Türkiye'den yatırımcılar için beyaz sayfa

HABER MASASI
Abone Ol

Ekonomi ve yapısal reform adımlarıyla uluslararası piyasadaki kredibilitesini yükselten Türkiye, küresel doğrudan yatırımlardan aldığı payı eski seviyelerine taşımaya hazırlanıyor. Önce uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen kredi not artışları, ardından Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkışla yabancı yatırımcının güveni yeniden canlandı. Orta Vadeli Plan (OVP) ile uyumlu gelen öncü göstergeler de güvenin oluşumunda başat rol oynadı. Bu doğrultuda piyasalarda yakından takip edilen yıllıklandırılmış cari açıkta son iki yılın en düşük seviyesi görülürken, Merkez Bankası rezervlerinin 150 milyar dolara ulaşılması da Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primindeki (CDS) gerilemeyi hızlandırdı. Gelen veriler ışığında son olarak Moody’s de Türkiye için not artışına gitti ve kredi notunu "B3"ten "B1"e yükseltirken, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korudu. Morgan Stanley ise yatırım risklerindeki keskin düşüşe dikkati çeken bir rapor yayımlayarak Türkiye'nin 5 yıllık CDS hedef seviyesini 217’ye kadar çekti.

Uluslararası yatırımcıların Türkiye algısındaki değişimin olumluya dönüşüyle, "carry trade" ve yabancı para cinsinden ticarete ilgi oldukça yüksek düzeyde seyrediyor. Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Hans-Christian Wietoska’ya göre son 6 ayda bu alanda Türkiye ile ilgilenmeyen yatırımcı neredeyse yok. Bu ilgi rakamlarla da teyit ediliyor. Buna göre, Temmuz itibarıyla son 8 haftada Türk lirası cinsinden tahvillere 8,5 milyar dolarlık giriş kaydedildi. Deutsche Bank’a göre, bu rakam yıl sonuna kadar 20 milyar dolara kadar çıkabilir. Yani bu yılın sonuna kadar en az 10-15 milyar dolarlık daha tahvil girişi için alan oluşmuş durumda. Önümüzdeki yıl ise bu rakamın daha da artması ve toplamda 40 milyar dolarlık bir yabancı girişine erişilmesi öngörülüyor.

“Küresel ekonomiyle entegrasyonumuz artacak”

Engin Aksoy.

Sıcak paranın yönünü çevirdiği Türkiye’de şimdi sıra, yıl başından bu yana rekor bir hızla süren yabancı kaynak girişlerinin kalıcı yatırıma dönüşmesine geldi. Görüşlerine başvurduğumuz sektör temsilcileri ve ekonomistler de, yabancı yatırımcı girişleri ve sermaye hareketlerinde pozitif bir ivmelenmenin eşiğinde olduğumuzu belirtiyor. Gelişmeleri Z Raporu’na değerlendiren Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, son dönemdeki kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının, makroekonomik politika çerçevesindeki değişim ve sağlanan kazanımların küresel ölçekli bir teyidi olduğunu dile getiriyor. Aksoy, FATF tarafından yapılan değerlendirmeyi de benzer şekilde yorumluyor: “Türkiye’nin ‘Gri Liste’den çıkarılması kararını ülkemize gelecek yeni uluslararası doğrudan yatırımlar açısından önemli bir gelişme olarak görüyoruz. Keza bu listede yer alan ülkeler, dış yatırım çekme sürecinde uluslararası kurumlar, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde zorluklarla ve ek yükümlülüklerle karşılaşıyor. Ticaret yapan firmalar da bu zorluklar nedeniyle pazar paylarında kayıplar yaşıyorlar. Dolayısıyla, Türkiye’nin bu listeden çıkarılmasının, finans ve reel sektörün küresel ekonomi ile etkileşimini ve entegrasyonunu artıracağına inanıyoruz.”

