Kitap ciltlerindeki İslâm etkisinden Trabzonlu Kardinale
02 MART 2022 , ÇARŞAMBA 02:24
Yaklaşmakta olan ölümünü ve cennete yükselişini haber vermek üzere Aziz Jerome'un (347?-420) Aziz Augustine'e (354-430) görünmesi anını arka plandaki pek çok ayrıntı ve obje eşliğinde veren tipik bir Vittore Carpaccio (1465-1525/6) tablosuyla karşı karşıyayız: “St. Augustine Tetebbuda Bulunuyor".
Carpaccio'yu Osmanlı-Venedik ilişkileriyle ilgili -dergimizde de yer verdiğimiz- tablolarından tanıyoruz. Venedikli ressam bu eserinde doğrudan Osmanlı imgelerini kullanmamış görünse de Augustine in Iconography, History and Legend adlı çalışmada tabloya hâkim durumdaki onlarca kitapta İslâm süsleme, yaldız ve ciltleme etkilerinin görüldüğü belirtilmiş.
Diğer unsurlara gelince... Aziz Augustine masanın yanındaki pencerede nuranî bir form halinde beliren Aziz Jerome'un sesiyle irkildiği anda tasvir edilmiş. Oda ise dönemin tipik entelektüel hümanistine ait olduğu izlenimi veren ayrıntılarla dolu. Aziz Augustine yeşil bir örtü ile kaplı dairevi bir platform üzerinde masa ile birörnek süslemelere sahip arkalıksız bir oturakta tasvir edilmiş. Masanın bir şamdanla desteklendiği görülüyor. Notaların seçildiği kitaplar sayfaları açık halde, en öne yerleştirilmiş.
Ölçüm aletleri, kum saati, makas, kutular, zil, deniz kabuğu, halkalı küre, vazolar, şişeler gibi pek çok objeyi yakalıyor gözümüz. Merkezde bulunan nişteki sunakta gördüklerimiz ise Aziz Augustine'in ayin objeleri: Cübbe, piskoposluk tacı, asa, buhurdan... Sunağın iki yanında, Rönesans stili dekore edilmiş ikiz portaller göze çarpıyor. Soldaki portal pencereli bir odaya açılmış. Kırmızı örtülü, üç çift çapraz ayaklı masa ve kitaplar; odayı tavana yakın bir yerden çevreleyen rafta ise içlerinde Alman Rönesansı'nın önemli matematikçi ve astronomu Regiomontanus'un (1436-76) usturlabının da bulunduğu astronomi aletleri görülüyor. Gerçekte o dönemde bu usturlabın John Bessarion'da (1403/8-72) bulunduğu biliniyor.
Bessarion dedik, bir parantez açalım. Kendisi yabancımız değil, Trabzonlu. KATÜ Tarih bölümünden Zeynep İnan Aliyazıcıoğlu'nun bildirisinden öğreniyoruz ki İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya göç eden Bizanslılar arasında en dikkat çekici isimlerden biriymiş. Kariyerine Ortodoks bir din adamı olarak başlamış. İznik ve Bitinya Metropolitliğine getirilmiş. İtalya'ya göç sonrasında Latin-Katolik Kilisesi'ne bağlanmış. Kilise içinde yüksek mevkilere ulaşmış, hatta İtalya'da papalarla kurduğu yakın ilişkiden dolayı 1455 ve 1471'de iki kez papalığa aday olmuş...
Hâsılı Bessarion'un da tablonun da hikâyesi uzun.
Nereden nereye! Kitap ciltlerindeki İslam etkisinden Trabzonlu kardinale uzanan bir hikâye çıktı Carpaccio'nun tablosundan… Azıcık daha küresek, daha neler bulacağız kim bilir!