CIA ve FBI'ın temellerini ABD İç Savaşı'ndaki casuslar attı
Amerikan İç Savaşı, aynı zamanda Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılan eyaletlerin birbirlerine üstünlük kurmak için cephe gerisine sızdırdıkları casuslar ile CIA ve FBI çekirdeğini oluşturan gizli servislerin birbirine geçmiş öykülerini oluşturur.
Niyazi Berkoğlu
Bir zamanlar elimizden bırakamadığımız, ders kitaplarının arasında annelerimizin şüpheli bakışlarına rağmen ne yapıp edip bir solukta okuduğumuz çizgi romanlar sadece heyecan ve keyif mi verir? Hiç de değil! Okuyucuyu siyah-beyaz ve renkli çizgiler ile hayal âlemine götürmekle kalmaz, arka planda sunduğu siyasî ve tarihî olaylar ile entelektüel bir değer de taşır.
Örneğin Fumetto olarak adlandırılan İtalyan çizgi romanlarında dünya tarihindeki gelişmeler maceraların kurgusunda önemli bir yer tutar. Özellikle ABD tarihi, İtalyan kökenli hayal kahramanlarının serüvenlerinde ön plana çıkar. Nefesimizi tutarak okuduğumuz Tommiks ve Teksas’ın yaratıcısı Esse Gesse ekolü ve ‘Baltalı İlah’ Zagor ile ‘Gece Kartalı’ Teks’in mucidi Sergio Bonelli tarafından hazırlanan hikâyeler 19. ve 20. yüzyıl Amerika’sının siyasî, ekonomik ve sosyo-kültürel tarihinden çarpıcı kesitler sunmaktadır.
İtalyan çizgi sanatına Gino D’Antonio tarafından 1984’te armağan edilen Bella ve Bronco, 2005’te Türkiye’de 7 kitaplık 14 macera olarak yayınlanmıştır. ABD tarihinin en dramatik dönemlerinden olan İç Savaş yıllarında geçen maceraların arka planında verilen tarihî bilgiler, hikâyelerin gerçeklik boyutunu gözler önüne serer. Amerikan İç Savaşı’nın en yoğun yaşandığı 1862 yılında geçen olaylarda, Güney ve Kuzey ordularının düşman hatlarına sızmak ve bilgi edinmek için casuslar vasıtasıyla yürüttüğü faaliyetler mizahi bir şekilde okuyucuya sunulur.
Asıl can alıcı nokta ise şimdi geliyor. Mesele bir dönemin tarihinin çizgi roman sayfalarında hayat bulmasından ibaret değil. 19. yüzyılın 2. yarısında ABD’den ayrılan kölelik yanlısı güney eyaletlerin oluşturduğu Konfedere Devletler ile Birleşik Devletler arasında ekonomik gücü elde etme mücadelesi temelinde gelişen İç Savaş, aynı zamanda Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılan eyaletlerin, birbirlerine üstünlük kurmak için cephe gerisine sızdırdıkları casuslar ile günümüz Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) ve Federal Araştırma Bürosu’nun (FBI) çekirdeğini oluşturan gizli servislerin birbirine geçmiş öykülerini oluşturur.
Bu dönemde kurgulanan Bella ve Bronco serüvenlerinin ana konusunu, Kuzey Ordusu’nun Kaliforniya’dan yola çıkan altınlarının Güney Ordusu’nun askerî istihbarat birimi tarafından çalınması, buna karşılık Birleşik Devletler adına çalışan Pinkerton Ulusal Dedektiflik Ajansı’nın altınların geri alınması için Bronco ile anlaşması oluşturur. Bu noktada, tarihin tozlu sayfalarını şöyle bir yoklamaya ve CIA ile FBI’ın arka sokaklarında heyecanlı bir yolculuğa var mısınız?
Sosyeteden kadın casus çıkınca…
Savaşın başladığı 1860 yılında, ne Birleşik Devletler, ne de güney eyaletlerin oluşturduğu Konfedere Devletler tam anlamıyla bir istihbarat sistemi ya da askerî haber alma ağına sahipti. 1860’ın sonları ve 1861’in başlarında, eski bir ABD ordusu subayı olan Güneyli Albay Thomas Jordan tarafından ilk istihbarat örgütü kuruldu. Casusların uzun süre cirit atacağı bir şebekenin ağları örülmeye başlanmıştı.
Washington ve civarında ilkel bir casus şebekesi oluşturan Jordan, Kuzey Ordusu’na ve Birleşik Devletler siyasî karar alma mekanizmasına ajanların yerleştirilmesinin yararlı olacağını öngörür. Bu doğrultuda casusluk ağını Washington sosyetesinde yüksek bir mevkide bulunan Rose O’Neal Greenhows adlı dul bir bayan üzerinden yürütmeye başlar. Senato Askerî İlişkiler Komitesi Başkanı Henry Wilson’dan aldığı çok değerli bilgileri, Virginia’daki güney birliklerine ulaştıran Bayan Greenhows, güneye doğru ilerleyen Birleşik Devletler Ordusu’nun tüm manevraları hakkında temin ettiği hassas bilgiler ile 1. Boğa Koşusu (Bull Run) Savaşı’nın güneylilerin zaferiyle sonuçlanmasını sağlar.