“18,6 milyar dolarlık yatırımı harekete geçirecek”

Yabancı yatırımcıların DIBS vade dağılımı (Mayıs 2024 itibarıyla)

Ekonomideki olumlu havanın etkisiyle Türkiye’ye ilk etapta girmesi beklenen yabancı yatırımlar hakkında da bilgi veren Aksoy, bu noktada Şubat ayında yaptıkları YASED PULSE CEO Anketi sonuçlarına atıfta bulunuyor. Bu sonuçlara göre, ‘makroekonomik istikrar’ ve ‘düzenleyici çerçevede öngörülebilirlik’ gibi yatırım kararlarını etkileyen temel alanlardaki iyileştirmeler, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye doğru 18,6 milyar dolarlık bir yatırımı harekete geçirecek. Gelinen süreçte Türkiye’nin elde ettiği kazanımların yatırımcılar nezdinde olumlu göstergeler olduğunu vurgulayan Aksoy, “Reform politikaları ve hedeflerine yönelik olarak alınan aksiyonların olumlu etkisiyle, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışları ve gri listeden çıkmamız gibi gelişmeler, küresel ölçekte Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) açısından önemli yatırım haberlerinin artmasını sağlıyor. Bu iyileşmelerin devam etmesiyle, bu olumlu yatırım haberlerinin süreceğine inanıyoruz” yorumunda bulunuyor.

Türkiye’nin kredi notu cetveli.

“Doğrudan yatırımda ilk 10 ülkeden biri olmalıyız”

YASED Başkanı, yeni dönemde yabancı yatırımlardan alınan payın nasıl artırılacağı hakkında da görüşlerini paylaştı. Yatırım kararı alınırken, yerli veya uluslararası farkı gözetmeden, öncelikle iki konunun öne çıktığına dikkati çeken Aksoy, bunların yine söz konusu ankette olduğu gibi makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevenin öngörülebilirliği olduğunu belirtiyor; “Ülkemize yatırım yapmayı değerlendiren yatırımcıların makroekonomik politikaların geleceğine olan güvenini artırabilirsek ve düzenlemelerimizin yatırım kararları üzerinde olumsuz sonuçları olabilecek sürprizler oluşturmasını engellersek en temel iki şartı yerine getirmiş oluyoruz” diye ekliyor. Türkiye’nin yayımladığı strateji belgelerinde hali hazırda küresel UDY’lerden yüzde 1,5 düzeyinde pay alma hedefi var. Aksoy, buna karşın, her yıl sonuçlarını YASED olarak paylaştıkları Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Dünya Yatırım Raporu’nun sonuçlarına göre, Türkiye’nin küresel UDY girişlerinden 2023 yılında yüzde 0,8 pay alabildiği tespitine yer veriyor.

2024 yılının ilk 5 ayında ise, Türkiye’ye 3,8 milyar dolar değerinde bir UDY girişi gerçekleşmiş durumda. Mevcut performansa rağmen strateji belgelerinde yer alan hedefin ulaşılabilir olduğunun altını çizen Aksoy, “YASED olarak Türkiye’nin bölgesel bir üretim, hizmet, yönetim ve ticaret merkezi olma yolunda sahip olduğu potansiyel ile dünyada en fazla uluslararası doğrudan yatırımı çeken ilk 10 ülke içinde olması gerektiğine inanıyoruz” diyor.

Yatırımcılar hangi düzenlemeleri bekliyor?

2024 yılı için küresel UDY akışlarında ise yavaş bir seyir bekleniyor. Engin Aksoy’a göre, yatırım ortamındaki bu yavaşlama, küresel UDY’de pastanın küçülmesine ve rekabetin artmasına sebep olacak. Bu zorlukları aşarak dünya sermayesinden daha fazla pay almaya çalıştıklarını dile getiren Aksoy, YASED olarak, dört ana akım üzerinden rekabeti şekillendirme yoluna gittiklerini bildiriyor; bunları ise “sürdürülebilir kalkınma”, “dijital dönüşüm”, “insan sermayesinin geliştirilmesi” ve “küresel tedarik zincirlerine entegrasyon” olarak sınıflandırıyor. Bu doğrultuda, başta Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmaları olmak üzere, Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi ve OVP gibi kısa, orta ve uzun vadeli strateji, reform politikası ve hedeflerinin hayata geçirilmesinin de yatırımların artmasına olumlu katkı sağlayacağının altını çiziyor.

