Kanada’da bir Kars var uzakta
Siz hiç Kanada'daki Kars'a gittiniz mi? Gitmek şöyle dursun, ilk kez böyle bir şey duyuyorum diyorsanız Yenidünya'daki 162 yıl önceki Kars sergüzeştinde gelin beraber gezinelim.
Bizim Kars'a Kars deyip de geçmeyin. Alparslan'ın 1064'te Ani'yi fethiyle birlikte Anadolu'nun vatan olma sevdasına öncülük eden bir serdengeçtiden söz ediyoruz. Dikkat ederseniz bu fetih Malazgirt Zaferi'nden 7 yıl önceye rastlar. Türklerin Anadolu'da fethettiği kale olan Kars, bugün bir serhat şehridir ve hepimizin bildiği üzere, şanı kıtaları aşan tarihini en buhranlı günlerinde yazmıştır.
Rusların tarihî emelini küçük büyük hepimiz biliriz: “Sıcak denizlere inmek". Kars'a karşı ilk hamlesini 1807'de yapan Rusların artçı akını 21 yıl sonra gelir. Şehri ve iç kaleyi işgal eder ardından yağmalarlar. Akabinde imzalanan Edirne Antlaşması (1829) ile geri çekilseler de, Ahıska ile 6 sancağını savaş tazminatı yerine sayıp geri vermezler.
1854-56 Kırım Savaşı'nda Osmanlı ordusunun ağırlıklı kısmının cephede bulunmasını fırsat bilen Ruslar, 16 Haziran 1855'te üçüncü Kars kuşatmasına girişir. 29 Eylül'de hücuma geçen Rus ordusunun karşısında bu kez sadece Osmanlı kuvvetleri yoktur. Kadın, erkek, genç, yaşlı, hatta tabyalarda yutlarını koruyan 13-14 yaşındaki çocuklar dahil tüm Kars halkı ölümüne direnir. Bu iç destek sayesindedir ki, Müşir Mehmed Vâsıf Paşa emrindeki ordumuz Rusları püskürtmeyi başarmıştır.
Avrupa tiyatrolarında Kars savunması
Kırım Savaşı'nda Osmanlı'nın müttefiki olan İngiltere'nin gözlemci subayı General Sir Fenwick Williams (1799-1883), İstanbul'daki İngiliz Büyükelçiliğine bir rapor gönderir ve Kars'taki kahramanlıktan bahseder. General Muravyev'in başkumandanlığındaki Rusların Türk ordusundan 4 kat fazla askere sahip olmasına rağmen 'Asya'nın alınmaz Türk kalesi' Kars'ı düşürememesi haftalarca, hatta aylarca İngiliz basınına malzeme olur. Namı Avrupa'ya yayılan Kars savunması, kamuoyunda hayranlık uyandıracaktır. Kars savunması Avrupa'da, özellikle Londra ve Paris'te açık hava tiyatrolarında temsil edilir. Türk kadını ve çocuklarının destansı mücadelesi, onca yetersizliğe rağmen Rusları mağlup edişleri meraklı kitlelerin huzurunda sahnelenir; ancak bu etkileniş, merkezden çevreye halka halka yayılarak bambaşka bir oluşuma zemin olacaktır. Nasıl mı?
Aynı tarihlerde çağın üzerinde güneş batmayan imparatorluğu İngiltere, sömürgelerinden biri olan Kanada'ya deniz altından telgraf kablosu döşemeyi tamamlamış ve ilk haberde bu olaya yer vermiştir.
O sırada Kanada'da Wellington adlı 2 ayrı kasaba bulunmaktadır. Başkent Ottowa yakınındaki Wellington ile doğusundaki Wellington'a gönderilen postalar sürekli karışmaktadır. Sonunda posta idaresi, çareyi kasabalardan birinin ismini değiştirmesini istemekte bulur.
Ottowa'nın 25 mil güneyindeki Wellingtonlular teklifi kabul eder. Kasabada, Hangi adı alalım? tartışmalarının sürdüğü bir dönemde “Yurt korumasının eşsiz örneğini veren Türklerin kazandığı zafer, Rusların yüzünü kara etmiştir" şeklinde gelen ajans haberleri Wellingtonluları heyecanlandırmış ve çocukların dahi gönüllü alayına katılarak savundukları Kars'ın adını kasabalarına vermekten onur duyacaklarını belirtmişlerdir. Nitekim Kars, Wellington'un yeni adı olmakta gecikmeyecektir.
