Rusya dünyadan kopuyor
Dünyanın en büyük 11. ekonomisi olan ve yıllık 400 milyar dolar ihracat geliri bulunan Rusya, küresel finans sistemine entegre olmuş bir ülke. İhracat gelirinin en önemli kalemi ise yakıt ve enerji.
Güçlü ve dünyaya entegre olmuş bir ülkeye yaptırımlar ne derece zarar verir bilinmez ama yaptırımların faturası sadece Rusya’ya çıkmıyor, tüm dünya bu faturayı ödemeye başladı. Küresel yaptırımları izleme veri tabanı Castellum.ai’nin verilerine göre yıllardır en yüksek yaptırım sayısına sahip olan ülke İran iken, yeni rekor Rusya’da. 7 binden fazla yaptırıma maruz kalan Rusya’ya 23 Mart’a kadar en fazla yaptırım uygulayan ülkeyse 1,244 yasakla ABD oldu. AB ülkeleri yasaklarda ortak karar alırken, İsviçre, Japonya gibi birçok ülke de AB ile aynı yaptırımları uygulayacağını açıkladı. Böylelikle yaptırımların nabzını hızlandıran, ABD ve AB kararları oldu.
Swıft yasağı gerçek oldu
- Küresel finans sisteminde en güvenilir ağ olarak kabul edilen SWIFT, günümüzde uygulanan en etkili yaptırımların başında geliyor. Çünkü bir ülkenin SWIFT’ten çıkarılması, ülkenin finans kuruluşlarının başka bir ülkeye para göndermesini neredeyse imkansız hale getiriyor.
Tam da bu noktada, Ukrayna’da insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle, Rusya’nın yedi bankası SWIFT’ten çıkarıldı. AB, ABD, Japonya, Kanada gibi birçok ülke tarafından uygulanan bu yasakta, listede yer alan bankalar sırasıyla; VTB, Bank Otkritie, Novikombank, Promsvyazbank, Rossiya Bank, Sovcombank oldu. Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ı ise aralarından yalnızca ABD bu listeye dahil etti. AB ülkeleri hala Rusya’dan petrol ve doğal gaz satın aldığından, işlem yaptığı büyük bankaları süreç dışı bıraktı. Yine de yadsınamaz bir gerçek şu ki, Rusya’nın sınır ötesi işlem yapabilmesi kısıtlandı. Dolar cinsinden petrol ve gaz ihracatı yapan Rus şirketleri bu yaptırımdan büyük darbe aldı.
ABD, Kanada, AB ülkeleri Rusya Merkez Bankası ile tüm işlemleri yasakladı. Yasaklara ulusal servet fonu ile işlemleri de ekleyen ülkeler, Rus devletine ait kuruluşların hisse senetlerini AB borsalarından ihraç etti. Böylelikle savaşın faturası Rus şirketlerindeki değer kayıplarıyla sonuçlandı.
Savaşın faturasını ekonomik kısıtlamalarla ödeyen Rusya’ya sarsıcı bir yaptırım yine ABD tarafından geldi. Rusya’nın artık Batılı ülkelerden borç alamayacağını açıklayan ABD başkanı Biden, dünya ekonomisinden izole edilen bir Rusya için çabalıyor. Ülkeler küresel ekonomi tarafından kabul görmüş IMF gibi kuruluşlardan borçlanabilirken, Rusya sistem dışı kaldı.
En güçlü ekonomik bariyerlerden biri de Rusya’nın Doğrudan Yatırım Fonu varlıklarının dondurulması ve projelerine yatırımın yasaklanması oldu.
- AB ülkeleri ve ABD tarafından uygulanan bu yaptırımla yatırımcılar Rusya’dan ayrılıyor. Ülkeden hızlı sıcak para çıkışına maruz kalan Rusya’nın, artık yatırım cazibesi sunması imkansız hale geldi.
Konuyla ilgili ünlü yatırımcı Mark Mobius ise verdiği bir demeçte, Türkiye’nin bu süreçten yararlanarak yatırımcıların yeni rotası haline geleceğini söyledi.
