Kapıları bütün semavî dinlere açık, kimsenin geri çevrilmediği, kutsallığın büyüsünün tüttüğü bir şehirdi Osmanlı Kudüs'ü. El-Halil Kapısı ise Beytüllahm ve El-Halil şehirlerinden gelen farklı din ve mezheplerden insanların surlarından içeriye girdiği noktaydı. Kudüs'ün İbrahimî gelenekten beslenen üç semavî dinin de kutsal merkezi olduğu bilinciyle hareket eden Osmanlılar, şehri İslamiyetin kuşatıcı mantığıyla yönettiler. İşte bu iddianın en bariz göstergesi El-Halil Kapısı'nın üstündeki “hoşâmedi" (hoşgeldin) kitabesidir. Burada başka yerlerde sıkça gördüğümüz “Lâilahe illallah Muhammeden Resullullah" (Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed O'nun Resulüdür) yerine kitabede “Lâilahe illallah İbrahim Halilullah" (Allah'tan başka ilah yoktur. İbrahim O'nun dostudur) ibaresi yer almaktadır. Şairin “gökte yapılıp yere indirilen şehir" dediği Kudüs-i Şerif 96 yıldır bulamadığı huzuru bu Osmanlı kitabesindeki sırda arıyor. Orada taşlar bile öksüz ve yetimdir.
+ GZT Haber Merkezi'nden çıkan tüm içeriklerde olduğu gibi burada da 'GZT bakış açısı' hakim... Son dakika ise en hızlı, merak edilen ise en anlaşılır, dolu dolu bir konu ise en doyurucu şekilde takipçilerimize sunuyoruz. Yine de soru işareti kaldı ise iletisim@gzt.com'a mail atmanız, sosyal medya hesaplarımızdan bize mesaj göndermeniz yeterli.