T.C. İzmir Kız Muallim Mektebi Müdürlüğü
Müşarünileyh (Gazi) kendisini taşkın bir heyecanla teşyi eden talebe arasından geçerken: “Biraz evvel hocalarınızla görüştüm. Asker olacak mısınız? dediğim zaman biraz mütereddit cevap verdiler. Nasıl, siz asker olmak istiyor musunuz?” buyurdular. Bütün talebe yüksek sesle “Evet, olacağız” cevabını verince: “O halde asker olmak için hazırlanınız” dediler.
Vakit akşam ve hava yağmurlu olduğu için alınan fotoğraflarda muvaffak olunamamıştır. Kusurlu olmasına rağmen bu kıymetli ziyaret hatırasını tesbit eden üç fotoğraf takdim kılınmıştır efendim.
“Burası yemekhanemizdi”
T.C. Maarif Vekaleti
Sivas Lisesi Müdürlüğü
Maarif Vekalet-i Celilesine
Milli Talim ve Terbiye Dairesi’nden yazılan 11/1/931 tarihli ve 44 yazılı tahrirat cevabıdır:
Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretleri lisemizi 20/11/30 Perşembe günü teşrif buyurmuşlardır. Dersler perşembe günü öğleden sonra olmak münasebetiyle tatildi.
Paşa Hazretleri mektebimiz heyet-i talimiyesi (öğretmenleri) tarafından mektep kapısında karşılandı. “Nereyi görelim?” diye sordular. “Kongreyi tesis ettiğiniz salon ve ikametgâh ittihaz ettiğiniz (kaldığınız) oda mektebimizde müze halinde muhafaza edilmektedir” dedim. “O halde oradan başlayalım” dediler. Salondaki fotoğrafların arkasını ve hatıra defterini imzaladılar.
Reis kürsüsüne çıktılar ve mütebessim bir halde salonun bir köşesini göstererek “Mazhar Müfit orada oturur ve daima söylerdi” dediler. O zamana ait hatıralarını kısa kısa naklettiler. Salondan hareketle mektebin alt katına inildi.
Paşa hazretleri sınıflardan birisine girerek “Burası yemekhanemizdi” dedikten sonra derse girmek istediler. Maalesef mektep tatil olduğundan buna imkân olmadı.
Koridorları dolduran talebenin alkışları içinde Paşa Hazretleri teşekkür ederek mektebimizi terk etmişlerdir.
Paşa Hazretleri mektebe girerken, çıkarken, salondayken gazeteciler tarafından muhtelif fotografiler alınmıştır. Fakat gazeteciler ertesi günü hareket ettiklerinden bu fotografilerden elde edilememiştir.
Arz olunur efendim.
Atatürk Galatasaray’da dini merak etmiş
T.C. Maarif Vekaleti
Galatasaray Lisesi Müdürlüğü Maarif
Vekâlet-i Celilesine
Hulâsa
Reisicumhur hazretlerinin mektebimizi ziyaretleri hakkında
Efendim
Milli Talim ve Terbiye Dairesi ifadesiyle yazılan 11/1/931 tarih ve 46 numaralı tahrirata karşılıktır:
Reisicumhur Hazretleri 2 Kânunuevvel (Aralık) salı günü ikiyi kırk geçe mektebimizi teşrif buyurdular.
Maiyet-i devletlerinde Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı) beyefendi ile birçok mebus beyefendiler bulunuyordu.
Evvela yedinci sınıfın Türkçe dersine girdiler. Muallim bey imlâ yazdırıyordu. Derse devam edilmesini emrettiler. Sıralar arasında dolaşarak talebe efendilerin yazılarını tetkik buyurdular, iyi yazdıklarını söylediler. Bilahere altıncı sınıfın Resim dersine girdiler ve aynı surette resimleri ve modelleri tetkik buyurdular.
Sekizinci sınıfın da Vatanî Malûmat dersinin tahrirî (yazılı) yoklama imtihanında hazır bulunup talebenin evrakını (kâğıtlarını) tetkik buyurdular.
