Cihangir mahallesindeki Art Deco Konutlar
İstanbul’un birçok semti Art Deco akımının etkileyici örneklerine ev sahipliği yapıyor. Bu yazımızda Cihangir’deki Art Deco’ya has üslupsal özellikleri yansıtan apartman tipi yapı örneklerini inceleyeceğiz.
Geometrik süslemeleri ile Art Deco, 1920'lerde, savaş sonrasında İstanbul'da ilk olarak apartman tipi yapılarda tercih edilmeye başlıyor, popülerliğini ise 1930’lu yıllarda kazanıyor ve şehrin çeşitli semtlerinde farklı fonksiyonlara sahip yapıların tasarımlarında görülüyor. Art Deco karakteristik özellikleriyle geleneksel ve modern öğretinin bir sentezi olarak, Cumhuriyet döneminin başlarında İstanbul'a modern bir çehre kazandırmak için en uygun sanatsal ifadelerden biri oluyor. Daha önceki yazılarımızda da belirtmiş olduğumuz gibi, 1925’te adlandırılmasından önceViyana ve Glasgow’da Art Deco’nun ilk örnekleri görülüyor. 1900’lü yılların başında Art Deco olarak nitelendirilebilecek tasarımlar gerçekleştiriliyor olmasına rağmen, 1925’te Paris’te düzenlenen Uluslararası Dekoratif Sanatlar Sergisi ile Art Deco popülerliğini kazanıyor.
Türkiye’de Art Deco akımının ortaya çıkışı Avrupa'dakine benzer bir yol izliyor. İstanbul’daki mimari faaliyetler, 18. yüzyılın ortalarında, Türk modernleşmesinin ilk dönemlerinden bu yana, Avrupa mimarlığındaki gelişmeleri izliyor. Art Deco, özellikle İstanbul’da, konut mimarisinde, 1930'lu yıllarda uygulanıyor ve ilgi görüyor. Bu yıllarda, İstanbul'da inşa edilen birçok apartmanın balkon korkulukları, giriş kapıları ve dekoratif kabartmaları, Art Deco akımının zikzak motifleri, şerit desenleri, kesişen kareler ve ok şekilleri gibi en karakteristik özelliklerini yansıtıyor. Art Deco üslubunda tasarlanmış yapılarda görülen, yaygın Mezoamerikan etki, ziggurat veya basamaklı piramit formu oluyor. Söz konusu kademeli tasarım eğilimi Art Deco apartmanların çatı parapetlerinde dikkat çekiyor.
1920 ile 1940 yılları arasında İstanbul’da Art Deco üslubunda inşa edilen yapılar, şehrin orta üst sınıflarının oturduğu özellikle Talimhane, Ayaspaşa, Maçka-Nişantaşı, Şişli, Cihangir gibi semtlerde görülüyor. Apartman tipi yapılar Art Deco’dan önce inşa edilmeye başlamış olmasına rağmen, üslubun İstanbul’da yaygınlaşmaya başlaması ile şehirde eş zamanlı olarak apartman tipi yapılar da yaygınlaşıyor. Beyoğlu bölgesinden sonra Maçka, Teşvikiye, Nişantaşı ve Cihangir gibi semlerde de Gayrimüslim kesimden sonra Müslüman-Türk kesimin de apartman tipi yapıları tercih etmeye başlaması ile apartmanların sayısı giderek artıyor. 1930’lu yıllarda, İstanbul’un yeni gelişen bölgelerinde yabancı mimarların yanı sıra Türk mimarlar tarafından da apartman tipi yapılar yoğun olarak inşa ediliyor.
İstanbul’da, 19. yüzyılın ortalarından itibaren belediye yönetmelikleri olmasına rağmen, yapıların modern yaşam ile uyumlu tasarlanmamış olduğu görülüyor. Geleneksel ahşap evlerin yangına sebebiyet vermesi kaynaklı dezavantajından ötürü İstanbul Belediyesi tuğla (kâgir) yapımına yöneliyor. Tuğla (kargir) yapılar, 19. yüzyılda birçok Avrupalı ve gayrimüslimin yaşadığı Pera, Cihangir, Galata ve Şişli civarında inşa ediliyor. Bu bölgelerde 19. yüzyılda apartmanlar, alışveriş pasajları ve ticari yapılar Osmanlı-Yunan mimarları tarafından tasarlanıyor. Bu yapıların üslup dili ne Neo-Klasik ne de Geleneksel Türk Mimarlığı’nın yeniden canlandırılmış bir versiyonu oluyor. 20.yüzyılda, yeniden şekillendirilen yerleşim alanının mimarisinde, bugünün terminolojisinde "Art Deco" olarak tanımlanan "modern" tarz öne çıkıyor. 1930'ların başında, İstanbul’da, Şişli, Nişantaşı, Ayaspaşa, Cihangir, Moda gibi mahalleler yoğun olarak yerleşime açılıyor. Apartmanlarda yaşamayı tercih eden üst orta-sınıf aileler kısa süre sonra bu mahallelere taşınmayı tercih ediyor. Avrupa’da Art Deco üslubunda inşa edilen apartmanlar ile İstanbul’dakiler karşılaştırıldığında mimari nitelikleri ve düzeyleri, kitle biçimlenişi ve plan şeması açısından benzerlik görülüyor. İstanbul’daki bu yapıların tipik özellikleri, cephelerinde stilize edilmiş pilastrlar, geometrik motifli balkon ve pencere parapetleri, genellikle yapıların giriş katında gözlemlenen köşeleri pahlı pencereler, geometrik motif kompozisyonuna sahip metal konstrüksiyonlu kapılardır.
