Rio 2016'da bayrağı ve marşı olmayan takım

Mülteci takımında bulunan sporculardan beşi Güney Sudanlı, ikisi Suriyeli, ikisi Demokratik Kongolu ve biri Etiyopyalı.

Takım, dört kadın ve altı erkekten kurulu. Sporcular; yüzme, judo ve atletizm branşlarında mücadele ediyor.

Doğum tarihi net olarak bilinmeyen James Chiengjiek'in 1987 ya da 1988'de dünyaya geldiği tahmin ediliyor. Güney Sudan doğumlu atletin babası bir askerdi. Chiengjiek'in babası 1999 yılında Sudan İç Savaşı sırasında öldürüldü. Chiengjiek, ardından Kenya'daki bir mülteci kampına sığındı Yetenekli atlete, 2014 yılında ise Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından mülteci statüsü verildi.

1995 yılında Güney Sudan'da dünyaya gelen Yiech Biel, Rio Olimpiyatları'nda 800 metrede koşacak. 2005 yılındaki iç savaş sırasında Biel, Sudan'ın Nasır Kasabası'ndan kaçarak Kenya'daki Kakuma Mülteci Kampı'na sığındı. 10 yıl boyunca Kenya'daki bu kampta yaşayan Biel, hayatını anlatırken “Koşarken ayağımda çoğu zaman ayakkabı bile yoktu” ifadelerini kullanıyor. Tegla Loroupe Barış Vakfı'na katılan Biel, ardından Rio'da yarışacak olan mülteci takımına seçildi.

Bir diğer Güney Sudanlı sporcu ise Paulo Lokoro… Lokoro'nun da doğum tarihi net olarak bilinmiyor. Mülteci takımında yer alan atletin 1991 ya da 1992'de dünyaya geldiği tahmin ediliyor. 1500 metrede koşacak olan Lokoro, 2006'da Güney Sudan'dan kaçıp Kenya'daki kampa sığındı.

7 Mayıs 1980 doğumlu Yonas Kinde, ülkesi Etiyopya adına birçok yarışa katıldı. Etiyopya'da yaşanan siyasi sorunlarını ardından 2012 yılında ülkesini terk etti. Lüksemburg'a sığınan Kinde, burada uluslararası koruma altına alındı. 2012'den bu yana birçok uluslararası organizasyonda koşan Kinde için antrenörü Yves Goldi “Lüksemburg adına yarışamıyor olması aslında çok üzücü. Çünkü Kinde çok başarılı bir sporcu” ifadelerini kullandı.

Popole Misenga, 25 Şubat 1992'de Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde dünyaya geldi. Misenga henüz 6 yaşındayken ülkesindeki iç savaş sırasında annesi öldürüldü. Annesinin öldürülmesinin ardından Misenga, bölgedeki yağmur ormanlarına kaçtı. Yaklaşık bir hafta sonra bulunan Misenga yetkililerce Kinşasa çocuk evine götürüldü. Kampta judo ile tanışan Misenga, 2013 yılında Brezilya'nın ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Judo Şampiyonası'na katılmak için bu ülkeye gitti. Şampiyonaya giden sporcu, Brezilya'ya sığınma talebinde bulundu. Talebi kabul edilen Misenga, üç yıldır Brezilya'da yaşıyor.

18 Mart 1991 Halep doğumlu Rami Anis, 2012 Londra Olimpiyatları'na hazırlanırken ülkesi Halep'ten ayrılmak zorunda kaldı. Suriye'den Üsküdar'a ağabeyinin yanına gelen Anis, burada Galatasaray Spor Kulübü'ne ait bir havuzda antrenman yapmaya devam etti. Statüsü nedeniyle Türkiye'de bir türlü yarışlara katılamayan Anis, İstanbul'da kaldığı 4 yıl boyunca antrenman yapmaya devam etti. Anis'in babası 2015'te Belçika'ya geçti. Bunun üzerine Anis ve ağabeyi, 2015'in ekim ayında İzmir'den şişme botla Sisam Adası'na geçti. Yunanistan'dan Belçika'ya ulaşan Anis'in şansı bu ülkede güldü. Genç sporcu, mülteci takımına seçildi. Anis, 100 metre kelebek disiplininde yüzecek.

1992 ya da 1993 yılında doğduğu tahmin edilen Rose Lokonyen, aslen Güney Sudanlı. Ülkesindeki iç savaş nedeniyle Kenya'daki sığınma kampında yaşayan Lokonyen, burada atletizmle tanıştı. Lokonyen, Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde mülteci takımı adına olimpiyat bayrağını taşıdı.

Güney Sudanlı atlet Anjelina Lohalith, birçok vatandaşı gibi Kenya'daki sığınma kampında yaşadı. 2001 yılında kampa gelen Lohalith kısa sürede yeteneği sayesinde fark edildi. Genç sporcu, Rio'da 1500 metrede koşacak.

Yolande Mabika, 1987'de Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde dünyaya geldi. Ülkesindeki iç savaş nedeniyle Kinşasa çocuk evinde büyüyen Mabika, Popole Misenga ile birlikte 2013 yılında Brezilya'nın ev sahipliğinde yapılan Dünya Judo Şampiyonası'na katıldı. Mabika da vatandaşı gibi Brezilya'ya sığınma talebinde bulundu. İki sporcu da üç yıldır Brezilya'da yaşıyor.

Yusra Mardini, 5 Mart 1998'de Suriye'de dünyaya geldi. Babası yüzme antrenörü olan Yusra, küçük yaşta sporla tanıştı. Genç sporcu ülkesini birçok yarışta temsil etti. Suriye'deki olayların ardından Yusra Mardini önce ailesiyle birlikte Türkiye'ye geldi. Geçen yıl ise Yusra ve ablası kendileri gibi Suriyelilerin olduğu bir şişme botla İzmir'den Yunanistan'a yola çıktı. Şişme botun batma tehlikesi geçirmesinin ardından Yusra ve ablası suya atlayıp, üç saat boyunca botu karaya doğru itti. Yunanistan'a gelen kardeşler ardından Almanya'ya geçti. Burada mülteci takımına seçilen Yusra “İnsanların hayallerinden vazgeçmemesini istiyorum. Savaş bitince ülkeme döneceğim” ifadelerini kullandı.