Ticaret ve Bankacılık kısmı son sınıfını ziyaret ettiler. Bu kısım hakkında emrettikleri izahat kendilerine arzolundu. Bu sınıfta da talebe efendilerin kitap ve defterlerini muayene ve tetkik buyurdular. Ticaret kısmından sonra dokuzuncu sınıfın Riyaziye (Matematik) dersinde hazır bulunarak Cebir dersine kalkmış olan bir talebeyi dinlediler. Kimya ve Fizik laboratuvarlarını, Ulum-u tabiiye (Fen Bilgisi) ve Fizik dershaneleri, müzeleri ve bilhassa konferans salonunu gezdiler. Buralarda talebenin istifadesi hakkında emir buyurdukları birçok malumat kendilerine izah olundu. Bilâhere mektebin kütüphanesini gezdiler ve hatıra defterini imzaları ile tezyin buyurdular.
Şükrü Kaya Beyefendi ile sabık (eski) Nafia Vekili Recep Beyefendi’ye “Galatasaray Lisesi’nin yemekhane ve yatakhaneleri ile Harbiye Mektebi’nin yemekhane ve yatakhaneleri mukayese edilmek lazımdır” dediler.
Sonra müdiriyet odasına gidilmesini emrettiler.
Gazi Hazretleri müdiriyet odasında da 15 dakika istirahat buyurdular ve bendenize yerime oturmak emrini verdikten sonra birçok sualler sordular. Bu suallerin mevzularını ve bunlara verilen cevapların mahiyetini bervechizîr (aşağıya) aynen arzediyorum:
Mektebin tarihçesi
Bina vaziyetimiz adliye ve mektebin civarındaki karakoldan aldığımız binalar, Ortaköy şubemiz.
Her sene artan talebe yekûnu, bu kadar kalabalık bir talebeyi nasıl idare etmekte olduğumuz. (Talebe sandığı, talebe akademisi, spor ve izcilik teşkilatı gibi mektep dahilinde vücuda getirilen talebe teşekkülleri.)
Tedrisat (eğitim) sistemimizin hususiyeti: Milli mahzuru olmayan mevadd-ı dersiyenin (ders konularının) ecnebî lisanından öğretilmesindeki fevaid (faydalar), liseden çıktıktan sonra doktorluk, kimyagerlik, mühendis veya mimarlık, avukatlık, ticaret, ziraat ve bankacılık gibi gençleri birtakım serbest mesalike ihzar eden (mesleklere hazırlayan) âlî ve meslekî tahsil devresinde ecnebî lisanının çok ehemmiyetli bir rol oynayacağı ve hayatta bu mesleklere sahip olan kimselerin iktidar ve ihtisaslarını artırmak için de bir ecnebî lisana muhtaç oldukları gibi hususat (konular) kendilerine arz ve izah edildi.
Bilhassa dinî tedrisat hakkında evvelce ne yapılmakta olduğu, halen de ne yapıldığı, talebe veya veliler tarafından bu hususta bir şikâyet vaki olup olmadığı hakkında müteaddid sualler irad buyurdular. Esasen kuruluşu itibariyle de laik bir müessese olan mektebimiz hakkında emir buyurulan malûmatı arz eyledim.
Maruzatımız üzerine memnuniyetlerini beyan buyurdular.
Müdiriyet odasından çıkıldı. Bahçede bir bayram süruru ile coşan talebenin “Yaşa” âvazeleri, sürekli alkışları içinde Gazi Hazretleri mektebin büyük sokak kapısına kadar yayan yürüdüler.
Gazi Hazretleri otomobillerine binerken iltifatlarını tekrar buyurdular.
Gerek bizzat Reisicumhur Hazretleri’nin, gerek maiyet-i devletlerindeki zevatın (maiyetindeki kişilerin) müessesemizi ayrı ayrı takdir buyurduklarını arzeylerim efendim.
