'Come To Beşiktaş' trendinin 80'li yıllara uzanan hikayesi

EMİR İHSAN YAREN
Abone Ol

Beşiktaş'ın geçtiğimiz yaz transfer döneminde başlattığı 'Come To Beşiktaş' akımı tüm dünya basınında ses getirdi. Dünya yıldızları dahi bu akıma katıldı, ama bu Beşiktaş adına bir ilk değildi. Aslında Beşiktaş taraftarı bu trendi 1989'da başlatmıştı.

Siyah-beyazlı ekip yaz aylarında bir bir transferlerini açıklarken, tüm dünyada yankı uyandıran bir olaya imza attı. Beşiktaş taraftarlarının takımlarında görmek istediği oyuncular için sosyal medyada başlattığı 'Come to Beşiktaş' akımını, kulüp de kurumsal benimseyince ortaya renkli görüntüler çıktı.

Beşiktaş geçen yaz yaptığı bütün transferleri eşi benzeri görülmemiş bir şekilde açıkladı. Yeni transferler için hazırlanan videolarda hep 'Come to Beşiktaş' sloganı kullanıldı. Fakat bu Beşiktaş için yeni bir hadise değildi. Aslında bu çılgın akım 1989 yılına kadar dayanıyordu.

İşte 'Come to Beşiktaş' çılgınlığının Beşiktaş tarihindeki ilk örneği;

Takvimler 1 Ocak 1989'u gösterdiğinde Beşiktaş'a, taraftarın asla unutamayacağı, yıllar geçse de ismi akıllardan çıkmayan bir efsane, Les Ferdinand gelecekti. İşte, hikaye tam da burada başlamıştı.

Beşiktaşlı taraftarların gönlünde yarım kalan bir aşk hikâyesiydi o, aynı zamanda İnönü çimlerinin tanık olduğu ilk siyahi oyuncu. Pişmesi için kiralık olarak geldiği Beşiktaş’tan İngiltere’ye dönen Ferdinand, Premier Lig’in unutulmaz forvetleri arasına adını yazdırdı.

0.

Gordon Milne’in çabalarıyla 22 yaşında Beşiktaş’a kiralık olarak kazandırılan Ferdinand, futbolculuk kariyerindeki ilk büyük çıkışını İstanbul’da yaptı. Beşiktaş’ın efsanevi üçlüsü Metin–Ali–Feyyaz’la beraber İnönü Stadı'nın çimlerinde boy gösteren Ferdinand, 1988–89 sezonunda 34 maçta 16 gol atarken, Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonluklarını yaşadı.

Beşiktaş taraftarı da ilk zamanlar merakla ve tereddütle izlediği İngiliz futbolcuyu ilerleyen haftalarda ayakta alkışlamaya başladı. Beşiktaş’ın tarihindeki ilk siyahi futbolcu olan Ferdinand’a büyük bir sevgiyle bağlanan taraftarlar, ona Türkçe bir isim de buldu: ‘Ferdi’. Uzun boyu ve güçlü fiziğiyle rakip kaleleri bunaltan Ferdinand, attığı gollerle zor maçların kahramanı oldu. 

0.

Ferdinand’ın golleri o sene siyah–beyazlılara şampiyonluğu olmasa da Türkiye Kupası’nı getirdi. Fenerbahçe ile oynanan Türkiye Kupası finali ise Ferdinand'ın kariyerindeki dönüm noktası oldu. İngiliz futbolcu o maçta tüm Fenerbahçe savunmasını çalımlayarak attığı golle birlikte Beşiktaş'ın unutulmazları arasına girdi.

0. Ferdinand'ın Fenerbahçe'ye attığı efsane gol
0.

Beşiktaş camiasında yaptıkları ile iz bırakan Ferdinand, 1989-90 sezonunda Queens Park Rangers’a geri döndü. Les Ferdinand'ın kiralık sözleşmesi bittiğinde Beşiktaş adeta yıkılan Beşiktaş taraftarı, Les Ferdinand'ın İngiltere'ye dönmemesi için bir kampanya başlattı. 

İşte, bu kampanya 'Come to Beşiktaş'ın atası olarak tarihe geçti. O dönem sosyal medya olmadığından kampanya mektupla yapılmıştı. Ferdinand'ın İngiltere'ye dönmemesi için Başbakan Margaret Thatcher'a binlerce mektup gönderen Beşiktaş taraftarları ne yazık ki bu girişimlerinde başarılı olamadı.

0.

Yıllar sonra 'Sir Les' adlı otobiyografisinde Türkiye günlerinden övgüyle bahseden Les Ferdinand’ın otobiyografisindeki en çarpıcı bölüm ise, 'Beni Beşiktaş yarattı' cümlesiydi. İngiliz efsane Beşiktaş’ta çok kısa bir süre kalmasına rağmen taraftarla çok ayrı bir ilişki kurmuştu. Öyle ki Ferdinand, kitabında bir mağlubiyetin ardından Fulya'yı basan taraftarlara 'Bana Koşmayı öğrettiler' diyerek esprili bir dille yer verdi.

0.

Queens Park Rangers'ta 183 maçta 90 gol atan Ferdinan Sir unvanını aldı. Ferdinand 1995'te 6 milyon sterlin karşılığında Newcastle United'ın yolunu tuttu ve burada 84 maçta 50 gol attı.

0.

Ferdinand kariyerini tamamladıktan sonra da Beşiktaş'ı unutmazken İngiltere'de adeta Türkiye'nin gönüllü elçiliğini yapmaya devam ediyor. Ferdinand en son Vodafone Park'ın açılışında İstanbul'a gelerek Beşiktaşlı taraftarlarla buluşmuştu.