Ticaret savaşlarında yeni safha

KADRİYE N. TUNÇSİPER
Abone Ol

2018’de doruk noktasına ulaşan ABD-Çin ticaret savaşı, pandemi sonrası açılan Çin’in kapasite fazlası nedeniyle yeni bir safhaya evrildi. Bugüne kadar Çin ile ekonomik anlamda karşı karşıya gelmek istemeyen Avrupa Birliği’nin Çin’e ilave gümrük tarifeleri uygulamak istemesi ile ticaret savaşlarında yeni bir cephe daha açılırken, Çin ile ilişkilerini geliştiren Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar da gündemde.

Pandemide kapanan Çin, dünya ekonomisine güvenli tedarik zincirinin önemini bir kere daha hatırlatırken, ülkeler özellikle stratejik sektörlerde yerli sanayilerini korumaya aldı. Sıfır vaka politikası nedeniyle en son açılan ülke olan Çin’in kapasite fazlası vererek üretimini dünyaya yaymak istemesi ise 2024’ün en önemli gündemi haline geldi.

Çin 2023 itibariyle 173 ekonomiye karşı ticaret fazlası verirken, yalnızca 50 ekonomiye açık veriyor. ABD her fırsatta Çin’in ağır sanayisini sübvanse etmek yerine yurt içi tüketici talebini desteklemesi gerektiğini açıklarken, Çin’in kapasite fazlası ile dünya ekonomisine ambargo koyması Japonya ve Avrupa Birliği tarafından da tepki çekiyor.

Çin’in 2000’li yılların başında uygulamaya başladığı ihracat politikası sayesinde dünya mal ihracatındaki payı, pandemi yıllarındaki düşüş dışında sürekli olarak artış gösterirken, Asya devi 2023’te 2017’ye göre iki kat artışla 828 milyar dolar ticaret fazlası verdi.

Emlak krizi nedeniyle tüketici talebindeki daralmayı dış ticaret ile aşmak isteyen Çin’e karşı ülkeler ise birbiri ardına gümrük vergisi artışına gidiyor. Son olarak Türkiye de 7 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak şekilde Çin’den ithal edilen binek araçlara yüzde 40 gümrük vergisi uygulama kararı aldı.

Yeşil teknoloji savaşları

Çin 2023 itibariyle 173 ekonomiye karşı ticaret fazlası verirken, yalnızca 50 ekonomiye açık veriyor.

2024 itibariyle ticaret savaşlarını yeniden gündeme getiren olay ise Biden yönetiminin Mayıs ayı içerisinde ABD’li üreticileri ucuz ithalattan korumak amacıyla bir önlem paketi açıklaması oldu. Böylece ABD, Çin’den ithal elektrikli araçlara yönelik ithalat vergilerini yüzde 25’ten yüzde 100’e çıkardı. Çin’den gelecek bataryaları da kapsayacak karara göre 1 Ocak 2026’dan itibaren batarya ithalat vergisi yüzde 7,5’tan yüzde 25’e çıkacak.

Tüm bunlarla beraber çelik ve alüminyum, elektrikli araçlar, bataryalar ve tıbbi malzemeler gibi alanlarda Çin’den gelecek stratejik ürünlere yüzde 25 ila yüzde 100 oranında ek gümrük vergisi kararının yakın gelecekte ekonomik anlamda çok etkili olmayacağı tahmin ediliyor. Buna göre ABD, değeri 300 milyar doları aşan Çin ürünlerinde mevcut tarifeleri korurken, değeri 18 milyar dolar olan ürünlerde ek vergilendirmeye gitmiş oldu.

Hedef düşük karbon teknolojilerinde Çin'den ayrılmak

  • 2018’de Çin-ABD ticaret savaşında Washington yönetimi, Çin’in ihraç ettiği 4 ürüne yüzde 10 ila yüzde 25 oranında değişen tarifeler uyguladı.

Bu tarifeler yürürlükte kalmaya devam ederken, ABD’nin Çin’den ithalatında ortalama tarife oranı yüzde 19 seviyesinde bulunuyor. ABD’nin son tarife hamlesi ise stratejik olarak kilit endüstri olan temiz enerji ve yarı iletkenleri hedef alıyor. ABD’nin Çin’den yaptığı toplam ithalatın yüzde 4,2’sini etkileyecek olmasına rağmen ABD bazı düşük karbonlu teknolojilerde Çin’in tedarik zincirinden ayrılmayı hedefliyor.