Yabancı yatırımcıların mülkiyetindeki hisseler (Piyasa Degeri: Milyon $) Kaynak: TCMB

YASED Başkanı, Türkiye’de yeni yatırım yapmak veya mevcut yatırımlarını büyütmek isteyen uluslararası yatırımcıların yakından izlediği diğer düzenlemeleri de şu şekilde sıralıyor: “Özellikle, ‘Mevzuat hazırlık ve istişare süreçlerinin geliştirilmesi’, ‘AB mevzuatı ile uyumlu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ikincil düzenlemeleri’, ‘Esnek Çalışma Modelleri için mevzuat düzenlemeleri’, ‘İklim Kanunu / Emisyon Ticaret Sisteminin hayata geçirilmesi’, ‘İnternet Altyapısının iyileştirilmesi’ ve “AB mevzuatı ile uyumlu Dijital Piyasalar Kanunu” bu platformlarda takip ettiğimiz öncelikli gündem konularımızı oluşturuyor.”

“Dev şirketler Türkiye'ye yatırıma başladı”

Ekonomideki strateji planıyla doğru düzlemde ilerlenen bir döneme girildiğini aktaran BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork ise, kredi not artışları ve gri listeden çıkış kararıyla birlikte Türkiye’nin yatırım ortamı ve finansmana erişim koşullarında iyileşme başladığını söylüyor. Bunun aynı zamanda hem portföy hem de uluslararası doğrudan yatırımlara direkt olarak olumlu etki sağladığını vurguluyor. Ekonomiye olan yansımalarının hali hazırda tecrübe edilmeye başlandığını ifade eden Kork, yatırımcıların artan ilgisine ilişkin şu görüşleri paylaşıyor: “Ülkemize yatırım yapma kararı alan ve yatırım aşamasında olan dev şirketleri görüyoruz. Ekonomi yönetiminin rasyonel adımları, öngörülebilir politikalar ve enflasyonun daha da gerileyeceğine ilişkin beklentiler yabancı yatırımcı tarafından satın alındı. Yapılan not artışları, risk primindeki gerileme ve temel göstergelerdeki iyileşmenin devam etmesi ekonomiye olan güveni daha da güçlendirecek. Türkiye’ye güven arttıkça finansmana erişim de kolaylaşacak. Türk bankacılık sektörünün uluslararası piyasalarda güçlü bir itibarı var. Bu itibar dış finansman maliyetlerimizi makul seviyede tutuyor. Ülkemizi çok daha iyi günlerin beklediğini ve uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artarak devam edeceğini düşünüyorum.”

Türkiye’nin küresel UDY pazarındaki konumu. Kaynak: TCMB, UNCTAD WIR 2024, YASED

“Ilık para iştahı doğrudan yatırımları destekleyecek”

Evren Kırıkoğlu.

Piyasaların Türkiye ekonomisine yönelik son dönemdeki olumlu gelişmeleri nasıl fiyatladığı konusunu ise GCM Yatırım Ekonomisti Evren Kırıkoğlu ile değerlendirdik. Kırıkoğlu, Türkiye’nin FATF gri listesinden çıkışını, tek başına bir gelişme olmaktan ziyade son bir yıldır süregelen “yeni eksen hizalanmasının” doğal bir sonucu olarak okuduğunu dile getiriyor. Piyasada yabancı yatırımcı girişlerine yönelik beklentinin olumluya döndüğünün altını çizen ekonomist Kırıkoğlu, kredi risk primindeki gerilemeyle birlikte bu ilginin daha da artacağı görüşünü kayda geçiriyor ve şöyle devam ediyor: “Türkiye’nin gri listeden çıkarılması, ülkenin küresel konjonktürde ve diplomasi alanında daha uyumlu ve uzlaşmacı bir noktaya konumlandığı anlamına geleceği için küresel yatırımcı tabanı tarafından da olumlu karşılanacaktır. Zira bu tablo, önümüzdeki süreçte herhangi bir sebeple finansal akımlar tarafında kısıtlayıcı sürpriz bir gelişme yaşanma ihtimalinin de azaldığını ima etmekte. Dolayısıyla Türkiye’nin risk primlerinin hafifleyerek orta vadeli “ılık para” iştahı ile doğrudan yatırım cazibesinin desteklenmesi beklenebilir.”