Telgrafların zamanlaması küçük bir adres sorununu çözmekle kalmamış, Kars'ın adını kahramanlık nişanesi olarak on binlerce kilometre ötedeki Kanada'nın Ontario Eyaleti'nde, başkent Ottowa'dan 25 mil uzakta, Kanada'nın milli parklarından biri olan dünya harikası Rideau Irmağı üzerinde kurulmuş ve 16 numaralı Devlet Yolu'nun 5 mil doğusunda olan kasabaya verilmesine vesile olmuştur.
Peki ya Osmanlı Padişahı?
Sultan Abdülmecid elbette bu duruma kayıtsız kalmaz; O da Kars'ı savunan asker ve sivillere verilmek üzere zafer hatırası olarak; üzerinde Kars Kalesinin resmi bulunan altın, gümüş ve bronzdan 'Kars 1272' yazılı madalyaları bastırıp dağıtır. Ayrıca Kars şehrine ve halkına Gazi unvanı verilip mahkeme siciline yazdırılır. (Sizin anlayacağınız, Kars, bu alanda Gazi-Antep'in öncüsüdür.) Başkomutan Mehmed Vâsıf Paşa, Kerim Paşa ve General Williams'a mücevherlerle süslü altın kılıçlar ile mecidiye nişanları hediye edilir.
Bununla da yetinmez; Kars halkına Sultan Abdülmecid'in tebriği ve Bakanlar Kurulu'nun teşekkürleri gönderilir. Halk 3 yıl vergi ve askerlikten muaf tutulur. Karadeniz'de İstanbul- Batum seferine başlayan yeni vapura Kars adı verilir, Takvim-i Vekâyi ve Ceride-i Havâdis gazeteleri Kars özel sayıları yayımlar. İşte Kırım Savaşı, Kars Muharebesi ve şanlı hatırası ile 1855'ten günümüze gelen farklı bir Kars hikâyesi…
Arif Nihat Asya'nın, “Verilmeyecek şeyler vardır / Şeref gibi, şan gibi / Kars gibi, Ardahan gibi" dizelerine, eğer verilecekse işte böyle verilmelidir, diye eklemek gerekiyor.
Rusların tarihî emelini küçük büyük hepimiz biliriz: “Sıcak denizlere inmek". Kars'a karşı ilk hamlesini 1807'de yapan Rusların artçı akını 21 yıl sonra gelir. Şehri ve iç kaleyi işgal eder ardından yağmalarlar. Akabinde imzalanan Edirne Antlaşması (1829) ile geri çekilseler de, Ahıska ile 6 sancağını savaş tazminatı yerine sayıp geri vermezler.
1854-56 Kırım Savaşı'nda Osmanlı ordusunun ağırlıklı kısmının cephede bulunmasını fırsat bilen Ruslar, 16 Haziran 1855'te üçüncü Kars kuşatmasına girişir. 29 Eylül'de hücuma geçen Rus ordusunun karşısında bu kez sadece Osmanlı kuvvetleri yoktur. Kadın, erkek, genç, yaşlı, hatta tabyalarda yutlarını koruyan 13-14 yaşındaki çocuklar dahil tüm Kars halkı ölümüne direnir. Bu iç destek sayesindedir ki, Müşir Mehmed Vâsıf Paşa emrindeki ordumuz Rusları püskürtmeyi başarmıştır.
Avrupa tiyatrolarında Kars savunması
Kırım Savaşı'nda Osmanlı'nın müttefiki olan İngiltere'nin gözlemci subayı General Sir Fenwick Williams (1799-1883), İstanbul'daki İngiliz Büyükelçiliğine bir rapor gönderir ve Kars'taki kahramanlıktan bahseder. General Muravyev'in başkumandanlığındaki Rusların Türk ordusundan 4 kat fazla askere sahip olmasına rağmen 'Asya'nın alınmaz Türk kalesi' Kars'ı düşürememesi haftalarca, hatta aylarca İngiliz basınına malzeme olur. Namı Avrupa'ya yayılan Kars savunması, kamuoyunda hayranlık uyandıracaktır. Kars savunması Avrupa'da, özellikle Londra ve Paris'te açık hava tiyatrolarında temsil edilir. Türk kadını ve çocuklarının destansı mücadelesi, onca yetersizliğe rağmen Rusları mağlup edişleri meraklı kitlelerin huzurunda sahnelenir; ancak bu etkileniş, merkezden çevreye halka halka yayılarak bambaşka bir oluşuma zemin olacaktır. Nasıl mı?
