Kara kutu konuştu: Alex - Kocaman krizinin sebebi yıllar sonra ortaya çıktı
Fenerbahçe'nin eski idari menajeri Hasan Çetinkaya, sarı lacivertli ekipteki 10 yıllık görev süresinin sona ermesinin ardından ilk kez konuştu. Çetinkaya, Alex de Souza ile Aykut Kocaman'ın arasının açılmasına sebep olan maçı açıkladı.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Fenerbahçe’de tam 10 yıl en kritik görevlerde bulunan eski idari menajer Hasan Çetinkaya, sarı lacivertli ekiple yollarını ayırdıktan sonra ilk kez konuştu.
Görev süresi boyunca kimseye röportaj vermeyen Fenerbahçe’nin kara kutusu, Hürriyet Gazetesi’nden Ahmet Ercanlar’ın sorularını yanıtladı. Alex de Souza krizinden 3 Temmuz sürecine kadar konuşan Çetinkaya, gündemi değiştirecek açıklamalarda bulundu.
3 Temmuz sürecinde adeta bombardımana uğradıklarını belirten Hasan Çetinkaya, Şampiyonlar Ligi’nde en az çeyrek final oynamayı hedefledikleri sezonda ihraç edilmenin çok ağır geldiğini ifade etti.
Aykut Kocaman ile Alex de Souza arasındaki krize ilişkin de ilk kez konuşan Hasan Çetinkaya, basına yansıyanların aksine ikili arasında duygusal bir bağ olduğunu vurguladı. Çetinkaya, Kocaman ile Alex’in arasını açan maçın ise Dia’nın atıldığı Play Off müsabakası olduğunu söyledi.
- “Herkese nasip olmayan bir görev üstlendim. Bu şerefli kulüpte 10 sene görev alıp Fenerbahçe tarihine geçtim. Tek hissettiğim huzur. 3 Temmuz en buhranlı dönemdi. Sabah 06.00’da uyanmıştım. Sabah 07.00’de başkan ile buluşup Sapanca’ya gidecektik. Polisler Emenike’yi almaya geldiler. ‘15 dakika geç çıktı’ dediler. Her şeyin takip edildiğini anladık. Emenike’yi alıp gittiler. Ben, Aykut Kocaman, Ali Koç, Ali Yıldırım ve Ömer Temelli dışında çok fazla insan yoktu. Kampa gittik. Müthiş bir bombardıman vardı. Yanımızdaki temizlikçilerden bile çekiniyorduk. Benim bile adım geçiyordu. Panik bir vaziyette olayları kavramaya çalışıyorduk.”
"FRANSA’DAN GELEN TELEFON NİANG’I ŞAŞKINA UĞRATTI"
- “Niang geldi dert yandı: ‘Fransa’dan tüm akrabalarım, arkadaşlarım arıyor. (Sen şike yapan bir takımda oynamışsın) diyorlar. Anlamadım. Şike olması için rakip savunmacıların bana kolaylık sağlaması gerekiyordu. Bizim kazanmamız için kolaylık sağlamalılardı. Ben hiçbir maçta böyle bir şey yaşamadım.’ Oyuncuları hedefe kitlemek, birliktelik sağlamak adına konuştuk. ‘Ne şikesi? Her maçımız zor geçti’ diye konuşmalar yapıyorduk. Benim ailem her maç öncesi Hz Yuşa’nın türbesine gidiyordu. Dualar edilip, kurbanlar kesiliyordu. Bu kadar zorlanmıştık o sezon.”
"TRABZONSPOR BİZİM YERİMİZE GİDİNCE BÜYÜK SARSINTI GEÇİRDİK"
“Ardından camia bir araya geldi. Tarihi bir direniş gösterildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin de kaderini değiştiren olaylardan biriydi. Bu kanlı terör örgütü en büyük atılımı o dönem yapmıştı. ‘Şampiyonlar Ligi’nde en az çeyrek final oynarız’ diyorduk. Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edildiğimizi söylediler. Bir de üzerine Trabzonspor’un gittiği söylendi. Daha da büyük çöküntü oldu. Bir anda tüm motivasyon gitti. 26 Ağustos’ta bir toplantı yapıldı. Bir konuşma yapıldı ve ekonomik olarak çok zor durumda olduğumuz, gitmek isteyen futbolculara kolaylık sağlanacağı kibarca anlatıldı. Gemi batıyordu. 3 gün sonra transfer bitiyordu.”
