Yeni normal elektrikli araçlar
Otomotiv endüstrisi devrim niteliğinde bir dönüşümün eşiğinde bulunuyor. Tüm dünyada elektrikli otomobiller hızla popülerleşırken, önümüzdeki 10-15 yılda pek çok gelişmiş ülke fosil yakıtlı araçlardan tamamen vazgeçebilir. Bu dönüşüm, lider ihracat sektörü otomotiv olan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Bu muhtemel gelecek karşısında yerli otomobil TOGG, stratejik bir önem arz ediyor.
Hem yerel hem de küresel ölçekli teknoloji firmaları insanların çevreye dair kaygılarını daha fazla dikkate alırken, geliştirdikleri ürün sayısı da bu doğrultuda artırıyor. Bu firmaların son yıllarda ürettiği çevre dostu ürünlerin başında elektrikli araçlar gelirken, birçok küresel şirket söz konusu alandaki yatırımlarını hızlandırıyor. Dünya genelinde elektrikli ve hibrid araçlara olan talep artıyor. Elektrikli araçların doğaya en önemli katkıları karbon salınımında görülüyor. Bu araçlar karbon salınımını en aza indiriyor.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) 2019 Dünya Enerji Görünümü Raporu’ndan derlediği bilgilere göre, sadece 2018’de 2 milyondan fazla elektrikli taşıt satışı gerçekleşti. Böylece dünya genelinde elektrikli taşıt sayısı 5 milyonu aştı. Çin küresel talebin yüzde 60’ını oluştururken, artan trendin lokomotifi oldu. Dünyada elektrikli taşıt satışının artmasında hükümetlerin izlediği çevreci politikalar, vergi indirimleri, üretimdeki maliyetlerin düşmeye başlaması etkili oldu. Enerji verimliliğini artırdığı için son yıllarda elektrikli araç kullanma eğilimi hız kazandı. Elektrikli araçların gelişimi için teknolojik araştırmalar, yaygınlaştırılması için de teşvikler devam ediyor. Uzmanlar özellikle vergi indirimi ve teşviklerin yaygınlaşmasının elektrikli arabaların çoğalmasını hızlandıracak önemli bir etki olduğunu vurguluyorlar. Yıllık elektrikli taşıt satışının ortalama 2 milyon artması halinde, dünyadaki elektrikli taşıt satışının 2025’e kadar yıllık 10 milyon, 2040’a kadar yıllık 30 milyona ulaşması bekleniyor. Bir başka deyişle, 2040’da otomobil pazarının yüzde 57’sinin ‘pilli’ olacağı öngörülüyor.
Asıl sıçramanın ise otomotiv şirketlerinin yeni elektrikli modellerini piyasaya süreceği 2020 yılında olacağı tahmin ediliyor. Avrupa Birliği’ndeki kanunlar otomobil üreticilerini karbon salınımlarını azaltmaya itiyor. Ancak elektrikli otomobiller için yeterli şarj altyapısı kurulması gerekiyor. Gelişmekte olan ülkelerde elektrikli taşıtlara yönelik talebin artmasına rağmen, elektrikli şarj istasyonlarının yetersizliği konusunda hâlâ endişeler bulunuyor.
Bir elektrikli otomobilin şarj edilmeden gidebileceği yol 50 ila 200 km arası değişiyor, ama ortalaması 100 km. Menzil, ağırlık, aerodinamik, sürücü tarzı ve üzerindeki aksesuarlara göre değişkenlik gösterebiliyor. Türkiye’de de şarj üniteleri her geçen gün artıyor. Dünyanın kimi şehirlerinde ise benzin istasyonundan daha fazla şarj ünitesinin olduğunu söylemek mümkün. Çin’de 2017 yılında 171.000 adet olan araç şarj istasyonu sayısı, 2018 Ağustos ayında İngiltere’de 9.000 adet ile 8400 olan benzin istasyonu sayısını geçti. Türkiye’de PÜİS’e üye yaklaşık 14.000 benzin istasyonu sayısı göz önüne alındığında, gelecekte muhtemel ihtiyacımız olan yaklaşık elektrikli araç şarj istasyonu sayısı aşağı yukarı ortaya çıkmış oluyor.