Aynı tarihlerde çağın üzerinde güneş batmayan imparatorluğu İngiltere, sömürgelerinden biri olan Kanada'ya deniz altından telgraf kablosu döşemeyi tamamlamış ve ilk haberde bu olaya yer vermiştir.
O sırada Kanada'da Wellington adlı 2 ayrı kasaba bulunmaktadır. Başkent Ottowa yakınındaki Wellington ile doğusundaki Wellington'a gönderilen postalar sürekli karışmaktadır. Sonunda posta idaresi, çareyi kasabalardan birinin ismini değiştirmesini istemekte bulur.
Ottowa'nın 25 mil güneyindeki Wellingtonlular teklifi kabul eder. Kasabada, Hangi adı alalım? tartışmalarının sürdüğü bir dönemde “Yurt korumasının eşsiz örneğini veren Türklerin kazandığı zafer, Rusların yüzünü kara etmiştir" şeklinde gelen ajans haberleri Wellingtonluları heyecanlandırmış ve çocukların dahi gönüllü alayına katılarak savundukları Kars'ın adını kasabalarına vermekten onur duyacaklarını belirtmişlerdir. Nitekim Kars, Wellington'un yeni adı olmakta gecikmeyecektir.
Telgrafların zamanlaması küçük bir adres sorununu çözmekle kalmamış, Kars'ın adını kahramanlık nişanesi olarak on binlerce kilometre ötedeki Kanada'nın Ontario Eyaleti'nde, başkent Ottowa'dan 25 mil uzakta, Kanada'nın milli parklarından biri olan dünya harikası Rideau Irmağı üzerinde kurulmuş ve 16 numaralı Devlet Yolu'nun 5 mil doğusunda olan kasabaya verilmesine vesile olmuştur.
Öte yandan Kars adına ödül ve tebrikler de yağmur gibi yağmaktadır. Nitekim İngiltere Kraliçesi Victoria, haberi kendisine ilk gönderen General Williams'tan 'Kars Baroneti' unvanını esirgemeyecektir.Bir başka deyişle Kars adı o günlerde neredeyse vatan aşkının eş anlamlısı olarak kıtalar arasında seyahattedir.
Peki ya Osmanlı Padişahı?
Sultan Abdülmecid elbette bu duruma kayıtsız kalmaz; O da Kars'ı savunan asker ve sivillere verilmek üzere zafer hatırası olarak; üzerinde Kars Kalesinin resmi bulunan altın, gümüş ve bronzdan 'Kars 1272' yazılı madalyaları bastırıp dağıtır. Ayrıca Kars şehrine ve halkına Gazi unvanı verilip mahkeme siciline yazdırılır. (Sizin anlayacağınız, Kars, bu alanda Gazi-Antep'in öncüsüdür.) Başkomutan Mehmed Vâsıf Paşa, Kerim Paşa ve General Williams'a mücevherlerle süslü altın kılıçlar ile mecidiye nişanları hediye edilir.
Bununla da yetinmez; Kars halkına Sultan Abdülmecid'in tebriği ve Bakanlar Kurulu'nun teşekkürleri gönderilir. Halk 3 yıl vergi ve askerlikten muaf tutulur. Karadeniz'de İstanbul- Batum seferine başlayan yeni vapura Kars adı verilir, Takvim-i Vekâyi ve Ceride-i Havâdis gazeteleri Kars özel sayıları yayımlar. İşte Kırım Savaşı, Kars Muharebesi ve şanlı hatırası ile 1855'ten günümüze gelen farklı bir Kars hikâyesi…
Arif Nihat Asya'nın, “Verilmeyecek şeyler vardır / Şeref gibi, şan gibi / Kars gibi, Ardahan gibi" dizelerine, eğer verilecekse işte böyle verilmelidir, diye eklemek gerekiyor.