Islahata topları sarıya boyayarak başladık

Sarı topun taslağı Devrin meşhur Osmanlı mühendislerinden Hüseyin Rıfkı Tamani tarafından 1803 yılında çizilen, daha sonra bronzdan (tunç) dökülüp talim amacıyla Lağımcılar Ocağı’na verilen bu top, 1052 kuruş 24 paraya mal olmuştur.
Sarı topun taslağı Devrin meşhur Osmanlı mühendislerinden Hüseyin Rıfkı Tamani tarafından 1803 yılında çizilen, daha sonra bronzdan (tunç) dökülüp talim amacıyla Lağımcılar Ocağı’na verilen bu top, 1052 kuruş 24 paraya mal olmuştur.

1792’de Ruslar ve Habsburglar ile yapılan savaşın hemen ardından III. Selim’in gerçekleştirdiği kapsamlı askerî ıslahatlardan en renklisi, top kundaklarının ve cephane arabalarının sarı renge boyanmasıdır.

angimiz iyi bir tarih filmi veya belgeseli izlerken mest olmayız? Adeta görsel bir şölendir o savaş sahneleri. Güneş ışığı altında parlayan kılıçlar, kurşun asker misali tertemiz üniformaları ile podyuma çıkar gibi muharebe sahasına teşrif eden kıtalar… Geçmiş zamanları gözümüzde canlandırmak için tarih filmleri gibisi yoktur. Peki, ya gördüklerimiz o kadar da gerçek değilse? Ben Hur, Kleopatra, Gladyatör misali onca Roma filmi izledikten sonra o güzelim mermer heykellerin aslında antik Grek ve Roma zamanında envai renge boyandıklarını öğrendiğimde şaşakalmıştım. Zaman içerisinde bu boyalar solup gitse de modern teknikler heykeller üzerindeki boya pigmentlerini saptayabilmekte. Hem de ne boya! En cırtlak, en cafcaflı cinsinden…

Ya Napolyon savaşları üzerine izlediğimiz filmlere ne demeli? Omuzlarında kayışlar, karlara bata çıka top çekmeye çalışan Fransız askerleri… Ya da birbiriyle top düellosuna girmiş yelkenli kalyonlar… Hep boyasız, çıplak ahşap değil midir o top kundakları ve gemiler?

Aslında Batılı devletler 18. yüzyılda kara toplarının kundaklarını boyamaya başlamışlardı. Niçin mi? Zorlu hava şartlarında kundağın ömrünü uzatmak için. Madenî bir topu uzun yıllar kullanmak kolaydı ama ahşaptan yapılan kundaklar derhal eskiyip çürüyordu. Tabii devletler toplarını savaş meydanında düşman toplarından ayırt edebilmek için farklı renkleri tercih ettiler. Mesela İngilizler yeşile çalan griyi uygularken, Fransızlar zeytin yeşilini kullandılar. Prusya griye yakın açık mavi, Avusturya Habsburgları ise sarı-siyah ile siyah-kırmızı renk kombinasyonlarından yanaydı. Renk seçimi ve top üzerindeki bezeme/süslemeler, her devletin millî tarzı haline geldi.

III. Selim'in ferman buyurduğu üzere… III. Selim'in fermanında sarıya boyanmasını, padişahın tuğrası ile namlu ağzına yakın yerde hilal ve yıldız kakılmasını istediği havan topunun siyah beyaz çizimi.

Habsburg etkisinde sarı renkli toplar
Peki ya Osmanlılar? 1792'de Ruslar ve Habsburglar ile girişilen savaş bittikten sonra III. Selim'in kapsamlı askerî ıslahatlara başladığı hepimizin malumu. Bu ıslahatlara baktığımızda Osmanlıların Habsburglardan oldukça fazla etkilendiklerini görüyoruz. Mesela savaştan hemen sonra topçular Habsburg tipi tomar kullanmaya başladılar. (Tomar, topun içinde kalan barut artığını temizlemeye yarayan ucu kıllı uzun fırçadır.) Habsburg etkisinin en güzel örneklerinden biri de Osmanlı arşivlerinde bulduğumuz bir top çiziminde görülüyor. Yaklaşık 27 kg (22 kıyyelik) ağırlığında gülle atan, humbara tipindeki bu topun kundağı sarı renklidir. Topun o dönemin yüksek teknolojisini yansıtan yükseltme vidasına (mengene) sahip olduğu da göze çarpmakta.

III. Selim daha 1793'te top kundaklarının ve cephane arabalarının sarı renge boyanmasını emretmişti. Öyle ki, bir belgeye göre kundakların tesliminden sorumlu olan Memiş Efendi tüm kundakları bu renkte teslim etmiş. Demek ki, top kundakları ve cephane arabalarının sarıya boyanması kararı kağıt üzerinde kalmayıp gerçekten uygulanmış. Bir sonraki sayfada aslı görülen ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Cevdet Askeriye Kataloğu, 24287 no. ile kayıtlı olan belgenin transkripsiyonunu örnek olarak veriyoruz;

İzzetlü Defterdar Efendi
Bu defa Memiş Efendi marifetiyle müceddeden [yeniden] inşa olunan top ve cephane arabaları Nemçe [Avusturya] arabalarına kıyasen sarı boyalı olduğundan fima-bad [bundan sonra] inşa olunacak top ve cephane arabalarının sarı boya ile boyanması hususuna irade-i seniyye taalluk itmeğle [ferman çıktığından] imdi keyfiyeti Efendi-yi mumaileyhe [adı geçen efendiye] ifade ve bundan sonra yapılacak arabaların sarı boyanmasını tenbih ve tekide mübaderet eyleyesün deyu buyuruldu. 6 C 1207 [19 Ocak 1793]

İlm-u-haber dade 7 C 207 [20 Ocak 1793]

Sultan III. Selim ‘sarı rengi’ emir buyurdu III. Selim, İzzetlû Defterdar Efendi’ye gönderdiği bu fermanda top kundaklarının ve cephane arabalarının sarı renge boyanmasını emir buyuruyor.
Kundakların sarıya boyanması yanında, padişahın tuğrası ile namlu ağzına yakın yerde hilal ve yıldız kakılacaktı. III. Selim'in bu konudaki fermanı ise şöyledir:

“…ve üzerlerine tuğradan ma'da [başka] ağzına karib mahale [yakın yerde] hilal şekli ile bir yıldız resm oluna. Arabaları dahi mukaddem [daha önce] verdiğimiz nizam gibi resimli ve rengi gayet iltizamla olsun ve ohra [terre de Sienna: sarı-kahverengi bir doğal renk] ile boyansun ve topların eğesi [zımparası] gayetle iltizamla olsun, cilaları altun gibi parlasun."


Böylece topçulukta Osmanlı tarzı ortaya çıkmış oluyor: Fransız usulünce dökülmüş bir top, Türk-İslam kültürünü temsilen topun falya deliği civarına kakılmış bir ay-yıldız ve Habsburg tarzını takiben sarıya boyanmış bir top kundağı...