Art Deco yapıların cephe tipolojileri incelendiğinde bazen tamamıyla asimetrik ve simetrik, bazen de bir katın asimetrik diğer katın ise simetrik olduğu cephe düzenlenmesine, geometrik ve ışınsal bezemelerin görüldüğü çatı alınlıklarına, dairesel pencerelere, kenarları kırık tepe camına rastlanıyor. İstanbul’daki Art Deco yapıların girişinde kırık kenarlı (pahlı) tasarıma sahip tepe camına sıklıkla rastlanıyor. Yapıların cephelerinde görülen stilize pilastırlar, geometrik motifli balkon ve pencere korkulukları, chevron motifleri, zikzak motifi, güneş doğuşu veya güneş ışınlarının görüldüğü stilize güneş motifi, ok şekilleri, üst üste binen kareler, serpme çiçek, pişmiş toprak malzemeli (Terakota, terracotta) frizler, yatay dekoratif bantlar, dikey çizgiler kademeli çatı parapeti ve pahlı pencereler de Art Deco üslubunu işaret eden diğer özelliklerdendir. Art Deco üslubunda tasarlanmış yapılarda görülen güneş ışını motifinin gücü yansıttığı bilinmekte, 1930’lu yılların, İstanbul Art Deco’sunda, ışınsal motifler dikkat çekmektedir. Art Deco üslubu işaret eden, stilize güneş doğuşunu, güneş ışınlarını simgeleyen bu motif, günümüzde hala varlığını sürdüren Cihangir’deki yapılardan, Lenger Sokak ile Güneşli Sokak kesişiminde konumlanan 21 numaralı yapıda ve Yeni Yuva Sokak 28 Numarada konumlanan yapıda görülüyor.
Art Deco akımını işaret eden tasarımlarda görülen bezeme ögeleri, özgün olabileceği gibi, eski üslupların motiflerinin yalınlaştırılıp geometrikleştirilmesiyle de elde ediliyor. Bazı Art Deco apartmanlarda, Antik Yunan, Roma ve Rönesans mimarisinde görülen dentil, sütun, konsol, yumurta frizi, kilit taşı gibi ögelerin stilize edilerek kullanıldığı görülüyor. Bu Neo-Klasik ögeleredünya Art Deco’sunun örneklerinde de rastlanıyor. Lenger Sokak konumlanan 15 numarada konumlanan Güneş Apartmanı söz konusu duruma örnek teşkil ediyor.
Art Deco, İstanbul’un kozmopolit geçmişini göz ardı etmeksizin İstanbul mimarisindeki modernleşme eğiliminin sinyalini veriyor. Bu üslup klasik ve modern öğreti arasındaki varlığıyla İstanbul’un tarihi geçmişi ile olan bağlarını yansıtıyor. Şehrin gelecekteki modern imajı, çağdaş yaşamın ihtiyaçlarını karşılayacağı umulan yeni apartman blokları ile öngörülüyor. Bu yapılar, 1930'ların ortalarına kadar neredeyse Cumhuriyet'in en popüler mimarlığı haline geliyor. Art Deco ve Streamline Modern, Lüküs Hayat adlı 1930'lu yılların popüler müzikalinde de “Şişli’de bir apartman yoksa eğer halin yaman, nikel kübik mobilyalar duvarda yağlı boyalar" şeklinde vurgulandığı gibi, İstanbul'da statü sembolü olarak görülüyor. Gerçekten de üst-orta sınıf için, apartmanlar, modern arabalar, nikel mobilyalar ve yağlı boya tablolar statüyü temsil ediyor. İstanbul genelinde gözlenen bu durum Cihangir'de de görülüyor. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda, yanan ve yıkılan ahşap yapıların yerine çok katlı Art Deco yapılar inşa ediliyor. Art Deco üslubunda tasarlanmış yapılara İstanbul’da en fazla Cihangir semtinde rastlanıyor.