"ARSENAL CEO’SU BENİ GÖSTERİP ŞÖYLE DEDİ: BU ADAM 1.5 MİLYONA ALACAĞIMIZ ADAMI 7'YE SATTI"
- “Santos’u Arsenal ile transfer görüşmesinde aradan çıkardım. Tek ödemede 7 milyon Euro aldık. Onlarla bir maçımızdan önce Arsenal CEO’su benden şikayet etti. Bazı oyuncularımızın maliyetlerinden kurtulalım dedik. Kiralık vermeyi düşündüğümüz Santos yanımıza geldi. ‘Bonservisim ne olur’ dedi. Ben de ona ‘Seni kim istiyor? Söyle ona göre konuşalım’ dedim. Söylemek istemedi. O zaman ‘7 milyon Euro istiyoruz’ dedim. ‘Olur mu bana en fazla 1 milyon Euro veriyorlar’ dedi. O anda büyük bir kulüp olduğunu hissettim. Manchester United, Arsenal’ı 8-2 yenmişti. Arsenal olduğunu tahmin ettim. Sonunda Santos da söylemek zorunda kaldı. “Santos’a dedim ki ‘Onlar arasın. Sen çık aradan.’ Arsenal’ın CEO’su aradı. ‘Futbolcu bize 1 milyona gelebileceğini söyledi’ dedi. 2 gün pazarlık ettik ve 7 milyon Euro’yu kabul ettirdik. Tek ödemede aldık. Aradan zaman geçti. Arsenal ile Şampiyonlar Ligi elemesi rövanşına gittik Ersun Yanal döneminde. Arsenal CEO’su yanında oturan yöneticisine, ‘Karşında oturan beyefendiyi tanıyor musun’ diye beni gösterdi. Bu adam 1.5 milyona alacağımız oyuncuyu bize 7’ye sattı’ dedi.”
NIANG İLE LUGANO’DAN 11 MİLYON
- “Mamdou Niang geldi. ‘Gitmek istiyorum. Bana çok büyük kontrat öneren bir kulüp var. Oraya gitmek istiyorum’ dedi. Ondan da 7.5 milyon Euro kazandık. Müthiş bir iş oldu. Araya başka bir kulübü sokup fiyatı o seviyeye çektik. Bir anda 14.5 milyon Euro geldi. Sonra Lugano geldi. ‘3.5 milyon Euro’ya serbest kalır’ maddesi vardı. Onu da gönderdik ve kasaya 17.5 milyon Euro aldık… Ali Koç, Ali Yıldırım ben oturuyoruz. Herkesi arıyoruz. Kimse oyuncusunu vermek istemiyordu. O sıra Aykut Hoca, ‘Bienvenu vardı’ dedi. Sadece onun kulübü kabul etti. Bienvenu yetenek olarak bir Niang değildi. Bir Sow değildi. Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edilmiş, başkanı cezaevinde olan bir kulübe oyuncu alıyorduk. Bir şekilde oyuncu da kabul etti. Kısıtlı yeteneğine rağmen elinden geleni yaptı.”
KUYT İSTESE ÇOK PARA ALABİLİRDİ
- “Kuyt transferi çok entrasan. Sözleşmesinde bir madde vardı. Çok dürüstçe o maddeyi açıkladı: “1 milyon Euro’ya İngiltere dışına serbest kalır.” 1 milyon Euro’nun üzerindeki bonservis bedelini Liverpool ile yarı yarıya paylaşacaktı. Sadece 1 milyona transfer ettik. 5 milyon deseydi 2.5 milyonunu o alacaktı. Çok karakterli bir oyuncuydu.”
