Sanayici finansman kıskacında
ISO-Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu araştırmasının 2018 yılı sonuçları, sanayinin, finansman maliyetlerinin önceki yıllarda olduğu gibi sürdüğünü gösterdi.
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO), 51 yıldır kesintisiz bir şekilde kamuoyuna sunduğu “İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2018 yılı sonuçları açıklandı. Buna göre uzun yıllar liderliği bırakmayan Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ), 2018 yılında da üretimden satışlarda 79 milyar lirayla Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu oldu. TÜPRAŞ’ı 31 milyar 63 milyon lirayla ikinci sırada Ford, 23 milyar 608 milyon lirayla üçüncü sırada Toyota izledi. Listede Toyota’yı sırasıyla Oyak-Renault, Tofaş, Arçelik, İskenderun Demir ve Çelik, Ereğli Demir ve Çelik, İçdaş Çelik ve Hyundai Assan takip etti.
Reel büyüme azaldı ihracat arttı
Sanayi sektörü başta olmak üzere Türkiye ekonomisinin büyümesinden yatırım iklimine, ihracatından finansmana kadar birçok alandan bilgiler içeren araştırmaya göre, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 2017 yılında 652,7 milyar TL olan üretimden net satışları 2018 yılında yüzde 34,5 gibi yüksek bir büyüme performansıyla 878 milyar TL’ye çıktı. Bu hızlı büyümede, fiyat artışlarının yanı sıra döviz kurlarındaki yükselmenin ihracat gelirlerinde yarattığı artış da belirleyici rol oynadı. Üretimden satışlarda 2018 yılında da reel büyüme eğilimi devam etmekle birlikte yüzde 11,8’e geriledi ve 2017 yılında yüzde 19 olan reel büyümenin altında kaldı. İSO 500 kuruluşlarının ihracatta kaydettiği yüzde 11’lik artışın yanında, yaratılan katma değerde yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin payının ve Ar-Ge yapan firmaların sayısının artması umut verici oldu. Ancak İSO 500 şirketlerinin finansman maliyetlerinin ise önceki yıllarda olduğu gibi sorun olmaya devam ettiği görüldü.
İSO 500’de sanayicinin üzerindeki devreden KDV yükü ise bir önceki yıla göre yüzde 35,6 gibi ciddi bir oranda artarak 9,7 milyar TL’ye çıktı.
Türk sanayisi en zor şartlarda dahi kendi ana faaliyetinde erişmiş olduğu birikim ve dayanıklılık gücüyle üretimini başarıyla sürdürüyor. Bu başarının temelinde, dünyanın dört bir yanına ihracat yapabilme becerisini göstermesi yatıyor. Sanayici bu becerisiyle farklı farklı sektörlerde uluslararası rakiplerine karşı mücadele gücünü her geçen gün biraz daha arttırıyor. Bu global rekabette maalesef elimizdeki finans imkânlarımızın eşit şartlarda olmadığı düşünülürse, bu başarının önemi, değeri ve anlamı daha iyi anlaşılacaktır. Üretim ekonomisinin ve ona verilen desteğin her geçen gün daha da nitelikli bir konuma gelmesiyle biz inanıyoruz ki, bugün özellikle finansal tablolarda canımızı sıkan görüntü de orta vadede pozitife dönecektir. ISO 500 araştırması bir kez daha ortaya koymaktadır ki sanayi sektörümüz, esas faaliyetlerinde, satışlarında ve esas faaliyetlerindeki karlılıkta, 2018 gibi zorlu bir senenin içinden geçmesine karşın başarılı bir performans gösterdi. ama bu performans, mali tablolara yansıyan finansman maliyetleriyle baş edemedi. Maalesef finansmanın mali tablolarda yarattığı tahribat, esas faaliyetlerde ne kadar başarılı olunursa olunsun, bunun sürdürülebilir olmadığını ortaya koyuyor. Çünkü sadece bir yılın değil uzun yılların bir sorunu olan bu finansman tahribatı, öz kaynak dengesini bozmakta, sanayicinin kaliteli finansman kaynaklarına erişimini zorlu hale getirmektedir.