Elektrikli araçlar da diğer otomobiller kadar dayanıklı. Elektrikli otomobillerin bataryası çıkartılarak kolaylıkla taşınabiliyor ve şebekeye bağlı olan priz ile de şarj edilebiliyor. Elektrikli araçların fiyatları, yapım giderlerine değil, pazar durumuna göre ölçülüyor. Elektrikli otomobillerin sanılanın aksine daha ucuz olması öngörülüyor. Bu aynı zamanda giderinin de çok fazla olmadığı anlamına geliyor. BNEF Enerji analisti Nathaniel Bullard, daha küçük ve daha verimli pillerin üretilmesi ile 2022’de elektrikli araç fiyatlarının içten yanmalı araç fiyatlarının altına düşeceğini söylüyor. Bataryaların düşük enerji yoğunluğu ve uzaklıkla ağırlığın ters orantılı olması bu araçları daha küçük yapıyor.
- Dünya ekonomisinde küresel otomotiv sektörünün yeri: %5
- Dünyada 2030'a kadar satılacak elektrikli araç oranı: %25
Batarya teknolojisinin önemi artıyor
Bu şekilde daha güçlü elektronik sistemlerle birlikte elektrikli araçların sürüş menzillerinin uzaması, şarj sürelerinin kısalması, araç ağırlıklarının azalması ve tasarruf elde edilerek maliyetlerin düşürülmesi hedefleniyor. Elektrikli araç sayısının artışında batarya maliyetlerindeki düşüşün etkisine işaret edilirken, batarya teknolojisinin 2020 ortalarına kadar gelişeceği ve maliyetlerin kilovatsaat başına 100 doların altına ineceği ifade ediliyor. Bu miktar 5 yıl önce kilovatsaat başına 650 dolar seviyesindeydi.
Elektrikli arabaların enerji tüketim ve maliyetleri açısından fosil yakıtlı arabalarla karşılaştırıldığında birçok avantajının olduğu anlaşılıyor. Birincisi içten yanmalı motorlara göre yaklaşık üç kat daha fazla verimli. Bununla birlikte verimlilik açısından ön plana çıkan elektrikli motorlarla yol maliyetlerinin dörtte bir oranında azaldığı görülüyor. Elektrikli araçlarda daha az hareket eden parçalar bulunduğu için daha az bakım gerektiği ve benzinli araçlara göre elektrikli araçların hızlanmasının daha iyi olduğu da biliniyor. En önemlisi ise elektrikli araçlar çevresel açıdan sıfır emisyon oluşturdukları için özellikle hava kalitesinin düşük olduğu büyük şehirlerde önemli avantajlar sunuyor.
Avrupa ülkeleri benzinli ve dizel araçları yasaklayacak
Yakın gelecekte benzinli ve dizel araç kullanımını yasaklayacağını açıklayan İngiltere, Almanya, Norveç ve Fransa gibi ülkeleri dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin’in de takip etmesiyle elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasının hızlanacağı anlaşılıyor. Aynı zamanda ülkelerin elektrikli otomobillerin üretimi ve tüketici tarafından satın alınmasında uygulayacağı vergi indirimleri ve teşvikler bu durumu destekleyecek.
ABD’li elektrikli otomobil üreticisi Tesla, Çinli üreticiler tarafından markaj altına alınmış konumda diyebiliriz. Zira Çin’in nüfusu çok fazla olduğu için yerli elektrikli otomobiller orada çok fazla satıyor ve Tesla’nın global satışlarını BYD, BAIC ve SAIC gibi bu Çinli firmalar yakından takip ediyor. Nissan, Hyundai ve Renault, ilk 10’da yer alan ve “Çinli olmayan” markalar olarak sıralanıyor. Türkiye’de ise elektrikli otomobil sayısı, 2019 yılı ilk 11 ayında gerçekleşen 176 adetlik satışla 833 adede ulaştı. Elektrikli araç sayısının 2030’da 2,5 milyona ve şarj istasyonu sayısının da 1 milyona ulaşacağı öngörülüyor.
