Yapay zeka alışveriş ilişkisi derinleşiyor: 'Bu ürün sana göre değil!'
Dünya genelinde birçok farklı alanda sürekli olarak kullanılan ve her gün yeni yeteneklerini keşfettiğimiz yapay zeka, alışverişlere de müdahale etti.
Bir grup araştırmacı tarafından geliştirilen yeni sistem, kullanıcı henüz ürünü satın almadan iade edip etmeyeceğini tahmin eden bir algoritmaya sahip.
Alışveriş yapanların tercihlerini, vücut şekillerini, inceledikleri ürünleri vb. verilerle eğitilen bir makine öğrenimi modeli üreten ekip, kişi ürünü daha satın almadan iade edip etmeyeceğini tahmin etmeyi başardı.
Günümüz teknolojisinin geldiği son nokta yapay zeka ve yapay zekalı varlıklardan ibaret. Bugünlerde bilim çevrelerinde yapay zekaların matematik yarışmalarına katılabilecekleri, cerrahi operasyon yapabilecekleri, doksan yıl içinde kendilerinin dahi yapay zeka araştırmaları yapabilecekleri ve hatta bu varlıkların yüz yıl sonra bizler gibi olabilecekleri konuşuluyor. Bu iddialar doğru olabilir mi ve gerçekten yapay zeka bir gün gelir dünyaya hakim olabilir mi? Yoksa bazı kesimlerin düşündüğü gibi bu ihtimaller fazla mı ütopik? Oysa yıllar önce bugün gelinen noktadan bahsedilseydi şu an bizzat yaşadığımız ve kullandığımız teknoloji de bir o kadar inanılmaz gelmez miydi?
Bu soru üzerinden ilerleyecek her tartışma, bilim ve teknolojideki her gelişmenin 'normal karşılanabilir' durumda olduğu konusunda oldukça net bir anlam ifade ediyor. Yapay zekanın sürüklendiği nokta, farklı endüstri ve iş alanlarını da diri tutmak noktasında oldukça başarılı. Özellikle farklı iş kollarına adapte edilmesiyle birlikte başlayan derinleşme, yapay zekanın ne kadar 'bükülebilir' bir kavram olduğunu da ispatlıyor.
E-ticaret her yerde!
Sanayiden, ticarete; medyadan bankacılığa kadar hemen her alanda bilfiil kullanılan yapay zeka, dünyanın en hızlı büyüyen ve sürekli olarak gelişen endüstrilerinden biri olan e-ticaret'e sıçramayı da başardı. 2020 yılı itibariyle 4 trilyon dolarlık bir hacme ulaşması beklenen e-ticaret, durdurulamaz bir güç olmuş durumda. Müşterilerin herhangi bir ürün satın almak için daha az emek harcadığı ve daha kolay gerçekleştirebildiği 'internet üzerinden alışveriş' gerçekliği büyük bir zorluğun, 'kolaylık' olarak tanımlanmasına yol açabiliyor.
İnternet üzerinden alışveriş hızla gelişirken bu yolla verilen siparişlerin üçte biri kadarının iade edildiği bilgisi de dikkat çekiyor. Bu durum, kâr oranını düşüren önemli etmenlerden biri. Hindistan merkezli olarak çalışan e-ticaret şirketi Myntra Designs'ta görev yapan araştırmacılar, gerçekleştirilen iadelerin nedenlerini inceledikleri bir araştırma kaleme aldı. Alışveriş yapanların tercihlerini, alışkanlıklarını, inceledikleri ürünleri ve daha birçok farklı parametreyi özel verilerle inceleyen bir makine öğrenimi modeli üreten ekip, kullanıcı henüz ürünü satın almadan iade edip etmeyeceğini tahmin etmeyi başardı.
"E-ticaretin yalnızca iki basit işlevi vardır: 'Pazarlama ve yenilik!'
--- Peter Drucker ---
'Alışveriş sepetinin doluluk oranı önemli'
Araştırmacılar, kişinin alışveriş sepetinde benzer ürünler olduğu taktirde iadenin yüzde 4 ihtimalle gerçekleşeceği ihtimali üzerinde durdu. Ayrıca, iadelerin yüzde 53’ünün sebebinin beden uyumsuzluğu sorunu olduğu görüldü. Alışveriş sepetinin doluluk oranının da iadeler açısından önem arz ettiği keşfedilirken içinde yedi adet ürün bulunan sepetlerde iade oranı yüzde 72 iken bir tane ürün bulunan sepetlerde bu oranın yüzde 9 olduğu tespit edildi. Bu verilerden yola çıkan ekip, kişinin ürün iade etme ihtimalini tahmin eden bir model geliştirdi. İade tahmin modeli deneylerde yüzde 83,2 oranında başarı gösterdi.
Araştırma ekibi, 'Hangi müşterinin ürün iade edeceğini bilmek, satıcıların önlem almasını sağlayabilir. Mesela; kargo ücretlerini kişiye özel hale getirmek ya da kuponlar sunarak ürünü iade edilmez yapmak gibi.' ifadeleriyle süreci özetledi.