Trump'ın BM kürsüsünden Çin'e ilan ettiği savaşın perde arkası
● BM Genel Kurulu'nda konuşan ABD Başkanı Donald Trump, "Çin söz verdiği reformları hiçbirini yapmamakla kalmadı muazzam pazar bariyerleri ortaya koydu. ABD, Çin ile ilişkilerinde dengeyi sağlamaya kararlı. Umarım her iki tarafın çıkarına olan bir anlaşmaya ulaşırız." diyerek iki ülke arasında devam eden 'ticaret savaşlarının' bitmeyeceğinin sinyalini verdi.
● "Çin bazı ABD şirketlerinin dizaynlarını çaldı" diyen Trump iki ülke arasındaki artan gerilimin düşmeyeceğini gösterdi. ABD ve Çin arasında uzun süredir devam eden 'ticaret savaşı'nın fitilleri karşılıklı olarak ek gümrük vergilerinin hayata geçirilmesiyle başlamıştı.
● Uzmanlar, ABD ve Çin arasında devam eden gerilimli mücadelenin hegemonik bir savaştan ziyade, iki tarafın da birbirini yıpratmasına dönük, uzatılmış gayrinizami bir savaşa doğru gittiğini söylüyor.
ABD'nin New York kentinde düzenlenen 74. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan ABD Başkanı Donald Trump Çin ve ABD arasında devam eden ticaret savaşlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
- Çin ve ABD arasında başlayan ticaret savaşları 2018'in sonlarında Arjantin'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi sırasında yumuşamış gibi bir görüntü çizse de Çinli telefon üreticisi Huawei ile tekrar eden ve karşılıklı restleşmelerle devam eden süreç iyice karmaşık bir hal aldı.
"ABD, uluslararası ticarette de reform yapmak için hızlı bir programa başlamıştır. Geçtiğimiz yıllarda bazı ülkeler uluslararası ticaret sistemini maniple ediyordu. Şimdi ABD kararlı adımlarla ekonomik adaletsizliği durdurmak için adımlar atmaktadır." diyen Trump şöyle konuştu:
"Adil ve dengeli bir ticaret talep ediyoruz. Amacımız budur. Yarın Japonya Başbakanı Abe ile bir araya geleceğim, yeni bir ticaret anlaşmasının son dokunuşlarını yapacağız.
Çin'e gayri resmi 'savaş' açtı
2001'de Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edilmişti. Liderler bu kararın Çin'in ekonomisini liberalleştireceğini söylemişlerdi ve bu yolla hukukun üstünlüğü gibi konularda ilerleyeceğini söylemişlerdi. Ancak bu teorinin yanlış olduğunu geçen yıllarda gördük. Son derece büyük bir Amerikan teknoloji şirketinin CEO'suyla Beyaz Saray'da görüştüm. Çin'in 5 yıllık ekonomik gelişimi için bu şirketin 7 milyar dolarlık tasarımı çalınmıştır. Biz adalet arıyoruz. Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edildikten sonra 60 bin Amerikan fabrikası kapandı.
Hiçbir şekilde Amerikan halkı için kötü bir anlaşmayı kabul etmeyeceğim. Bir yandan da Hong Kong'daki durumu yakından izlemeye devam edeceğim. Çin uluslararası anlaşmalara uymalıdır. Pekin'in hukukun üstünlüğü konusundaki sözlerini yerine getirmelidir. ABD hiçbir ülkeyle çatışma aramamaktadır. Ancak ben hiçbir zaman ABD'nin çıkarlarını korumaktan geri durmayacağım."
ABD ve Çin arasında neler yaşandı?
Geçtiğimiz yılın mart ayında ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşlarında hareketli ve risk algısını artıran dönemler yaşanıyor. Müzakerelerden uzak karşılıklı restleşmelerin yaşandığı dönemde yeni bir boyuta da geçilmiş oldu.
- ABD Başkanı Donald Trump, Çin'den ithal edilen 300 milyar dolarlık ürüne yüzde 10 gümrük vergisi koyduğunu duyurmuş, Çin, Trump'ın bu kararına 2008 finansal krizinden bu yana 7 seviyesinin altında gezinen dolar/yuan paritesinin 7'nin üzerine çıkartarak cevap vermişti.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi birbirlerinin ürünlerine milyarlarca dolarlık ek gümrük vergisi getirmiş durumda.
Ticari anlaşmazlıkların daha da tırmanması şirketler ve tüketiciler açısından yeni belirsizlikler doğurarak dünya ekonomisine zarar veriyor.
ABD-Çin İlişkileri ve Çin’in dış politikası alanında çalışmalarını sürdüren Hüseyin Korkmaz, ABD ve Çin arasındaki gerilim hakkında Anadolu Ajansı için bir yazı kaleme aldı. Yazıdan öne çıkan başlıklar şöyle:
ABD’nin Çin’i çevrelemesi kendine özgü yeni bir soğuk savaşı tetikliyor
Askeri müdahale seçeneklerinin sürekli masada olduğunu vurgulayan liderlerin, yaptırım güçlerini kaybettiği ve uluslararası güvenliği ilgilendiren konularda manevra alanlarının giderek daraldığı çok kutuplu bir ortama geçiş söz konusu. Bu geçiş aynı zamanda hibrit çatışma biçimlerinin de artmasına ve genişlemesine neden oluyor. Uluslararası sistem mütereddit bir güvenlik boşluğu içerisinde; parçalanmaya dönük bir “momentumu” da içerisinde barındıran düzensizlik belirtileri gösteriyor.
Çin hegemonya aramıyor ama ABD’yle stratejik rekabeti kabul ediyor
Ticaret savaşlarının giderek genişlemesi, Hong Kong’da devam eden olayların derinleşmesi ve ABD’nin Tayvan’a tarihin en büyük silah satışını yapmaya hazırlanması gibi olaylar, Çin tarafından ABD’nin “kuşatması” ya da “çevrelemesi” olarak algılanıyor. Öyle ki Çin’de giderek yükselen bir fikri algı “Çin ne yaparsa yapsın ABD Çin’i çevrelemeye çalışıyor” şeklinde.
Son yayımlanan raporda, ABD’nin kuşatma çabalarına karşılık, Çin tarafının “hegemonya” aramadığını özellikle vurgulaması ise dikkatlerden kaçmıyor. Ancak bununla beraber, Çin’in askeri güç açısından diğer güçlerin gerisinde kaldığı yorumu yapılıyor. Uluslararası stratejik rekabetin arttığı belirtilen raporda ABD’nin büyük ülkeler arasındaki rekabeti kışkırttığı ve yoğunlaştırdığı, bunun da savunma harcamalarını önemli ölçüde artırdığı vurgusu yapılıyor.