Prof. Dr. İsmail Ermağan.

Çin’den ABD’ye ihraç edilen batarya ve elektrikli araçların Çin’in toplam ihracatındaki payı oldukça düşük. Örneğin 2023’te Çin’in ABD’ye güneş pili ihracatı 3.3 milyon dolar olarak gerçekleşti ve bu miktar Çin’in toplam güneş pili ihracatının sadece yüzde 0,1’ine tekabül ediyor. ABD’nin bu ürünlerde Çin’den ithalatının düşük olması ve bazı tarife artışlarının 2 yıl içerisinde kademeli olarak yapılacak olması nedeniyle de enflasyon üzerinde baskı oluşturmayacağı tahmin ediliyor. ABD’nin son hamlesinin 2050’de dünyanın en büyük ekonomisi olması beklenen Çin’i bloke etmek amacını taşıdığını belirten İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ermağan, otomotiv sektöründe Çin’in, sonradan gelerek gerek Avrupalı gerekse ABD’li rakiplerinin önüne geçerek onlara küresel bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

  • “Çin ile hummalı bir ticaret savaşına giren kovboylar, yanına Avrupa Birliği ülkelerini de alarak, Ejderha’yı durdurabilmek için bütün el frenlerini çekmeyi istiyor. Otomotiv sektöründe bu ticaret savaşları ülkeleri ve dünyayı nereye götürür?

Barış Ariç.

Biz her iki blokta da - özellikle ABD, Çin özelinde - çeşitli kazanım ve kaybedişleri göreceğiz” şeklinde konuşan Ermağan, ülkelere hem sert güç ile hem kültürel güç ile ulaşabilen ülkenin daha avantajlı olacağını ifade ediyor.

Çin Ticaret Derneği Genel Başkanı Barış Ariç ise Çin’in ucuz elektrikli araçlar konusunda pazarı domine etmesi karşısında ABD’nin kısıtlamalar getirmesinin bir nedeninin de güvenlik endişesi nedeniyle ortaya çıktığını belirtiyor.

“Günümüzdeki üretilen elektrikli araçlar sadece bir araba değil, aynı zamanda akıllı cihaz konumunda. Yani bizim yaptığımız herşeyi kaydeden ve takip eden cihazlar. Böyle altyapıya sahip bu araçlar ülkelerde güvenlik riski ya da endişesi yaratıyor” diyen Ariç, ABD’nin bu gerekçeleri de dikkate alarak bu kısıtlamalara başvurduğunu iddia ediyor.

Ticaret savaşlarının yeni cephesi: Avrupa Birliği

Emlak krizi nedeniyle tüketici talebindeki daralmayı dış ticaret ile aşmak isteyen Çin’e karşı ülkeler ise birbiri ardına gümrük vergisi artışına gidiyor.

ABD’nin her fırsatta Çin’e yönelik söylemlerine karşı temkinli yaklaşan ve şimdiye kadar ticaret savaşının dışında kalan Avrupa Birliği (AB) ise bu politikasını değiştirme sinyalleri veriyor. Özellikle Çin karşısında 300 milyar euro ticaret açığı veren Avrupa Birliği, bu açığı azaltmak için Çin ile ticaret savaşına girişebilir.

Avrupa Komisyonu halen Çin’in elektrikli araçlara yönelik sübvansiyonu konusuna bu araçların ithalatına kendi vergilerini uygulama amacıyla bir soruşturma yürütüyor. Bu soruşturma ardından AB’nin Çin’den ithal edilecek elektrikli araçlara yönelik gümrük vergisinde yüzde 20 ila 30 artış kararı alması bekleniyor. AB’nin Çin’e karşı hamlesi, Çin’in kısasa kısas tepkisi vermesine neden olurken, Çinli yetkililer özellikle havacılık ve tarım ihracatını hedef alabileceklerini açıkladı.

