İtalya Serie A ekiplerinden Sampdoria’nın başkanı Massimo Ferrero , alışılagelmişin dışındaki karakteriyle Avrupa futbolunun yüzünü güldürüyor ve ezber bozmaya devam ediyor.
Hayatı ve yaşamayı seven, doğduğu günden bu yana yaptığı her şeyde keyif almasını bilen bu çılgın adamın yeni durağı İtalyan futbolu ... Göreve geldiği günden bu yana Sampdoria’nın çehresini değiştiren çılgın başkan Massimo Ferrero’nun hikayesini sizler için mercek altına aldık.
Deli dolu , yer yer hatalar barındırıyor olmasına rağmen yine de futbolseverlerin gönlünü fetheden bu hikaye için hazırsanız, başlıyoruz!
0. 1951 yılının Ağustos ayında Roma'da dünyaya gelen Ferrero, fikir olarak rahat bir ailenin çocuğu olarak büyüdü.
0. Anne ve babasının meslekleri gereği her zaman eğlence sektörünün içinde oldu. Eğlence sektörünün içine doğdu, orada büyüdü ve yetişti desek yanlış olmaz.
0. Bu ortam, ilk hatasını 14 yaşında yapmasına sebebiyet verdi. Henüz o yaşta, aşık olduğunu sandığı sınıf arkadaşının babasına saldırdı.
0. Her baba gibi, kızının o yaşta duygusal konulara yönelmesini istemiyordu ve ikilinin görüşmelerini yasakladı.
0. Bunu duyan Ferrero atladı motoruna ve arkadaşının babasının ezdi. Evet, resmen üzerinden geçti. Koca adamı yere serdi.
0. Ancak yanlış kayaya toslamıştı. Karşısındaki sıradan bir baba değil, aynı zamanda Roma Emniyet Müdürü olan bir babaydı.
0. Bu deliliğin bedeli, 6 ay hapis oldu…
0. Hapisteyken 6 ay boyunca annesini ona sigara taşıdı. Ancak içmesi için değil, ticaret yapması için…
0. Daha 14 yaşında, hem de yaşına en ters ortamda ticaret yapıyordu Ferrero. Annesinin getirdiği sigaraları, yemek karşılığında yaşça büyük mahkumlarla takas ediyordu.
0. 6 aylık cezasını tamamlayınca özgürlüğüne kavuştu ve evine döndü.
0. Ancak bu yaramaz çocuğun uslu durması için bir meşgaleye ihtiyaç vardı. Annesi, Ferrero’yu mahallenin kasabının yanına verdi.
0. Ama çıraklık onun için çok sıkıcıydı, deli dolu olmalı ve tıpkı sigara-yemek takasındaki gibi karlı işler yapmalıydı.
0. Derken, 18 yaşına geldiğinde profesyonel olarak prodüksiyonlarda yer almaya başladı.
0. Yalnızca 5 yıl sonra ise film prodüktörü oldu ve 1974-1983 yılları arasında bu şekilde para kazandı. Köşeyi döndü yani…
0. Aralarında Titanic'in İspanyolca uyarlamasının da bulunduğu 40'a yakın filmi prodükte etti.
0. Kendi adına IMDb sayfası bile var…
0. Kulüp başkanı olmaya karar verene kadar film prodüktörlüğü dışında aktörlük, girişimcilik ve futbol menajerliği yaptı.
0. Sigara – Yemek takasını saymazsak ilk girişimcilik deneyimi, babasının şoförlük yaptığı otobüs firmasına ait biletlere dayanıyor.
0. Babası otobüs şoförü olarak çalışırken kullanılmış biletleri toplayıp yeniden sattı.
0. Sonra benzer bir ticareti, futbol dünyasında yaptı. Futbolcu alıp sattı…
0. 2014 yılında göreve geldiği Sampdoria’ya Samuel Eto’o gibi birçok dünya yıldızını düşük bonservis bedelleri karşılığında transfer etti ancak kat ve kat yüksek fiyata sattı.
0. Bunun sırrı sorulduğunda; “Eski otobüs biletlerini nasıl sattıysam, eski futbolcuları da öyle sattım” cevabını veriyor.
0. CV’si pek parlak olmasa da bir kulüp başkanı olarak yeşil sahaya kattığı renkli görüntüler onun çok sevilmesini sağladı.
0. Şık takım elbiselerine rağmen ilginç bağlama teknikleri tercih ettiği atkılarıyla meşhur oldu.
0. Basın toplantılarında sergilediği tavırlarla ise işin tuzu biberiydi.
0. İtalyan televizyonlarının bir kamerasının sürekli tribünde onun olduğu bölümü çekiyor.
0. Eğer çekmezlerse, o geçiyor kameranın başına ve kendi işini kendi hallediyor.
0. Deli falan ama Avrupa futbol kamuoyu onu çok seviyor…
0. Okumaktan sıkılanları şöyle alabiliriz...