Otomotiv devleri arasında rekabet kızışıyor
ABD merkezli elektrikli otomotiv üreticisi Tesla, Çin’de ürettiği ilk otomobilleri ocak ayı itibariyle teslim etti. Tesla’nın, Şanghay’daki fabrikasında ürettiği 15 adet ‘Model 3’ aracı, fabrika çalışanları satın aldı. Yeni otomobilin satış fiyatı 50 bin dolar. Şanghay’daki tesis ise Çin’de yabancıların tamamına sahip olduğu ilk otomotiv fabrikası. Tesla’nın da ABD dışında sadece Çin’de fabrikası var. Tesla’nın ülkede “Çin tarzında” otomobiller üretmek için tasarım ve araştırma merkezi kuracağıda haberlere yansıdı. Çin Sanayi Bakanlığı, Tesla’nın Çin’de üretilecek olan Model 3 aracına vergi muafiyeti uygulanacağını da açıkladı. Şirket, dünyanın en büyük otomotiv pazarı olan Çin’deki varlığının, ABD-Çin ticaret savaşının etkilerini azaltmasını umuyor.
Sektörün bir diğer tarafında ise, Alman otomobil devi VW, elektrikli otomobiller için 50 milyar dolardan fazla para harcayacağına dair taahhüt verdi. VW’nin planındaki 70 elektrikli otomobilden ilki olan ID.3, 2020’de Çin’deki iki fabrikada üretime başlayacak. Bu fabrikalar sadece elektrikli otomobil üretecek. VW’nin 2022 yılına kadarki beklentisi ise, dünya genelinde sadece elektrikli otomobil üretecek 8 tesise sahip olmuş olmak. Bir diğer Alman markası BMW Grubu, da Çinli Great Wall firmasıyla Çin’in Shanghai kentinde Mini markalı elektrikli araç üretecek.
Renault Grubu ise 2022 yılı itibariyle tüm satışlarının yüzde 10’unu elektrikli otomobil olarak hedefliyor. Bunu başarmak için, bu tarih itibariyle ürün gamında sekiz elektrikli otomobil yer alacağını belirliyor.
- Hyundai ve KIA da, 2025’e kadar yelpazesindeki elektrikli ve elektrik destekli otomobil sayısını 44’e çıkarmayı hedefliyor. Honda da, geliştirdiği elektrikli ve hibrit teknolojilerine duyduğu güvenle ‘Elektrik Vizyon’ stratejisini hızlandırdı.
Amsterdam’da düzenlenen ‘Elektrik Vizyon’ toplantısında Honda Motor Avrupa Kıdemli Başkan Yardımcısı Tom Gardner tarafından yapılan açıklama kapsamında, daha önce tüm modellerin elektrikli ve hibrit olması için 2025 yılı olarak belirlenen hedef, 2022 yılına çekildi. Honda, bu hedef kapsamında 36 ay içinde elektrikli veya hibrit motora sahip 6 yeni model sunacak.
- Tesla'nın 2008'den beri sattığı toplam elektrikli araç sayısı: 900.000
- Tesla'nın 2019'da sattığı model 3 adedi: 300.815
Tesla'nın piyasa değeri 100 milyar doları aştı
Bu arada sektöre yıllarını veren Ford ve GM’nin piyasa değerlerini çoktan geride bırakan Tesla’nın piyasa değeri 100.1 milyar dolara erişti. Alman otomobil devi VW’nin piyasa değeriyse 100,6 milyar dolar civarında bulunuyor. Şirketin piyasa değeri sürdürülebilir bir şekilde 100 milyar doların üzerinde kalması durumunda Tesla’nın başındaki milyarder isim Elon Musk, 346 milyon dolarlık para ödülü alabilecek.