Türkiye yüzyılında Türk mührü niteliğiyle öne çıkacak

ASKON Genel Başkanı konuya ilişkin şunları ifade etti:

Hemen belirtmek isterim ki, Türkiye eski Türkiye değil. Geçmişte politikalarımıza birileri yön verir, biz de onu uygulamak zorunda kalırdık. Kendi topraklarımız içinde bile birçok konuya hakim değildik. Bugün ABD ve Rusya gibi süper güçlere rağmen Suriye’de operasyonlar düzenleyip, güvenli hatlar oluşturabiliyorsak bütün bunlar doğru politikalar yürüttüğümüzün bir göstergesidir.

Sürdürülebilirliğin, huzurun, kalkınmanın, değerlerin, gücün, başarının yüzyılı ülkemize ve dünyaya çok şey katacaktır.

Bunu da gerçekleştirmenin yolu doğru hedefler belirleyerek, bu istikamette doğru adımlar atmakla olur. Son 20 yılda bunu gördük. Stratejik katmadeğerli, yüksek teknolojik ürünlerin hedeflenmesi, akabinde hedef pazarların seçilmesi, buna mukabil enerji merkezi ve enerji koridoru olabilmek için atılan adımlar ve nihayetinde bu kaynaklara sahip olabilmek için teknolojik alt yapının oluşturularak arama tarama faaliyetlerinin yerli ve milli imkanlarla hayata geçirilerek kaynaklara erişimin sağlanması hep doğru adımlar oldu. Bir yandan barışın sağlanması ve caydırıcılığı arttırılması için milli savunmaya da ağırlık verilmesi gerekiyordu. Bu noktada da hayal edemeyeceğimiz ihraç edebilir bir teknolojiye sahip olabildik.

Türkiye yüzyılına damga vuracak bu hamlelerin yanı sıra ekonomi bağlamında da dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. 2023 yılı için dikkat edilmesi gereken birkaç hususu şu şekilde belirtmek isterim. Öncelikle ihracatımızın yüksek olduğu Avrupa ülkelerinde alımlar noktasında bir gerileme bekliyoruz. Almanya, Hollanda, İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya pazarlarında yüzde 0,1 ila 0,9 arasında bir daralma yaşanabilir. Buna mukabil ABD 0.5, Irak 3,9, Libya 2,8, İsrail 2,9 gibi oranlarla da pazarımız genişleyebilir. Bu süreçte nitelikli ürünler üreten Türk firmalarımız kazançlarını artıracaktır. Diğer firmalarımızı mevcut potansiyellerini korumaya yönelik tedbirler alacaktır. Bu tedbirler içerisinde faiz artışı ile enflasyonu baskılamaya çalışarak güçlü dolara sebebiyet veren ABD’nin de yakından takip edilmesi gerekiyor. Bu nedenle güçlü olan dolar karşısında alım gücümüzün zayıflayacağını unutmamalı ve borçlanma maliyetlerimizin artmaması için özellikle dolarla borçlanmaktan kaçınmalıyız.

Sonuç olarak 2022 yılında üretim odaklı bir büyüme modelini seçen ülke olduk. 2023 yılında da katma değeri yüksek ve nitelikli ürünler üretmeyi hedefleyerek pazardaki yerimizi sağlamlaştırmalıyız. Türkiye yüzyılına giden yolda güçlü ekonomiden geçer. Bu nedenle 2023 yılında daha nitelikli ve daha çok katma değerli ürünler üreterek Türkiye yüzyılına Türk mührünü Allah’ın izni ile vuracağız.