Avrupa Çin araçları ile doldu taştı AB’nin Çinli elektrikli araçlarına yönelik önlemler almak istemesi ise son açıklanan veriler düşünüldüğünde hiç de şaşırtıcı değil. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nün açıklamasına göre Avrupa’nın Çin’den elektrikli araç ithalatı son yıllarda önemli bir artış gösterdi. Çin menşeili elektrikli araç satışı 2021 ve 2023 arasında 2 kattan fazla artarak 430 bine yükselirken AB yerli pazarının yok olmasından endişe ediyor. Çin bataryalara yaptığı erken yatırımlarla, Avrupa elektrikli araç pazarında hızla büyüdü. 2023 Eurostat verilerine göre motorlu taşıtlar AB’nin Çin’den ithalatında yüzde 36 artış gösterdi. AB’nin Çin elektrikli araçlarına yüzde 20 gümrük vergisi uygulamasının ise ikili ticaret üzerinde 4 milyar dolar etki göstereceği tahmin ediliyor.

Çin otomotiv endüstrisi Çinli tüketicilerin satın aldığından neredeyse 2 kat daha fazla araç üretme kapasitesine sahip. Şi Çinping’in Mayıs ayındaki Fransa ziyaretinde Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Layen de fazla üretimin Çin-AB ilişkileri açısından zorluk yarattığını açıkladı.

Avrupalı otomobil üreticilerini korumak amacıyla şu anda yüzde 10 olan vergi oranının artırılması karşısında ise Avrupa’da farklı görüşler var. Çin ile yaşanacak bu savaşın kendilerine zarar verebileceğini ifade eden Alman otomobil üreticileri, gümrük vergisi artışını desteklemiyor.

Sibel Karabel.

Gedik Üniversitesi ASEAN Merkezi Müdürü Sibel Karabel’e göre de elektrikli araçlar konusunda AB’yi endişelendiren durumların başında Çinli elektrikli araç satışların AB pazarındaki artan payı geliyor.

2019’da Avrupa pazarında Çin markalı elektrikli araçların payının yüzde 1 iken 2023’de yüzde 8’e çıktığını, 2025’te ise bu oranın yüzde 15 olacağının beklendiğini belirten Karabel, elektrikli araç piyasasında 2023 itibariyle Çin’in küresel satışların yüzde 60’ını oluşturduğuna dikkat çekiyor. Üretimin her aşamasında ciddi yatırımlar yapan Çin’in elektrikli araç sektörünün gayrı safi milli hasılasında yüze 1,4 paya sahip olduğunu söyleyen Karabel, tüm bu gelişmelerin AB’nin Çin’e yönelik haksız rekabet soruşturmalarını başlattığını ifade ediyor.

2023’ten bu yana Çin’de üretilen elektrikli araçların Çin devleti tarafından her aşamada çok fazla teşvik ile desteklendiği gerekçesi ile Avrupa Komisyonu tarafından Çin’e bir sürü soruşturma açıldı. Hatta iddialara göre Çin’de devlet elektrikli araç üreticileri ve bataryalar ile ilgili üretimlere arazi temin ediyor

şeklinde sözlerini sürdüren Karabel’e göre AB’nin Çin’e yönelik elektrikli araç politikasında Çin belli bir fiyat aralığında üretim yapması da etkili oluyor. Buna rağmen Çin’de elektrikli araç maliyetleri, hala AB’deki üretim maliyetlerinin çok aşağısında kalıyor. Bu nedenle AB’nin sektörde haksız rekabete yol açtığını ileri sürerek Çin’e yönelik soruşturma gerekçelerinden birini de Çin’in teşviklerle fiyat kırması oluşturuyor.

Çin Ticaret Derneği Genel Başkanı Ariç ise AB ülkelerinin Çin konusunda daha dengeleyici bir noktada süreci yönetmesinin dış ticaret açısından Çin’e bağımlılıklarının olmasına bağlıyor.

“Her geçen gün artan ezici rekabet ortamında hiçbir ülke Çin gibi bir partneri kaybetmek istemez. Bunun yanında Çin yatırım konusunda da dünyaya en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geliyor. Her yıl dış ticaret fazlası veriyor ve bu fazlalığı kredi ve yatırımlarda kullanıyor” diyen Ariç, birçok ülkenin de bu kaynaktan faydalanmak istediğine vurgu yapıyor.

