Yeni çatışma alanı; gıda stokçuluğu
Küresel çapta bir emtia milliyetçiliği var. Gümrüklerde korumacı politikası güden ülkeler, özellikle gıda stokçuluğuna yönelmiş durumda. Bolluk zamanlarında gıda ihracatı için çırpınan büyük ekonomiler, şimdi stokçuluk yapıyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Çin; gıda stoklarıyla piyasaları geriyor.
Stokçuluk kavramı her ne kadar ekonomik bir terimi ifade etse de, insanoğlunun kursağından geçeceğinden daha fazlasına tamah etmesi, biriktirme eylemi, istifçilik yapmasıdır. Yarını düşünme telaşından kaynaklı bu eyleme yüklenen anlam, bu aralar popüler bir durumun ifadesi oldu. 7,9 milyar kişiye ulaşan dünya nüfusu sürekli artıyor. Ancak gıda ve tahıla ulaşmak tüm insanlar için aynı hızda ilerlemiyor. Nüfusu 1,5 milyar kişiye yaklaşan Çin ile 1,4 milyar kişiyi bulan Hindistan tahılda stok yapan ülkelerin başında geliyor. Çin’in yaptığı emtia stokları, uluslararası piyasalarda birçok üründe fiyatları yukarı yönlü tırmandırıyor. ABD merkezi bankası Fed’in agresif faiz yükseltme adımlarına inat Çin, faiz düşürüyor. Küresel konjonktürün aksine bir politika izleyen Pekin yönetimi, dolar değil gıda stoğuyla meşgul.
Dünyanın önemli buğday üreticisi ülkeleri olan Rusya ve Ukrayna’nın limanlarında yaşanan problemler ve Hindistan’ın ihracat kısıtlaması, dünyayı endişelendiriyor. Avrupa’nın tahıl ambarı Ukrayna’nın ihracat limanlarına savaş yüzünden aylardır erişilmiyor. Rusya ise Ukrayna’yı Azak Denizi ve Karadeniz limanlarından gemilerin güvenli çıkışını engellemekle suçluyor. Bu gerginlik; tahıl ithalatçısı pek çok ülkede fiyat artışları ve tedarik sıkıntısını tetikliyor. Savaş hali kısa vadede bitecek gibi görünmüyor. Karşı kaşıya kaldığımız tablo; savaş sonrası umudunun belirsizce ertelenmesine neden oluyor.
New York merkezli tarım analiz firması Gro Intelligence, toplam rezervlerde dünya tüketimine 10 hafta yetecek kadar buğday kaldığını rapor etti. Spekülasyon kokan bir söylem olsa da bu, dünyanın karşı karşıya olduğu gıda kıtlığı tehdidini göz ardı etmemizi gerektirmiyor. Rusya’nın savaş bölgesindeki hububatın dünya piyasasına sürülmesi konusundaki tavrı şaşırtıcı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu konudaki blöfü şaşırttı. Savaş sebebiyle yaşanan gıda krizinin üstesinden gelmek için Batı’dan yaptırımların kaldırılmasını istiyor Putin. Batı dünyasının uyguladığı yaptırımları kaldırılması halinde Moskova’nın gübre ve tahıl ihracatı yoluyla gıda krizine çözüm bulmaya hazır olduğunu söylemesi, Putin’in enerjinin ardından gıdayı da koz olarak kullanma niyetinde olduğunu gösteriyor.
Devamı Z Raporu 37. Sayısında