Telif haklarında dijital devrim
Google’ın Avrupa’da dijital platformdaki medya içeriklerine ödeme yapacağını açıklaması ile birlikte Türkiye’de dijital telif konusu yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, özellikle ilgili yasada bağlantılı hak statüsünün tanınmasıyla Türkiye’deki basın kuruluşları ve Google gibi platformlar arasında lisans anlaşmaları imzalanabileceğini belirtiyor.
Avrupa’da uzun yıllardır gündemde olan yayıncılara telif ödenmesi konusunda en büyük adım atıldı. Haber sitelerinin elde edilen reklam gelirlerinden yayın hakkını alamaması üzerine Avrupa’da bu yöndeki çabalar geçtiğimiz yıllarda başarısızlığa uğrasa da, 2019’da Avrupa Birliği (AB)’nin bağlantılı hak kararının ardından birçok ülkede yeni düzenlemeler hayata geçirildi. Son olarak Google, Avrupa’da 300 medya kuruluşu ile lisans anlaşması imzalandığını duyurdu.
Google’ın kararı, basın yayıncılarına bağlantılı hak statüsü veren Dijital Tek Pazarda Telif Hakları Direktifi uyarınca hayata geçirildi. AB tarafından 2019’da kabul edilen düzenleme, dijital servislerin çevrimiçi haber içeriklerine ilişkin haber özetlerine yer verilmesi halinde yayıncılara ödeme yapılmasını öngörüyor.
Sadece haber siteleri değil, tüm içerik üreticilerinin haklarının korunması için büyük öneme sahip düzenleme, dijital platformlarda sadece gazetecilerin değil, müzisyenlerin ve yazarların hakları için de koruyucu nitelik taşıyor. Kısacası direktif, telif hakkı yasası kapsamındaki hak ve yükümlülüklerin internet için de geçerli olmasını amaçlıyor.
İlgili düzenlemenin Avrupa hukuklarına dâhil olması ile teknoloji devi Google, Almanya, Macaristan, Fransa, Avusturya, Hollanda ve İrlanda'da ulusal ve yerel yazılı basın kuruluşlarıyla anlaştığını duyururken; diğer ülkelerle temaslarının sürdüğünü açıkladı.
Türkiye için yasada bağlantılı hakkın tanınması yeterli
Google ve sosyal medya platformları başta olmak üzere bilgi toplumu hizmet sağlayıcıları, yayınlanan haberlerden doğrudan ya da dolaylı gelir elde ederken, basın yayıncıları ciddi mağduriyetler yaşıyor. Ancak AB tarafından kabul edilen ve ülke mevzuatlarına dâhil olan Dijital Tek Pazar Yönergesi’nin bağlantılı hak statüsünü tanıması, telif için yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.
Türkiye’de telif hakları 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile düzenleniyor. Ancak son gelişmeler ışığında yayıncıların haklarının korunması için kanunda dijital telif düzenlemesi ile ilgili madde eklenmesi ya da yeni bir yasa çıkarılması gerekiyor.
Halen Türkiye’de yürürlükte olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, haberleri kamu yararı gözeterek telif kapsamı dışında bırakıyor. Ancak haberin dijitalleşmesi ile beraber basın kuruluşları ciddi hak kaybına uğruyor. Türkiye’de de Google başta olmak üzere bilgi toplumu hizmet sağlayıcılarının telif ödemesi yapabilmesi için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda bağlantılı hak statüsünün tanınması gerekiyor.
Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan’a göre 1952’de çıkartılan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda zamanla güncellenerek eklemeler yapılmış olsa da, dijital alana yönelik yeterli bir düzenleme bulunmuyor. Bu nedenle yeni bir yasa ile hukuki bağlam üretmek gerekiyor. Örneğin 2019’da AB’de kabul edilen Dijital Tek Pazarda Telif Hakları Direktifi ardından Almanya, kendi yasasını çıkardı. Bununla birlikte Fransa ve İspanya örnekleri çok belirleyici ve Eraslan’a göre Türkiye’de de yeni bir yasanın yapılması gerekiyor.
Bilişim hukuku uzmanı Cahit Suluk’a göre ise 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, klasik olarak haberi telif dışında tutuyor.
Bu nedenle yeni gelişmeler ışığında AB müktesebatıyla uyumlu bir şekilde, bu kanuna bir madde ilavesi yapılarak gazetelere bağlantılı haklar statüsü tanınması gerekiyor. Dolayısıyla Google gibi platformlarla masaya oturabilmek için, sıfırdan kanun yapmaya gerek duymaksızın, yasada güncelleme yapmak yeterli olacak.
Yalan haberle savaşta yeni bir koz mu?
- Son yıllarda gazete ve dergilerin dijitalleşme ile reklam gelirlerindeki düşüş karşısında yazılı basına can suyu olması beklenen bu gelişme aynı zamanda yalan haber ve kopya içeriğin yayılması ile savaşılması anlamına geliyor.
AB’de kabul edilen mevzuat ışığında, portal kullanıcıları tarafından yayınlanan içeriklerden artık sağlayıcı sorumlu olacak. Suluk’a göre gazetecilik teliflendirilmezse profesyonel gazetecilik ortadan kalkabilir ve yerini vatandaş gazeteciliği alır. Özellikle sosyal medya üzerinden yalan haber üretim potansiyeli artar. “Demokratik toplumlarda toplumun haber alma özgürlüğü esastır. Haberin dijitalleşmesi ve buna bağlı olarak reklam gelirinin dijital platformların cebine akmasıyla profesyonel gazetecilik can çekişmeye başladı” diyen Suluk’a göre habercilikte boşluk oluşmaması ve yalan haberlerin egemen olmaması için de yasal müdahale şart.
Eraslan’a göre ise emeğin teliflendirilmesi ve yalan haber arasında bağlantı kurmak her zaman mümkün olmasa da, emeğin teliflendirilmesi ilişkin, tescilleme sürecinde bir bağlam ortaya konulabilir. “Benim önerim haberlerin NFT şeklinde dönüştürülüp blockchange zincirine kaydolması. Böylece habercilerin yaptığı her haber ücret alabilir” diyen Eraslan’a göre, basın kuruluşları ve meslek örgütlerinin yasa koyucuya dijital telifler konusunda baskı yapması gerekiyor.