Çin’in ticaret savaşlarında AB cephesi açılması ihtimali karşısında şimdiden bazı hamleler yapmaya başladığını belirten Ariç, büyük Çinli elektrikli araç üreticilerinden birinin Macaristan’da batarya fabrikası kurması, başka bir Çinli üreticinin İspanya’da elektrikli araç fabrikası kurma çalışmaları yapması ve Fransa’da da bir fabrika kurma konusunda görüşmeler yapıldığını hatırlatıyor. Ariç, Avrupa ülkelerinin Çinli markaların kendi ülkelerinde bu tür elektrikli araç fabrikaları yatırımlarını yapmalarını istekli olmasının AB’nin ABD’den farklı bir bakış açısına sahip olduğunu kanıtladığını sözlerine ekliyor.

Batı, Rusya-Çin ilişkisinden de rahatsız

Yaşanan gelişmeler, Batı ittifakı karşısında Çin ve Rusya’nın daha fazla yakınlaşmasını ortaya çıkarabilir.

Ticaret savaşlarının çok da dikkat çekmeyen bir konusunu ise Rusya Çin ilişkileri oluşturuyor. Çin Batılı ülkelerin sert ekonomik yaptırımları nedeniyle Rusya ile ticaretini ciddi şekilde artırdı ve Rusya’nın Çin ile dış ticareti, 2023 itibariyle 240 milyar dolara ulaştı.

Karabel’e göre tarihin gördüğü en büyük yaptırımlara maruz kalan Rusya ekonomisinin ayakta durmasında, Çin ile olan ticari ilişkilerini geliştirmesi ön plana çıkıyor.

“Son 5 senede Çin’in Rusya ile olan ticaretine baktığımızda yıllık ortalama yüzde 23’lük bir artış söz konusu. 2021’den bu yana ise bu hızın yüzde 29 arttığını görüyoruz. Ukrayna sonrası yaptırımlar bu süreci hızlandırmış olsa da iki ülkenin dış ticaretindeki artış savaşın birkaç yıl öncesine dayanıyor. Batı’ya karşı bir blok oluşturmak bunun temel nedenlerinden biri. Aynı zamanda Çin ve Rusya Batı’nın kurmuş olduğu ticari ve ekonomik düzene karşı çok kutupluluk mottosuna sahip” şeklinde konuşan Karabel, Çin’in karşılıklı bağımlılık açısından Rusya karşında ise mutlak hâkim durumda olduğunu söylüyor.

Ukrayna işgalinin ardından Rusya’ya yönelik 16 bin 500 kalem yaptırım uygulandığına dikkat çeken Karabel, Rusya’nın ticaretinde 2019-2023 kıyaslamasına göre yaklaşık aylık 5 milyar dolarlık düşüş karşısında, Çin ile Rusya’nın dış ticaretinin aynı oranda artış göstermesinin ilginç olduğunu belirtiyor. Bu durumun Çin’in Rusya’nın kaybını telafi etmesi anlamına geldiğini belirten Karabel, farklı siyasi nedenler dolayısıyla da Çin’in Rusya üzerinden elini çekmediğini ve yaptırımlar karşısında Rusya’yı kolladığı görüntüsünün olduğunu ifade ediyor.

Rusya'ya yeni yaptırımlar gelecek mi?

  • Çin küresel piyasalarda talepten daha fazla üretim yaparak piyasa bozucu etki yarattığı söylemi Avrupalı liderler tarafından da çok fazla dile getirilmeye başlanırken, Çin ile Rusya ilişkilerinin artması da Batı tarafından dikkatle izleniyor.

ABD’nin Ukrayna Savaşı dolayısıyla Çin’in de aralarında olduğu üçüncü ülkelerdeki bankalara yönelik yaptırım tehdidi ise şu an için işe yaramış görünüyor. Buna göre 2024’ün ilk çeyreğinde Rusya’nın Çin’den ithalatı yüzde 14 düşüş kaydetti. Putin ise Çin gezisinde ABD’nin Çin’in elektrikli araçlarına yönelik gümrük tarifelerini dört kat artırmasının ardından Çinli otomobil üreticilerini Rusya’da memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi. Tüm bu gelişmeler ise Batı ittifakı karşısında Çin ve Rusya’nın daha fazla yakınlaşmasını ortaya çıkarabilir.