Yeni Yuva Sokak 6 numarada konumlanan, zemin üzeri dört kattan meydana gelen, ara parsel yapısı olan apartman, Art Deco’nun birçok özelliğini yansıtıyor. Apartmanın balkon parapetleri üzerinde yer alan zikzak motif Amerika’daki Art Deco yapılarda sık rastlanan “chevron” motifi ile benzerlik gösteriyor. Kademeli çatı parapeti ve eğrisel çizgilerden meydana gelen apartmanın demir giriş kapısı da yine Art Deco anlayışı işaret ediyor. Kapının üzerinde, çerçeve içine alınmış kademeli bir tasarıma sahip köşeleri pahlı açıklık, Art Deco üslubu işaret ediyor. Cihangir'de inşa edilmiş bazı apartman tipi yapılarda, Paris’te Art Deco üslubunda inşa edilmiş apartmanların bazı detayları görülüyor. Cihangir’deki başka yapılarda da görüldüğü gibi bu yapıda da Paris’teki örneklerde görülen spiral bezemelimodern balkon korkuluklarına yer veriliyor.
İkinci Sigorta Han adlı ara parsel yapısı olan apartmanın cephesinde dikey bir şekilde yer alan zikzak motifler ve eğrisel, geometrik form dünyasına dayalı giriş kapısı Art Deco üslubunu işaret ediyor. Giriş kapısının kırma köşeli tasarıma sahip olması İstanbul’daki Art Deco üslubunda tasarlanmış yapılarda en çok karşılaşılan özelliklerden biri olarak karşımıza bir kez daha çıkıyor. Apartmanın cephesinde yer alan stilize pilastır ve geometrik motiflerden meydana gelen balkon korkulukları da İstanbul’daki Art Deco yapılarda sıkça görülüyor.
Havyar Sokak 19 numaralı yapıda görüldüğü gibi, Cihangir’deki apartman giriş kapılarında Edgar Brandt tasarımlarını hatırlatan geometrik desenli ferforje kullanılıyor. Dörtgen, beşgen gibi geometrik şekillerin kullanıldığı cephelerin, Cihangir bölgesinde genellikle az katlı konutlarda kullanılmış olduğu dikkat çekiyor. Havyar Sokak’ta bulunan söz konusu konutun cephesinde dörtgen geometrik detaylar görülüyor. Cephenin geometrik ögelerinin daha sonradan yenilendiği, giriş kapısı üzerinde bulunan cam üzeri soyut eğrisel çizgilerle oluşturulan bölümün ise orijinalliğini koruduğu, giriş kapısının ise orijinal tasarımına sadık kalınarak yerine yenisinin yapılmış olduğu biliniyor. Bu yapıda görüldüğü gibi, Cihangir’deki apartman giriş kapılarında Edgar Brandt tasarımlarını hatırlatan geometrik desenli ferforje kullanılıyor.
Art Deco’nunpopülerliğini yitirmesi, Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi Türkiye’de de Bauhaus öğretisi ve pürist, rasyonalist-fonksiyonalist yaklaşımın belirmesi ile gerçekleşiyor. İstanbul’daki yapılarda Art Deco üslubun giderek sadeleşmesi ve Bauhaus öğretisi ile bir arada kullanılması, Art Deco-Bauhaus sentezinin oluşumunu gündeme getiriyor. Cihangir Bölgesi’nde, Kumrulu Yokuşu’nda konumlanan, 1932 tarihli Mühendis Derviş Bey Apartmanı, streamline anlayışında tasarlanmış, Art Deco-Bauhaus sentezini yansıtan çok katlı bir apartman tipi yapıdır. Art Deco-Bauhaus sentezini yansıtan yapıların cephesinde sıklıkla kullanılan taraklanmış mermer sıvanın Mühendis Derviş Bey Apartmanı’nda da kullanıldığı görülüyor. Dönem şartları çerçevesinde yapının bütün inşaat aksamının malzeme ve işçiliğine itina edilmiş olduğu biliniyor. Art Deco üslubunu yansıtan yapılarda sıklıkla rastlanan apartmanın girişindeki ve bitişindeki kornişte yer alan kademeli tasarım dikkat çekiyor.
Cihangir’de, Güneşli Sokak 36 numarada konumlanan apartman, Art Deco–Bauhaus sentezinin özelliklerini yansıtıyor. Yapının giriş kapısı Art Deco üslubu işaret ediyor
Cihangir mahallesi, Lenger Sokak, 8 numarada konumlanan yapıda da Art Deco–Bauhaus sentezinin özelliklerinin birçoğu dikkat çekiyor. Kalın denizlik ve söveler, farklı tip sıva kullanımı gibi özellikler yapının Bauhaus anlayışına yakın tasarımına Art Deco karakter katıyor. Söz konusu sentezin Büyükada’daki örneklerinde de sıklıkla görülen yuvarlatılmış köşeler bu yapıda da karşımıza çıkıyor.