümkün olmaz. Bunun yerine bolca fotoğraf çekip içlerinden en uygun ve en net olanı seçip diğerlerini elemek gerekir. iPhone marka cep telefonlarının eski modellerinde live modunu aktif hâle getirip deklanşöre basılı tuttuğunuzda; yeni modellerinde ise deklanşörü sola doğru çektiğinizde birden fazla fotoğraf çektiğini görebilirsiniz. Parmağınızı deklanşörden kaldırdığınızda ise çekim durur. Çektiğiniz fotoğraflara galerinizdeki seri çekimler bölümünden ulaşabilirsiniz.
Farklı marka cep telefonlarında da fotoğraf modundayken deklanşör tuşunu aşağıya kaydırıp basılı tuttuğunuzda ya da ses tuşuna bastığınızda seri fotoğraf çekebilir. Beğenmediğiniz gereksiz fotoğrafları ise tek seferde toplu bir şekilde silebilirsiniz. Seri çekim modu, yeterli ışık olmadığı durumlar dışında çoğu senaryoda iyi çalışır. Bu yöntem, parmağınız deklanşörde olduğu sürece sürekli olarak görüntü yakalamanızı sağladığı için zamanlama konusunda endişelenmenize gerek kalmaz. Böylece ideal aksiyon anlarını da kaçırmazsınız.
Unutmayın, spor fotoğrafçılığı sadece profesyonel müsabakalarla sınırlı değildir. Ailenizle veya arkadaşlarınızla yaşadığınız keyifli ve heyecan dolu anları da unutulmaz anılara dönüştürmek için mükemmel bir yoldur. Şimdi dışarı çıkın ve pratik yapın. Pratik yapmak becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacağından, farklı ortamlar için hangi ayarların en uygun olduğunu anlamanızı da kolaylaştıracaktır.