Tarih ve futbolun iç içe geçtiği semt: Cerrahpaşa

ASLI BAYRAM YILMAZ
Abone Ol

Futbolun profesyonellikten uzak, aşka oynandığı semt Cerrahpaşa….

Futbolun bir kültür olduğu yadsınamaz bir gerçek. Futbolu sevmek ya da meşin yuvarlağın peşinde koşmak öyle çok da maliyetli bir iş de değil. Özellikle bu durum 1950’li yıllarda daha basitti. Bir top bulunduğu zaman çıplak ayakla dahi oynanırdı futbol…

Evlerde televizyonun olmadığı; gazete, radyo ve yazlık sinemaların en önemli haberleşme kaynağı olduğu yıllarda insanların en büyük tutkusuydu futbol maçları. Hele ki semt takımları…

Semt takımı olgusu

Cerrahpaşa ismi birçok kişinin zihninde yer edinmiştir. Neden mi? 1900’lü yıllarda inşa edilen ve halen İstanbul’un en önemli hastanelerinden biri olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi nedeniyle…

Adı üstünde Tarihi Yarımada ya da Suriçi’nde yer alan Cerrahpaşa ve çevresinde attınız her adımla tarihle burun buruna kalırsınız… Cerrahpaşa; Haseki, Aksaray, Küçük Langa, Etyemez arasında kalan sıcacık hikayelerin gizli olduğu bir damardır...

Osmanlı Bankası'na ait olan Bulgur Palas, mimar Giulio Mongeri'nin imzasını taşıyor.

Bir tarafta Bulgur Palas diğer tarafta Arcadius Sütunu yükselir gökyüzüne…

Cerrahpaşa Spor Kulübü 1952 yılında semtin ileri gerenlerinin çabalarıyla kuruldu. Takım halen varlığını sürdürüyor. 2. Amatör Lig 9. Grup’ta mücadele eden Cerrahpaşa maçlarının Namık Sevik Stadı’nda oynuyor.

Önünden her günler binlerce kişinin geçtiği ancak bakıldığında sıradan bir yığma taş gibi görünen bu sütun; Arcadius Sütunu'dur. Söz konusu sütunun boyunun öncelerinde 70 metre olduğu söyleniyor. Söz konusu eserin Bizans döneminde İstanbul'u kötülüklerden koruduğu düşünülüyordu.

Bölgenin bir diğer takımı ise Yeni Gayretspor… Yeni Gayretspor ise 1. Amatör Küme 6.Grup’ta mücadele ediyor.

Futbolsuz asla

Tarih kokan bu semt futbolla sarıp sarmalanmış durumda. Yaklaşık 15 yıl öncesine kadar Küçük Langa civarında ‘Harlem’ isimli bir futbol tesisi vardı. Semtte yaşananlar kadar İstanbul’un dört bir yanından insanlar bu mekana akın ederdi! Öyle ki hafta sonları eşler, çocuklar tesisin içindeki çardak altında piknik yapar babalar, ağabeyler meşin yuvarlağın peşinden koşardı…

Bir zamanlar mahalleliler semt takımlarına son derece önem verirdi.

Daha eskilere gidersek; semt takımını desteklemek için mahallenin ihtiyar delikanlılarından, küçük çocuklarına kadar herkes derme çatma ahşap statlara koşardı. Her takımın kendine has bir ya da birkaç bestesi vardı. Maç günleri sabah erkenden kalkılır yollara düşülürdü. Maç biter yorumlar bitmezdi. Şimdi televizyon kanallarında yapılan o eleştirilerden daha aklı başında tespitler kıraathanelerde yapılırdı.

İnternetsiz yıllar…

Neredeyse her sokakta kara bir tahta bulunurdu. O tahta üzerinde geçmiş hafta semt takımlarının aldığı sonuçlar ve bir sonraki maçların programları yer alırdı. Ee, tabi o zamanlar internet yoktu…

Haberleşmek için semt takımına gönül verenler kulüp lokalinde toplanır, bir bardak tavşankanı çayın yanında takımın gidişatından, ülkenin durumuna kadar birçok konu tartışılırdı. Tartışmalar ise seviyeliydi.

Öğrencilerin popüler mekanı

Semtte yaşayan öğrenciler için Muhsin Sarıcı Kütüphane'si olmazsa olmazlardandı.

Cerrahpaşa’nın kulüp binasında bir de Muhsin Sarıcı Kütüphane’si bulunuyor. Söz konusu bu kütüphane yaklaşık 15-20 sene öncesine kadar bölgedeki öğrencilerin eli ayağı niteliğindeydi. Ödevler burada yapılır, ödünç kitaplar buradan temin edilirdi.

Alparslan Eratlı’nın semti

Alpaslan Eratlı 10 yıl boyunca Fenerbahçe forması giydi.

Cerrahpaşa'da yetişen en önemli futbolculardan biri hiç kuşkusuz bu semtin havasıyla suyuyla büyüyen Alpaslan Eratlı...

10 yıl boyunca Fenerbahçe forması giyen, adını Fenerbahçe tarihine yazdıran Eratlı semtin diğer takımı Davutpaşa'da da top koşturdu.

Türk futbolunun unutulmaz liberosu; Alpaslan Eratlı
Spor

Çok farklı

Adım başı futbol konuşulan, buram buram tarih kokan bu semt elbette son 20 yılda çehre değiştirdi. Yabancı kökenlilerin akın ettiği bu semt yine de derinlerinde tarihi dokusunu koruyor. Suriçi’nde yaşamayanlar, bölgenin kokusunu bir kez bile içinde çekemeyenler semtin kıymetini çok da iyi anlayamazlar.

Yaşayan semt

Tarihi bir gezi istiyorsanız; yapmanız gereken çok basit. Fındıkzade’nin meşhur cuma pazarı sokağından yukarı doğru adımlayın. Önce sizi Haseki Külliyesi karşılayacak. Sonrasında Cerrah Mehmed Paşa Camisi’ne girip eşsiz mimariye göz atabilirsiniz. Bulgur Palas’ın sarı renklerine bakarak semt takımlarının lokallerine uğrayabilir, büyüklerden tarihi bilgiler alabilirsiniz.

Nostaljik yolculuk

Osmanlı zamanında Yedikule'de büyük bir mezbahane bulunuyordu. Bu nedenle çevrede çok sayıda kasap yaşıyordu. Bununla ilintili olarak semtte çok fazla ‘Kasap’ unvanının yer aldığı camii ve sokak bulunuyor. Ancak kasapların yoğun olarak yaşadığı semtte Etmeyez Tekke’sinin bulunması kafaları karıştırıyor. Etyemez Tekkesi’ne gittiğinizde kapıda yazan kitabe konunun anlaşılmasına vesile oluyor. Söz konusu ibarede dedikodunun ölü eti yemekle bir tutulduğu belirtiliyor ve içeriye gıybet yapanın kesinlikle alınmayacağı vurgulanıyor.

Hazır buralara kadar gitmişken Etyemezler Tekke’sini de es geçmemek gerekir. Yorgunluğunuzu ise semt eşrafının son yıllarda en beğendiği mekan olan Langa Kahve’sinde sonlandırabilirsiniz…

Hem futbol hem de tarih kokan dolu dolu bir gün geçirmeniz dileğiyle…