Menemen dersi
T.C. İzmir Erkek Lisesi Müdürlüğü
Maarif Vekâlet-i Celilesine
M.T.T. ifadeli ve 204 nolu 10/2/931 tarihli T.C:
Gazi Hazretleri mektebimizi 1/Şubat/931 Pazar günü teşrif buyurmuşlardır. İkinci sınıfımızda Riyaziye dersinde bir efendiye bir mesele (problemin) sorulmasını emir buyurdular. Muallimi tarafından sorulan meselenin halli (çözümü) esnasında çocuğa kesriaşari (ondalık kesir) hakkında bazı sualler tevcih buyurdular.
Badehu (arkasından) üçüncü sınıfta Türkçe dersinde girdiler. (Ziya) Gökalp’in bir kıraat (okuma) parçasını okuyan çocuğa Gökalp hakkında bazı sualler sormak suretiyle çocukların Gökalp’i tanıyıp tanımadıklarını anlamak istemişler ve iyi cevaplar almışlardır. Bilahere son sınıf edebiyat dersine girerek Menemen hadisesi mevzuu üzerine bir efendinin yazmış olduğu tahrir vazifesini dinlemişler ve çocuğun bu tahrir vazifesinde inkılâp hakkında dermeyan etmiş (ileri sürmüş) olduğu fikirleri büyük bir takdirle dinlemiş ve hocasını tebrik etmişlerdir.
Gazi Hazretleri’nin mektebimizi teşrifleri hiç tahmin ve ümit edilmedik bir anda vaki olduğu için hatırayı fotoğrafla tespit etmemiz maalesef mümkün olmamıştır. Yalnız hususî fotoğrafçıları olan zat tarafından beş-altı poz alınmıştır.
Gazi Hazretleri yalnız dershaneleri gezmişler ve çocukların müktesebatını (birikimini) tetkik buyurmakla iktifa etmişlerdir. Ayrıca bir hitabe veya tavsiyede bulunmamışlar ve mektebi terkederken evvelki teşriflerinde gördüğünden fazla farklar bulunduğunu söylemek suretiyle iltifatta bulunmuşlar ve geldiklerinden 45 dakika sonra avdet buyurmuşlardır efendim.
Leibniz ve Atatürk
T.C.
Maarif Vekaleti
Samsun Lisesi Müdürlüğü
Vekâlet-i Celileye
11/1/931 tarih ve 45 numaralı emirname-i vekâletpenahileri cevabıdır:
Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretleri 26/II/930 Çarşamba günü saat 14.30’da lisemizi teşrif buyurdular. Mektep dahiline girince hemen dershaneleri gezmek arzusu izhar buyurmaklariyle ilk defa alt kısım salon müntehasındaki (sonundaki) I. devre I. sınıf B şubesini teşrif ettiler. Bu saatta bu sınıfın Umumî Tarih dersi vardı. Talebe Türklerin vatanı ve Türk medeniyeti hakkında tarihi bir vazife (ödev) hazırlamakla meşgul bulunuyordu. Gazi ön sıralardaki bir efendinin vazifesini tetkik buyurdular. Türklerin Orta Asya’da yaşadıkları ibaresini görünce eski Türk vatanının yalnız Orta Asya’da olmadığına işaretle bir Asya haritası ve tebeşir istediler.Baykal gölü havalisini de ihtiva etmek üzre Türk yurdunun hududunu çizdiler. Bu harita bugünden itibaren Samsun Lisesi’nin tarihî bir haritası olduğu gibi büyük Gazi tarafından çizilen Türk vatanı hududu da orta tahsile henüz bu sene atılan yavruların körpe dimağlarında silinmez bir iz, bir hatıra bırakmıştır.
Gazi Hazretleri bu sınıftan iki efendiye tevcih ettikleri suallere memnuniyet-bahş (memnunluk verici) cevaplar almışlar ve dershaneyi terk ettikleri zaman “Bu çocuklar zekidirler” buyurmuşlardır.
