ABD ve Türkiye uzlaştı: Anlaşma bize ne anlatıyor?
● Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki terör unsurlarını ortadan kaldırmak adına başlattığı Barış Pınarı Harekatı devam ederken, ABD'den gelen heyetle Suriye krizine ilişkin 13 maddelik bir uzlaşıya varıldı.
● Fırat'ın doğusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bekleyişi devam ederken, terör örgütüne bölgeyi terk etmeleri adına 120 saatlik bir süre verildi. Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, sürecin başından bu yana yaşananları GZT için değerlendirdi.
● "ABD hiç beklenmedik biçimde Türkiye'nin bütün şartlarını kabul edip, koşulsuz teslimiyetle imzayı atınca Rusya'nın hevesi kursağında kaldı." diyen Başbuğ, "Şu an biz o bölgede Ayn el Arab'ı ve Münbiç'i Rusya ile kalan bölgeyi de ABD ile çözmek yolunda bir denkleme girdik." ifadelerini kullandı.
Türkiye ve ABD arasında yürütülen Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin görüşmelerin ardından kamuoyuyla paylaşılan 13 maddelik ortak açıklamada, ABD'nin, Türkiye'nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anladığı belirtildi. Ortak açıklamada, "iki yakın NATO üyesi" olan Türkiye ve ABD'nin, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlı olduğu bildirildi.
GZT'nin ulaştığı Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, Türkiye ve ABD'nin Suriye krizine ilişkin vardığı anlaşmayı değerlendirdi.
Türkiye'nin terörle mücadelede ilk denklemi ABD ile kurduğuna işaret eden Çoşkun Başbuğ, "Münbiç'teki hakim ülke ABD'ydi. Irak sınırına kadar dayanan bölge de onun sorumluluğundaydı. Amerika, bizimle olan 'ayak süren süreçte' müşterek hareket merkezindeki kararlığımızı görünce bir işbirliğine gitti. Resulayn ve Tel Abyad üzerinden bir süreç başladı. Bu süreç içinde o bölgede iki devletin kontrollü girişi gerçekleşti. Biz başından beri ABD'ye 'kontrollü bir terk olsun' şartı sunduk. Bir anda ABD askeri çekilince oluşacak boşluğu rejim güçleri ve diğer terör unsurlarının doldurma ihtimali vardı." dedi.
ABD ile ortak devriyelerde Resulayn ve Tel Abyad'da bu ihtimalin ortadan kaldırıldığına dikkati çeken Başbuğ şu ifadeleri kullandı:
"Sırtımızdan attık"
"ABD ile ortak hava devriyeleri başladı. Bir anda ABD'nin yine ayak sürdüğünü görünce biz sırtımızdan attık. Ama kontrollü bir süreç olduğundan kısa sürede hakimiyeti sağladık. Diğer alanlar için bu söz konusu değil. Orada Evangelist yapı devreye girdi ve Münbiç konusunda bir şark kurnazlığı yaptı. Münbiç'in içindeki askerlere 'çekilin' emri geldi. Bu bölgeyi bir anda boşaltmak istediler ki Türkiye oluşacak boşlukta abandonede kalsın, Rusya orayı doldursun. Hesap tuttu ve oluşan boşluğu Rusya doldurdu."
Koridor konusunda Rusya'nın da denklemin içine girdiğine değinen Başbuğ, "Münbiç'te ABD'nin telaşla bölgeden uzaklaştığını gösteren videolar var. Siyonist kanat bölgeye acil boşaltın uyarısı verdi. Rusya da bir şark kurnazlığı yaparak Münbiç'e akabinde Ayn el Araba askeri olamayan bir harekat başlattı." dedi.
"Rusya'nın hevesi kursağında kaldı"
Rusya'nın, 'Rejim unsurları bölgeye geliyor, ben de rejimin daveti üzerine bölgedeyim, dolayısıyla ben meşru yollardan buraya giriyorum' diyerek araçlarla turların atıldığını ve resmi açıklama yapıldığına da değinen Coşkun Başbuğ, "ABD'den böyle bir tavır beklemeyen Rusya şöyle bir beklenti içine girdi, 'Ben bu oldu bittiyle buralara çökerim, giderek de sahamı genişletirim'in derdindeydi. Fakat ABD hiç beklenmedik biçimde Türkiye'nin bütün şartlarını kabul edip, koşulsuz teslimiyetle imzayı atınca Rusya'nın hevesi kursağında kaldı. Şu an biz o bölgede Ayn el Arabı ve Münbiç'i Rusya ile kalan bölgeyi de ABD ile çözmek yolunda bir denkleme girdik. ABD ile mesafe belli, adı da konuldu. 5 gün içinde ABD bölgedeki terör unsurlarını çekecek. En geç salı günü bölgedeki unsurlar ABD tarafından çekilecek. Ateşkes asla söz konusu değil. Zaten taraf devletler arasında olan bir husustur. Şu an için Mehmetçik o bölgede eli tetikte bekliyor. Türkiye, ABD'ye diyor ki 'süreç sonunda senin gerçekten sahada etki ettiğini görürsem harekatı durdurup, resmi açıklama yaparım' ABD ile olan boyut bu." şeklinde konuştu.
"Bölgenin aşiret yapısı çok önemli"
"Rusya'ya gelince ayın 22'sinde Soçi var. Bana göre bu görüşme mini bir Astana oldu." değerlendirmesinde bulunan Başbuğ, "Sayın Erdoğan, Putin'e gittiğinde mevcut koşulların oluşturduğu güçle aynı şartları Rusya'dan talep edeceğiz. 'Buradaki unsurları bölgeden dışarıya çıkar, orada hakimiyeti kuracak olan bizim için bir sıkıntı yok, terörden arındırıldıktan sonra rejim gelsin ve başlasın' şekliyle bir teklifle gideceğiz. Ancak, o bölgede hesaba katılmayan bir husus var. Ne ABD ne de Rusya'nın askeri gücü yok bölgede. Geride ellerinde terör örgütü kalıyor. Zaten bu yapı da çöktüğünden yine bölgede askeri olarak büyük bir güç olarak bekleyen Türkiye'nin karşısında askeri olarak güçlerinden bahsetmemiz zor." ifadelerini kullandı.
Bölgedeki aşiretlerin çok önemli aktör olduğuna değinen Coşkun Başbuğ sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu durumda devreye farklı bir aktör giriyor. Bölgenin aşiret yapısı, oradaki aşiretler Türkiye'den yana tvrını açıklamıştı. Aşiretlerin alacağı tavır büyük bir güç olarak ortaya çıkacak. Koridorun tamamında Türkiye garantör devlet konumuna geçecektir. Rusya'nın da ABD gibi davranarak, bölgedeki terör unsurlarını dışarı çıkararak kendine oluşturabilmesi halinde bir üs bölgesi ve rejimi daha aktif hale getirebilmek için bir güç dengesi kurmaya çalışacaktır.
Uzun vadede Türkiye'nin tüm şartları belirleyeceğini düşünüyorum. Bölgedeki aşiretlerin garantör devlet olarak Türkiye'ye yüzünü döndüğünü düşünüyorum."