1862’de kurulan Muhabere Birimi, Konfedere Devletlerin kurumsal anlamdaki ilk istihbarat örgütüdür. Richmond-Washington arasındaki yeraltı bağlantısı üzerinden Kuzey Ordusu ile ilgili bilgi toplayan bu birim, Binbaşı William Norris yönetiminde faaliyetlerini Mason-Dickson hattının kuzeyine, hatta Kanada’ya doğru genişletir. Konfederasyon tarafından 1864 başlarında kurulan Torpido Bürosu ise daha çok sabotaj eylemleri yapmak amacıyla günümüz komando timlerine benzer yapıda bir teşkilattır. Bu birimler dışında, Güney Ordusu’nun zaferi için bilgi toplayan sayısız bireysel casusu da anmadan geçmeyelim.
Birleşik Devletlerin Çılgın Bett’i
Güney, gizli faaliyetlerine bu şekilde yön vermeye çalışırken Kuzey de boş durmaz. Kuzey adına ilk istihbarat örgütü 1861’in ortalarında, ünlü Chicago Dedektiflik Ajansı’nı kuran Allan Pinkerton tarafından tesis edilir. Konfederasyon topraklarına sızarak Mississippi Eyaleti’nin başkenti Jackson’a kadar giden Pinkerton, Güneylilerin savaş hazırlıkları hakkında bilgi toplar. Bununla kalmaz, dişli casus Bayan Greenhow’ın Washington’daki şebekesini de çökertir.
Bu arada İç Savaş’ın ilk çift taraflı casusundan bahsetmemek olmaz. Güney sınırlarını düzenli olarak geçen ve Baltimore, Louisville ve Memphis gibi uzak Konfederasyon şehirlerinde bilgi toplayan Timothy Webster, Baltimore sosyetesindeki Konfederasyon sempatizanları tarafından oluşturulan ve Özgürlük Şövalyeleri adıyla bilinen örgüte sızmayı başarır. Ne var ki 1862’de yakalanmış ve Richmond’da idam edilmiştir.
Bir diğer ünlü Kuzeyli casus da, Konfedere Devletlerin başkenti Richmond’da yaşayan ve Çılgın Bett olarak bilinen Elizabeth Van Lev’dir. Onun kurduğu şebeke üyelerinden biri, Konfedere Devletlerin başkanlık sarayına hizmetkâr olarak yerleştirildikten sonra Başkan Jefferson Davis ve ziyaretçilerine kulak misafiri olmak suretiyle bilgi toplayan siyahi bir köledir.
Zaferi siyahi casuslara borçlular
Birleşik Devletlerin cephe gerisinden bilgi toplamak için yararlandığı en büyük kaynak siyahi kölelerdir. Bunun çok da mantıklı bir sebebi vardır: Güney’in köle kültüründe siyahilerin yok sayılması, savaş konularının konuşulduğu ortamlarda hizmetkâr olarak bulunan siyahi köleleri değerli birer bilgi kaynağı haline getirmiştir. Birleşik Devletlerin zaferi, bu toplantılardan gelen hassas bilgilerin akıllıca değerlendirilmesiyle kazanılmıştır desek abartmış olmayız. Ancak savaştan hemen sonra, hâlâ köleliği savunan beyazların yaşadığı Güney eyaletlerinde, Kuzey adına çalışan siyahilerin isim isim kahraman ilan edilmesi bu kişiler için tehlike oluşturmuştur. Bu nedenle Kuzey’in zaferinde değerli katkıları olan siyahilerin başarıları anonim (isimsiz) olmaktan öteye geçemez ne yazık ki.
Eldeki kayıtlarda, savaşta Kuzey’e yarar sağlayan George Scott adlı kaçak bir kölenin ismi geçer. Scott, Yorktown yakınındaki bir tarlada işçi olarak çalışırken kaçmış, Güney Ordusu’nun tüm hareketliliğini gözleyerek bunu Kuzeyli komutanlara rapor etmiştir.
Kuzey Ordusu’nun kurmaylarına bilgi sağlayan bir başka önemli isim ise İç Savaş’tan önce kölelikten kurtulan Harriet Ross Tubman’dır. 1849’da tek başına Pennsylvania’ya giderek köleliğin sona erdirilmesi için çalışan Tubman, Yeraltı Demiryolları adı verilen gizli şebekedeki görevi sırasında İç Savaş öncesinde 300 kadar kölenin Kuzey eyaletlerine kaçırılmasını sağlamıştır.