Müteakiben salonda asılı ders cetvelini tetkik buyurarak lisenin son sınıfları derslerinde de bulunmak arzusunu izhar buyurmalariyle mektebin üst katındaki son sınıf Edebiyat şubesini teşrif etmişlerdir.
Bu saatte bu sınıfın Felsefe dersi vardı. Muallim Mehmet Şehit Bey Leibniz’in bilgi nazariyesini izah ediyordu. Gazi Hazretleri muallimin takrirlerine devam etmelerini emir buyurduktan sonra talebe sıralarından birine oturdular. Muallim beyin takririni takip ettiler. Söz namütenahi (sonsuz) mefhumuna intikal edince muallim bey(in) namütenahi mefhumunun mafevkattabia (fizik ötesi) bir tasavvur olduğunu söylemesi üzerine Gazi Hazretleri, “Mafevkattabia olan bir şeyi nasıl teakkul edebiliyoruz (düşünebiliyoruz)?” suallerini irad buyurmuşlardır. Buna cevaben muallim Şehit Bey de Descartes’ın namütenahi tasavvuru delilini ve Descartes’a göre Allah mefhumunun fıtrî mefhumlardan biri olduğunu söyledi. Gazi Hazretleri bu sınıftan ayrıldıktan sonra Felsefe muallimi Şehit Bey için ‘Çalışkan bir muallim’ söylemişlerdir.
Bilahere 5. sınıfın Fransızca derslerinde bulunmuşlardır. Kız ve erkek talebeden mürekkep olan bu sınıfta talebe dikte yazmakla meşgul oluyordu. Büyük Gazi bir iki talebeye yazdıkları dikteyi tercüme ettirmişler ve neticeden memnun kalarak bu sınıftan da ayrılmışlardır.
Üç dershanede hemen bir saate yakın kalmışlar ve her bir sınıftan memnuniyetle ayrılmışlardır. Diğer sınıfları da teşrif etmek arzusunda olup olmadıkları sorulmuş ise de büyük halâskar (kurtarıcı) “Kifayet eder” buyurmuşlar ve mektep binasını da bir müddet tetkik ve teşrif ettikten sonra binanın alt kısmı salon kapısına gelmişlerdir. Liseden ayrılırken “Teşekkür ederim, memnun oldum” kelimeleriyle idare ve talim heyetine iltifat buyurmuşlar ve büyük kapının önündeki otomobillerine binmişlerdi.
Bu sırada Gazi’nin liseyi teşrifini haber alan kadın-erkek yüzlerce halk, mektebin geniş bahçesinde toplanmış, Reisicumhur Hazretleri’ni candan alkışlıyorlar, ders vaktinin hitam bulmasıyla sınıflarından çıkan mektebin 400’den fazla talebesi büyük Gazi’yi bir daha görmek için dışarı atılıyorlar, heyecandan kendilerini zabt edemiyorlardı: “Yaşa büyük Gazi, yaşa gençliğin büyük hamisi” diye bağrıyorlardı. Yine bu sırada ihtiyar bir kadın Gazi’nin otomobiline yaklaşarak bir istida (dilekçe) veriyordu. Büyük halâskar halkın mesrur (sevinçli) bakışları önünde ihtiyar kadınla bir müddet konuştular, sonra otomobil mektepten ayrıldı.
Samsun Lisesi aziz ve yüce misafirini velev bir saat olsun sinesinde bulundurmakla en kıymetli ve tarihî bir gününü yaşamış oldu. Muhterem Reisicumhur Hazretleri’nin mektebi, dershaneleri teşriflerinde ve muallim beylerle hasbihallerinde maiyetleri tarafından birçok fotoğraflar çekilmiş ise de bunlardan hiçbiri maalesef elde edilemediğinden takdim olunamamıştır. Yalınız Milliyet ve Akşam gazetelerinde Gazi’nin talebe ile bir sırada oturarak Felsefe mualliminin takririni dinlediğine ait bir resim intişar etmiştir (yayınlanmıştır).
Arz-ı keyfiyet (durumu arz) ederim efendim.
Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım