Yüksek bonservis bedelleriyle Türkiye'den ayrılan yıldızlar

Listenin ilk sırasında 16 milyon avro gibi yüksek bir bonservis ile transfer olan Mosssa Sow bulunuyor. 2010-11 sezonunda Lille’in harikalar yaratan jenerasyonunun içinde bulunan Sow, takımıyla birlikte  büyük bir başarıya imza atarak Fransa şampiyonu oldu. Takımının Ligue 1’de büyük bir başarıya imza atmasının yanı sıra Sow da, bu rüya gibi sezonu ligde gol kralı olarak taçlandırıyordu. Her ne kadar Senegalli golcü takımın gol yükünü çekse de Hazard, alkışların büyük çoğunluğunu topladı. 2011-12 sezonunun devre arasında santrafor arayan Fenerbahçe, Senegalli oyuncuyu ikna etti ve Türkiye’ye getirdi. O dönem Avrupa’nın sayılı santraforları arasında gösterilen Senegalli yıldız, havalimanında Fenerbahçeli taraftarlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. 

Sow, Fenerbahçe’de attığı röveşata golleriyle taraftarın gönlünde ayrı bir yer edindi. Her sezon en az 15 golü rakip filelere göndermeyi başarsa da, 2015-16 sezonuna çok büyük bir transfer harekatı gerçekleştiren Fenerbahçe’de nakit para ihtiyacı baş gösterdi. Sow, Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitse de burayı hiç unutmadı ve 1 sezon sonra tekrar Fenerbahçe’ye kiralık olarak transfer oldu. Sarı-Lacivertliler için hüsran niteliğinde geçen sezonun Lens ile birlikte en iyilerinden biriydi.

Türkiye’nin futbolcu fabrikalarından biri olan Bursaspor’da gösterdiği performansla göze batan Baljic, üç büyüklerin dikkatini çekmeyi başardı. Fenerbahçe’ye transferiyle ülke çapında tartışma yaratan Elvir Balic, sarı-lacivertlilerde sadece bir sezon oynamasına rağmen hem camiada hem de taraftar üzerinde derin izler bıraktı.

Türkiye’den tanıdık bir başka isim onu İspanya’ya götürecekti. Beşiktaş’ı çalıştırırken Baljic ile rakip olan John Benjamin Toshack, Real Madrid’in başına geçtiğinde çok beğendiği Boşnak oyuncuyu takımında görmek istediğini belirtti. Sıkı pazarlıklar sonucu taraflar 15.6 milyon avroda anlaştı ve daha birkaç yıl önce savaştan kaçmak için futbol oynayan Elvir Baljic, dünyanın belki de en büyük kulübüne adım attı. Ne yazık ki Madrid kariyeri umduğu gibi gitmedi. İlk 11 çıkacağı El Clasico maçı öncesi ısınırken sakatlanan ve çok uzun süre sahalardan uzak kalan Boşnak oyuncu, döndüğünde o eski halini aratacaktı.

Son yıllarda futbolda Türkiye'nin başına gelen en güzel şey olan Altınordu'da yıldızı parlayan Cengiz Ünder, bir başka İzmir ekibi Bucaspor'un altyapısından çıkan bir isim. 

Altınordu'nun sadece yerli oyuncularla alt liglerde yakaladığı başarıda en büyük pay sahibi olan genç Cengiz'in, Süper Lig'in proje takımı Başakşehir tarafından fark edilmesi aslında onun için büyük şans olacaktı. Geçen sezon turuncu-lacivertli formayı sırtına geçirmesi ile yıldızının parlaması bir olan genç ismin performansının yankıları, Avrupa içlerine kadar ulaşacaktı. 

Başakşehir'in Beşiktaş ile tutuştuğu şampiyonluk yarışında en büyük katkıyı veren bu genç çocuk, üç büyüklere kalmadan Avrupa'nın yolunu tuttu.

Futbola Fransa’da adım atan Demba Ba, ilk olarak Newcastle United’ta dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. 

İngiliz kulübüyle toplamda çıktığı 58 maçta 29 gol, 7 asistlik üstün bir performans sergileyen Senegallinin o dönem adı Türk kulüpleriyle de geçti. Ama Demba Ba yine bir İngiliz kulübü olan Chelsea’ye 2012-13 sezonunun Ocak ayında 8 milyon avro karşılığında transfer oldu. Dünya yıldızlarını bulunduğu bir kadroda bir türlü yedek oturmaktan kaçamadı. Az şans bulmasına rağmen, oynadığı maçlarda golcülüğü, bitiriciliği ile hep dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. 

Kötü geçen Chelsea macerasının ardından Demba Ba’nın yolu Süper Lig’e düştü. Beşiktaş oyuncunun transferi için Chelsea’ye 6 milyon avro bonservis ücreti ödedi. Türkiye’ye adım attığı anda Beşiktaş taraftarının sevgisini kazandı. Çıktığı ilk maçta 3 gol atan oyuncu, performansıyla taraftarın gönlünde taht kurmayı başardı. Adına şarkılar, türküler yazılan oyuncu Beşiktaş formasıyla çıktığı 46 maçta 28 gol attı 7 de asist yaptı. Çok kısa sürede çok büyük başarılara imza attı.

Fakat büyük aşk yalnızca 1 sezon sürdü. 2015-16 sezonunun başında Çin kulübü SH Shenhua’ya 13 milyon avro karşılığında transfer oldu. Bu transfer aynı zamanda Süper Lig’den başka bir lige yapılan en yüksek bonservis bedeli ödenen 3’üncü transfer olarak tarihe geçti. 

Geçtiğimiz sezonun ortasında ise beklenmeyen bir sürpriz yaşandı ve yarım kalan aşk kaldığı yerden devam etti. Beşiktaş bedelsiz olarak Demba Ba’yı yarım sezonluğuna Çin kulübünden kiraladı. Yaşadığı sakatlıktan dolayı eski performansını gösteremese de yine de Demba Ba’yı yeniden Beşiktaş formasıyla görmek taraftarı sevince boğdu. Çin kulübüne geri dönen oyuncu kaldığı yerden eski performansına dönüp dönemeyeceği ise büyük bir merak konusu.

Galatasaray altyapısından yetişen en değerli oyunculardan biri olan Arda Turan, Galatasaray’ın zor zamanlarında genç yaşına rağmen hem kaptanlığı hem de efsanevi 10 numarayı kaptı. Gösterdiği başarılı performansla büyük Avrupa kulüplerinin dikkatini çekti. Altyapısında yetiştiği ve kaptanlığını yaptığı Galatasaray’dan 2011-12  sezonunun başında 13 Milyon avro bonservis bedeliyle Atletico Madrid’e transfer oldu. 

Başarılı form grafiğini Atletico Madrid’de de sürdüren oyuncu yıllar sonra gelen La Liga ve Avrupa Ligi şampiyonluğunda büyük pay sahibi oldu. Devam eden başarılı performansının sonucunda Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona’ya transfer oldu. Transferiyle Dünya’nın en iyileriyle birlikte aynı kadroda yer almanın zorluğuyla yedek kalan futbolcu beklenen performansın biraz gerisinde kaldı. Özellikle bu sezon hiç forma şansı bulamayan Arda'nın, Galatasaray ile adı anılmaya başlandı. Bu konuda ilerleyen günlerde bizi nelerin beklediğini göreceğiz.

2013-14 sezonunun başında 11 milyon avro gibi rekor bir bonservis bedeliyle Galatasaray’a transfer edildi. 

Hızı ve süratiyle ön plana çıkan Bruma, Süper Lig’in sertliğine cevap veremedi. Sakatlık geçiren oyuncu yabancı sınırlamasından dolayı geldiği sezonun ara transfer döneminde Gaziantepspor’a kiralandı. 2014-15 sezonunda yine fizik olarak yetersiz bir görüntü çizen kanat oyuncusu, beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremedi ve 33 maçta yalnızca 3 gol 6 asistlik katkı sağlayabildi. Bir sonraki sezon gelişmesi için İspanya’dan Real Sociedad’a 1 milyon 900 bin avro karşılığında kiralandı. Her ne kadar beklenen büyük patlama gerçekleşmese de bu dönemde bir parıltı gösteren 23 yaşındaki oyuncu, nihayet istenen ve beklenen performansa yaklaştı. 

Beklenen asıl patlama 2016-17 sezonunda yaşandı. Eleştirilen fizik gücü ve bitiriciliğini oldukça geliştiren genç oyuncu büyük maçlarda sahne almaya başladı. 2016-17 sezonunda çıktığı 37 maçta toplamda 11 gol attı 6 da asist yaptı. Gollerinin çoğunu deplasmanda atan oyuncu sonunda beklenen ve istenen performansa ulaştı. Başarılı performansı sonucu, Almanya Bundesliga’da sürpriz yapan ve ligi ikinci sırada tamamlayıp Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanan ve Beşiktaş'ın rakibi olan RB Leipzig’e 12.5 milyon avro bedelle transfer oldu.

Fenerbahçe’de iki sezon oynayan Okocha, belki şampiyonluk göremedi ama bütün taraftarları mest etti. O oynarken, bütün çocuklar Nijeryalı futbolcunun sahada yaptığı hareketleri yapmaya özendi. Kırmızı kramponları, topla dans eder gibi hareketleri ve bire birdeki etkinliğiyle herkesin hafızasına kazındı. 

Sarı-Lacivertli takıma 1996 Atlanta’da kazandığı olimpiyat şampiyonluğunun ardından 3.5 milyon avroya gelen oyuncu, 12.6 milyon avro gibi yüksek bonservis ile transfer olduğu Paris Saint-Germain’de de ikon seviyesine yükselmeyi başardı.

Fenerbahçe'nin belki de en zor gerçekleştirdiği transferlerden biriydi. Fenerbahçeliler günlerce Anelka’nın yolunu gözlemiş, fakat sabrettiklerine de değmişti. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde PSV, ligde de Beşiktaş ve Galatasaray maçlarında sergilediği oyun unutulmazdı. Konya’ya attığı gol(!) ile de kendini gündemde tutmuş, her zaman konuşulmuştu. 

100. yıl sebebiyle son derece iddialı biçimde sezona başlayan ve Avrupa’da da ilerlemek isteyen Fenerbahçe, Anelka’nın ayrılmak istemesiyle sarsıldı. Neyse ki, para ödeyecek alıcı bulmak kolaydı, ne de olsa Fransız oyuncu bir dünya yıldızıydı.  12.2 milyon avro ile yarışı kazanan Bolton Wanderers oldu. Anelka daha sonra Bolton’da yıldızlaşacak ve Chelsea’nin yolunu tutacaktı.

Karabükspor’un 300 bin avro karşılığında transfer ettiği Emenike’yi, tam bir yıl sonra 9 milyon avro bedelle Fenerbahçe’ye satması tam bir transfer başarısıydı. 

2011 yılının Temmuz ayında Fenerbahçe’ye transfer olan Nijeryalı oyuncu, 3 temmuz günü patlayan şike skandalı nedeniyle yaşanan olayların ardından Ağustos ayında 10 milyon avro bonservis bedeliyle Spartak Moskova’nın yolunu tutacaktı. 

Daha sonra tekrar 13 milyon avro bedelle Fenerbahçe’ye dönen oyuncu çalkantılı performansı ve saha içinde yaptıklarıyla istenmeyen adam ilan edilen oyuncu, geçtiğimiz ay Yunan ekibi Olympiakos’a 2 milyon 500 bin avro’ya transfer oldu. Başta Fenerbahçe ile güzel başlayan hikaye hüsranla sona erdi. Belki de Emenike Fenerbahçe tarihinde kulübe maddi açıdan en çok zarar veren isim oldu.

Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geçişi son derece olaylı olan, stadyumlarda kendisine edilen küfrün haddi hesabı olmayan Alpay; Fenerbahçe’de o kadar da iyi bir sezon geçirmemişti aslında. 

99-2000 sezonunda ligdeki ilk 5 maçı namağlup geçen Sarı-Lacivertliler, UEFA Kupası’nda Macar MTK Budapeşte’ye elenerek ciddi biçimde sarsılıyor, Rıdvan Dilmen’in istifasıyla tam bir kaosa sürükleniyor ve sezonu şampiyonluktan ciddi şekilde uzak kalarak dördüncü tamamlıyordu. Türkiye’deki baskıdan bunalan Alpay, İngiliz kulübü Aston Villa’ya satılıyordu.

Trabzonspor’da gösterdiği performansla Türkiye’yi kasıp kavuran, Fatih Tekke ile olan ortaklığıyla Bordo-Mavili formayı şampiyonluğa en çok yaklaştıran isimlerden biri olan Gökdeniz’in Avrupa’dan talipleri de pek gecikmedi. 

Fırtına gibi girdiği ve devrede 11 gol attığı 2007-08 sezonunun devre arasında 8.7 milyon avro bonservis bedeliyle Rubin Kazan’a gitti. 10 yıla yakın bir süredir Rubin Kazan’da olan ve gerçek bir efsaneye dönüşen Gökdeniz, kulüp tarihinin ilk lig şampiyonluğunu getiren ve Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona’yı deviren kadronun bir parçasıydı.