Türkiye klinik araştırmalarda biyoteknolojik döneme hazır!
1,42 trilyon dolar büyüklüğünde olan ilaç endüstrisi, dünyada üç büyük endüstriden biri oluyor. Kovid-19 döneminde bu endüstri tüm dünyaya yaşam için ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Aşıların muhafaza edilmesi sürecinde, ülkeler uzman soğuk hava depolarının eksikliğini deneyimlerken, Mene Health Group’tan stratejik bir hamle geldi. Mene Biopark atılımı ile Türkiye artık eksiksiz bir biyoteknolojik döneme hazır.
2022 yılından bu yana ilaç ve tıbbi cihaz endüstrileri için klinik araştırma alanında entegre çözümler sunan Mene Health Group, yeni yerleşkesi Mene BioPark ile vites yükseltti. Toplam 210 milyon TL yatırımla kurulan Mene BioPark, Mene Health Group klinik araştırma hizmetleri için gerekli olan Ambient( 15-25 oC) , 2-8 oC, -20 oC, -80 oC ve -196 oC gibi farklı sıcaklık derecelerinde depolama ve kritik öneme sahip soğuk zincir çözümlerini tek çatı altında sunuyor.
Türkiye'nin klinik araştırmalarda rekabet gücü artıyor
Uygun koşullarda taşınamadığı için her yıl 35 milyar dolarlık ilaç ziyan oluyor. İlaç şirketleri ise bu kaybın önüne geçmek için Ar-Ge çalışmalarına ve yatırımlarına hız verdi. Yaşanan kaybın en önemli nedenlerinden olan soğuk zincir alanında Mene Health Group, Mene BioPark atılımı ile biyoteknolojik ürünlerin hassasiyet gerektiren depolama çözümlerini en yüksek standartta sunuyor. 2019’da planlamaya başlanan Mene BioPark, yüzde 100 Türk ve milli bir tesis olma yolunda kuruldu. Klinik araştırma sektöründe A’dan Z’ye hizmet sunan bu grup artan kapasitesiyle artık 40 ülkeye entegre bir partner oldu. Mene BioPark tesisiyle, Türkiye’nin Avrupa ve Ortadoğu arasında bir köprü olarak değerlendirilmesini hedeflediklerini söyleyen Mene Health Group CEO’su Şule Mene, sundukları entegre hizmetle Türkiye’nin klinik araştırma alanında rekabet gücünü artırdıklarını ifade etti. Pek çok önemli klinik araştırma ürününün sadece bu nedenle diğer fazlara geçemeden sonlandırıldığına dikkat çeken Mene, “Soğuk Zincir Tedarik Sistemi”nin çok büyük maliyetlerle yürütülen klinik araştırmaların kaderini belirlediğini kaydediyor.