CARDOZO’YU YANAL İSTEMEDİ
- “Cardozo işini beceremediler’ diyorlar bana. Biz oyuncu ile her konuda anlaştık. Bitmişti transfer. İkinci alternatif Emenike’ydi. Başkan Aziz Yıldırım, Ersun Yanal’a sordu. ‘Emenike’yi mi yoksa Cardozo’yu mu istiyorsun’ diye. Ersun Yanal, Emenike’yi istedi ve onu transfer ettik. Bunu ilk kez açıklıyorum.”
ALEX İLE KOCAMAN ARASINDA SAVAŞ DEĞİL, DUYGUSAL BAĞ VARDI
- “İki farklı Alex vardı. Biri, oynamaması gerektiğini kendisi bile söyleyen, diğeri ise başkaları tarafından doldurulup farklı tavırlar takınan Alex. Alex çok önemli bir insandı. Kariyerindeki en başarılı dönemini sözde büyük problemler yaşadığı Aykut Kocaman ile yaşadı. İnanılmaz bir performans, inanılmaz bir liderlik gösterdi. Oyuncuyu performansa yönlendirmek büyük bir hocalık başarısı. Hoca, Alex’ten faydalanmak için takım formatını ona göre ayarladı. Mehmet Topuz yıldız olarak geldi. Ona ‘Hem sağda oynayacak, hem Alex’in açıklarını kapatacaksın’ demişti.”
GALATASARAY MAÇI DÖNÜM NOKTASI
- “Sonraki süreçte 3 temmuz oldu. Alex yine dik durdu. Alex’in iki tarafı vardı. Bizim gördüğümüz tarafta hiçbir sıkıntı yoktu. Aykut Kocaman ‘Sen iyiysen oynatırım seni’ diyordu. 2011-12 sezonu sonunda deplasmanda Alex’siz oynayıp Trabzon’u sahadan sildik. Galatasaray’ı yensek şampiyonuz. Derbi öncesi takımı bozmamasını Aykut Kocaman’a o söyledi. Aykut hoca, teşekkür etti. Aslında ‘Alex ve Aykut Kocaman arasında savaş var’ diyenlerin tersine böyle duygusal bir bağ vardı. Bu Alex’in bir yönüydü. Çok temiz karaktere sahip biriydi. Bir yandan da dışarıdan kötü niyeti insanlar tarafından farklı yönetiliyordu herhalde.”
DİA’NIN ATILMASI HER ŞEYİ BATIRDI
- "Play-off sezonundaki o kritik derbide Aykut Kocaman, Alex’i, sakatlığını düşünerek ikinci yarıda oyuna almayı planladı. ‘Baştan oynatırsam, darbe alır, sonra faydalanamam. 70’e kadar onsuz gideriz, sonra rakip de yorulmuşken oyuna sokarım’ diye düşünüyordu. Tam Dia’nın yerine oyuna sokuyorduk ki, Dia kırmızı kart gördü. Tüm planlar değişti. Maçı berabere bitti, o günden sonra Alex ile soğukluk başladı."
VALBUENA 3. LİGİ BİLE İZLİYOR
- “Valbuena tam bir futbol aşığı. Evinde sabahtan akşama kadar 2. ve 3. lig maçlarını bile izliyor. Antrenman bittiğinde, o devam ediyordu. ‘Karanlık oldu içeri gir’ diyorduk. Maçlarda taktiksel kurgu içinde sonuç almak gerekiyordu. Ondan en verimli performans oyuna sonradan girince elde ediliyordu. Kariyerinin skor anlamında en verimli sezonlarından birini geçirdi. Bir sorun da çıkarmıyordu. Oynamayınca hiçbir oyuncu mutlu olmaz. Bir kriz olmadı yani.”
"TRANSFERLER BİR EKİP ÇALIŞMASI"
- “ Transfer sihirbazlığı diye bir şey yok. Kurumsal kimlik var. Bu bir ekip çalışması. Transferlerde ekibin bir parçası oldum. İletişim ve ikna etme kabiliyetimi tabi ki kullandım ama her zaman arka planda durdum. Aziz Yıldırım ile çalışmak güzel ve keyifliydi. Farklı bir insandı. Beni çok sevip, çok güvenirdi. Zorluklar da yaşadım. Fenerbahçe’yi çok seven biri. Güzel zaman geçirdik”