Tubman, İç Savaş sırasında da Kuzey Ordusu’nda izci, hemşire ve son olarak da casus olarak görev yapmış, savaş sonrasında siyah ve kadın hakları konusunda mücadele vermiştir. Güneyli yetkililer tarafından başına para ödülü konan bu kadın casus, başarılı kılık değiştirme taktikleri uygulamış, kaçış sırasında bebeklerin uyanmasını önleyen uyku tozu ve silahını yanından ayırmamıştır.
Efendilerin kölelerini Pazar günleri çalıştırmaması, dolayısıyla kölenin yokluğunun Pazartesi gününe kadar anlaşılmasının mümkün olmaması ve kaçan siyahi köleler ile ilgili ilanların ancak hafta başında gazetelerde yayınlanıyor olması nedenleriyle Tubman kaçışları Cumartesi günleri ne rastlatır. Bu zor görev sırasında hiç yakalanmadığı ve yemek ile barınak bulma konusunda sıkıntı çekmediği için Afrikalı Amerikalılar arasında Yahudileri Mısır’dan çıkaran Musa’ya benzetilmiştir.
Kızılderililer de oradaydı; ama…
Bella ve Bronco’ya dönecek olursak, baloncuklar bize önemli bir bilgi daha fısıldamaktadır: Güney Ordusu Kuzey’in altınlarını çalmak için Kızılderililer ile işbirliği yapmıştır. Hayali Şef Carnaval ve başını çektiği Apaçi çetesi, ABD tarihinin ayrılmaz parçası olan Kızılderililerin İç Savaş sırasında da önemli bir rol oynadıklarını işaret eder.
Siyah beyaz çizgilerden tarih sayfalarına geçtiğimizde, Amerikan İç Savaşı sırasında hem Kuzey, hem de Güney ordularında Amerikan yerlilerinin savaştığını görürüz. Kölelik konusuna beyazlar kadar önem vermemesine rağmen, Kızılderili Creek ve Choctaw yerlilerinin 5,000’in üzerinde kölesi vardı örneğin. Ancak Kızılderililer birçok durumda kölelerine kendi eşitleriymiş gibi davranıyorlardı.
Bununla birlikte Kızılderililerin İç Savaş sırasındaki esas önemi, bulundukları değerli topraklardan kaynaklanmaktaydı. Bu durumda Konfedere Devletler, Kızılderili kabileleri kendi yanlarına çekmek için temsilciler göndermiştir.
Bu temsilciler Kızılderili şeflerle yaptıkları anlaşmada Kızılderililerden oluşacak askerî birlikler kurulmasını, bu birliklerin kendi vatanlarını korumak için kullanılacağını ve Kızılderili bölgesinden çıkmayacağını kabul etmiştir. Üstelik bu anlaşma ile yerlilere egemenlik hakkı, Konfedere Devletler Temsilciler Meclisi’nde temsil hakkı ve Konfedere Devletler vatandaşlığı vaat edilmiştir.
Amerikan yerlileri savaş boyunca kendi kaderlerinin de savaşı kazanacak tarafa bağlı olduğunun bilinciyle çok dikkatli hareket etmeye çalışırlar. Ülkedeki kabilelerin önemli bir bölümü Birleşik Devletler Ordusu tarafında yer alır. Güney safında yer alan ve her iki tarafta da savaşan kabileler olmuştur. Savaşın sona ermesiyle siyahiler ile aynı haklara sahip olacaklarını düşünen Amerikan yerlileri hayal kırıklığına uğrasalar da mücadelelerini yüzyılın sonlarına kadar sürdürürler. Birleşik Devletler savaş sonunda sadece kendileriyle ittifak kuran Kızılderili şefleri ile resmî temaslarını devam ettirmiş, Konfederasyon safında yer alan şefleri siyasetin dışında tutmuştur.
ABD tarihinin üzerine pek çok hikâye yazılan dönemlerinden biri olan Amerikan İç Savaşı’nın gizli kalmış sayfaları hakkında daha fazlasını merak edenleri Bella ve Bronco’nun macera dolu çizgilerine davet ediyoruz. Eminiz onlar burada anlatamadığımız daha pek çok detayı paylaşacaklar sizinle. Yeter ki, çizgi romanlara dalmadan, toplu iğne gibi başınızı dışarıda tutarak okuyun.
Güney Ordusu'nun Casusları
Konfederasyon adına kurumsal olarak etkinlik gösteren birimler dışında, Güney Ordusu’nun zaferi için bilgi toplayan sayısız bireysel casus da bu mücadelenin önemli unsurudur. Bunların en ünlüsü, 1862 yılında düzenlediği Shendoah Vadisi Seferi sırasında Tümgeneral Thomas J. Taşduvar Jackson’a hayatını riske atarak istihbarat sağlayan Belle Boyd’dur (sağda).
Richmondlu bir oyuncu olan James Harrison ile John S. Osby, Turner Ashby, Maryland’den Harry Gilmor, Kentucky’den Jerome Clarke ve Sam Davis gibi askerî casusların bireysel çabaları ve başarılarına rağmen konfederasyonun büyük ölçekli bilgi toplama faaliyetleri başarıya ulaşamamıştır.