‘Yemen’de savaş sonrasına yatırım yapıyoruz’

HABER MASASI
Abone Ol

Yemenle Türkiye’nin bir gönül bağı var. Tabii sadece Yemenle değil Türkiye’nin bölgedeki bir çok ülkeyle bir bağı söz konusu.

Türkiye ile Yemen arasındaki dış ticaret hacmi şuanda hangi seviyede? Ülke içinde yaşanan çatışmalar ikili ticareti nasıl etkiliyor?

Yemen’de şu anki savaş sürecinden dolayı maalesef ticari hacmimiz istenilen seviyelerde değil. Şu anda 1 milyar dolar seviyesindeyiz. Bölgedeki diğer ülkelerle kıyasladığımızda istenilen seviyenin çok altında. Malum son 10 yıldır devam eden savaş süreci var. Bu savaş sürecinden dolayı da güvenlik ciddi anlamda bir problem teşkil ediyor. Biz iş konseyi olarak maalesef bölgeye gidemiyoruz. Yemen’deki Büyükelçiliğimiz şu anda Suudi Arabistan’a taşınmış durumda. Bunların hepsi ciddi anlamda ekonomiyi etkiliyor.

Yemen petrol rezervi açısından zengin bir ülke değil mi?

Yemen’de şu anki savaş sürecinden dolayı maalesef ticari hacmimiz istenilen seviyelerde değil.

Bölgedeki birçok ülkede petrol var. Sadece Yemen’de değil, Umman’da da ciddi anlamda petrol söz konusu ama tabii ki istikrarsızlıktan dolayı çıkarılamıyor, değerlendirilemiyor ve bunun yanında birçok farklı ülkenin bölge üzerinde politikaları söz konusu. ABD’nin, Suudi Arabistan’ın, İran’ın üçlü bir hegemonya savaşı var orada. Bundan dolayı da bir türlü istikrar kurulamamış durumda. Bunun yanında Yemen açlıkla uğraşan bir ülke. Ama tarihine bakıldığında Yemen, dünyada ilk yüksek katlı binaların kurulduğu bir ülke. Geçmişine bakıldığında ticaretiyle, altın işlemesiyle, tarımıyla çok gelişmiş bir ülke. Ancak savaş ortamı ve istikrarsızlık nedeniyle ekonomisi istenilen seviyede değil.

Ülkede yabancı yatırım ne durumda? Savaş ortamı yabancı yatırımcıları nasıl etkiledi?

Şu anda tabii ki yabancı yatırımcı çok az seviyede. Türkiye’nin bölgede çok fazla bir yatırımı yok. Ticari anlamda belli başlı ürün satışları söz konusu. Ancak, bugün birçok Avrupa ülkesi ve Türkiye yavaş yavaş bölgede pozisyon almaya çalışıyor. Özellikle ülkenin yeniden inşaası için altyapı yatırımları noktasında ülkeler pozisyon almaya başladı. Önümüzdeki süreçte savaşın bitmesiyle ve istikrarın kazanılmasıyla beraber orada çok ciddi bir pay alacağımızı öngörüyoruz.

Bugün alınacak pozisyon savaş sonrasının da belirleyicisi mi olacak?

Kesinlikle. Yemenle Türkiye’nin bir gönül bağı var. Tabii sadece Yemenle değil Türkiye’nin bölgedeki bir çok ülkeyle bir bağı söz konusu. Ama Yemenle de özel bir bağı var. Yemen insanı, Türk insanını çok seviyor. Yemen insanı bugün dünyanın birçok ülkesine yayılmış ve birçok ülkesiyle ticaret yapan insanlar. Farklı coğrafyalardaki Yemen vatandaşlarıyla çok yoğun bir şekilde ülkemizin ticareti söz konusu. Buna örnek verecek olursak, geçtiğimiz yıllarda biz Suudi Arabistan’a giderek Suudi Arabistan’daki Yemenli iş adamlarıyla bir araya geldik. Birçok Yemenli iş adamı Türkiye’ye yatırım yapmak için hâlihazırda girişimlerde bulunmuş ve yapmış oldukları yatırımları söz konusu. Sadece gayrimenkul olarak düşünmemek gerekiyor, sağlık, tarım ve eğitim alanında da ciddi yatırımları var.

Savaş sonrası aynı alanlarda Türkiye için yatırım fırsatları oluşabilir mi?

'Şu anda tabii ki yabancı yatırımcı çok az seviyede.'

Kesinlikle. Şu anda da aslında Yemen, Türk yatırımcıları çağırıyor ama biz ancak büyükelçiliğimizin bölgede olmasıyla gidebiliriz çünkü güvenlik bizim için çok önemli. Şüphesiz ki birçok fırsat söz konusu olacak. Biz de şu anda o savaşın bitmesine hazırlık yapıyoruz. Akabinde de ülkedeki birçok yatırım fırsatlarını değerlendiriyor olacağız.

Siz aynı zamanda GİGDER Yönetim Kurulu üyesisiniz. Gayrimenkul sektörüne yabancıların Türkiye’ye ilgisi ne durumda?

  • TÜİK’in son verilerine baktığımızda, geçtiğimiz yılın toplam satışını biz bu 10 aylık süreçte geçmiş durumdayız. Son 10 aylık satışlarımız geçtiğimiz yılın 12 aylık satışlarını yakalamış durumda ve şu anda yaklaşık 45 bin konutun üzerinde gayrimenkul satışı söz konusu.

Bizim hedefimiz bu yıl 50 bin konutu yakalamak olacak. Bu tabi çok yetersiz. Yüksek gibi görülse de toplam gayrimenkul sektörünün hacmine baktığımızda yabancı payı yüzde 4,5 seviyesinde. Ünite bazlı baktığımızda her bir yabancının ortalama 195 bin dolarlık gayrimenkul alımı söz konusu. Bizim isteğimiz çok kısa bir zaman dilimi içerisinde bu yılsonuna doğru 50 binli rakamları yakalamak ve ünite bazlı olarak da 250 bin doların üzerine her bir ünite birim fiyatının satışını yakalamak. Tabii söylemiş olduğumuz bu rakamlar kısa vadeli planlarımız içerisinde yer alıyor. Bizim hedefimiz çok kısa zamanda 10 milyar dolarlık yurtdışından doğrudan gayrimenkul alımını sağlamak.

Bu hedef ne kadar sürede gerçekleşir?

Bu yıl hedefin tutturulmasını öngörüyorduk. Umarım bu yıl ya da önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 10 milyar dolarlık yurt dışı satışına ulaşacağız. Çünkü Türkiye çok farklı pazarlarda faaliyet gösteriyor. Eskiden sadece Körfez ülkeleri baz alınırken bu pazarı çeşitlendirdik. Mesela Çin çok yeni bir pazar, Çin şu anda çok yoğun bir alım yapıyor. Afrika pazarından çok daha farklı ülkeler ülkemizden alım yapıyor. Birçok Avrupa ülkesi ülkemizden yeni yeni alım yapmaya başladı. Ünite fiyatlarımız 140 bin dolarlardan 195 bin dolarlara çıktı. Aslında dolar kurunun artması sadece yabancı yatırımcının ilgisini çekmemiş, bizim gayrimenkulümüzün de değerlenmesine sebebiyet veriyor. Yabancılar daha önce dolar kuruyla endekslediğimizde 145-150 bin dolarlara aldıkları gayrimenkullerin şuanda değerleri 195 bin dolarlara çıkmış ve önümüzdeki süreçte de biz bunu çok kısa bir zamanda 250 bin dolarların üzerine çıkacağını öngörüyoruz.