Yaptırımlar zinciri devam ederken, ABD 8 Mart’ta bu zincire yeni bir halka daha ekledi. Biden, Rusya’dan tüm enerji ithalatının yasaklandığını duyurdu. Fakat zaten ABD’nin gaz ithalatında Rusya’nın payı yüzde 8 gibi düşük bir oran. İngiltere de bu kısıtlamaya katılarak 2022 yılı sonuna kadar Rus petrol ve petrol ürünlerini aşamalı olarak yasaklayacağını açıkladı. İngiltere hükümetinin yaptığı açıklamada yasakladığı ürünlerde Rusya payının yüzde 30 olduğu kaydedildi. Rusya Avrupa ülkelerinin doğal gaz ithalatının ise yüzde 40’ını oluşturduğu için enerji sektöründe yaptırımlardan muaf tutuluyor. Uluslararası Enerji Ajansı 4 Mart’ta AB ülkelerinin en azından Rusya’ya bağımlılığı azaltacağı yollarla ilgili bir rapor hazırladı. Yaptırımlar silsilesine eklenen raporun ardından, AB Rus gazına bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda ilk adımı Almanya attı ve Avrupa’daki 26 milyon hanehalkına doğal gaz sağlaması planlanan Kuzey Akım 2 hattını durdurdu.
11 Mart 2022’de ABD, Almanya, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya ve Japonya’dan oluşan G7 ülkelerinin liderleri, Rusya’ya uygulanacak yeni ekonomik müeyyidelere ilişkin ortak açıklama yaptı. Açıklamada Rusya’nın ‘en çok kayrılan ülke’ statüsünden çıkarılacağı yer aldı. Bunun sonucunda Rusya, Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) üyesi olmanın avantajlarından yararlanamayacak. DTÖ tarafından belirtilen en çok kayrılan ülke ilkesi, örgüte üye ülkelerin ticaret partnerleri arasında ayrım yapmamasını zorunlu kılıyor. İlkenin içinde, ticareti teşvik edici düşük gümrük tarifeleri uygulanması gibi maddeler yer alırken, Rusya’ya getirilen kısıtlamalarla DTÖ maddeleri görmezden geliniyor.
12 Mart sabahında Ukrayna’ya yapılan hastane saldırıyla ülke başkanlarından hızla yeni açıklamalar geldi. Bu haksız savaşı gerekçe göstererek, ABD, İngiltere ve AB ülkeleri, Rusya’ya lüks mal ihracatını yasakladı. Rusya’dan gelen bazı ithalat kalemlerine de yüzde 35 oranında bir ek gümrük vergisi eklendi. Alkol ürünleri, tütün ürünleri, mücevherler, sanat eserleri, lüks giyim eşyalarını içeren ek gümrük tarifeleriyse Rusya’nın gelir kalemini daraltıyor. İthalatçı ülkelerin tarih boyu yerli ürünleri korumak için koydukları bu tarifeler, artık caydırıcı bir ekonomik güç parametresi olarak yer alıyor.
14 Mart’ta Rusya Maliye Bakanı Siluanov yaptırımlar nedeniyle Rusya’nın 640 milyar dolarlık altın ve döviz rezervinin yaklaşık 300 milyar dolarlık bölümünün dondurulduğunu açıkladı. Yıllardır dolar bağımlılığını azaltmaya çalışan Rusya, altın ve döviz rezervlerinin bir kısmını yuan cinsinden almıştı. Fakat varlıklarının dondurulmasıyla bunun bir önemi kalmadı.
Yasaklar art arda açıklanırken, Avrupa Birliği Rusya’dan demir-çelik sektöründeki önemli malların ithalatını tamamen kesti. World Steel Association verilerine göre ise Rusya dünyada çelik mallarının üretiminde ilk beşte yer alıyor. 2020’de 73,4 Mt ham çelik üreten Rusya’nın çelik ticareti önemli bir gelir kalemi. Fakat, yaptırım üretim kapasitesini kısıtlayabilecek nitelikte. Birleşmiş Milletler COMTRADE uluslararası ticaret veri tabanına göre ise 2020 yılında demir-çelik sektöründe 16 milyar dolar değerinde ticaret yapan Rusya’nın, bu yaptırımla milyarlarca ihracat geliri kesilmiş oldu.
- Rusya ekonomisini sarsacak diğer bir yaptırım, AB ülkeleri ve ABD tarafından açıklanan uçak yedek parça ve savaş ekipmanları ihracatının yasaklanması oldu. Savunma sanayii ihracat geliri Rusya ekonomisinde önemli bir yere sahipken, bu gelire ithal ettiği ekipmanlar sayesinde ulaşıyor.
2021 ithalatının yüzde 45’i ekipmanlar ve makineler olan Rusya, bu yaptırımla bir gelir kalemini daha kaybediyor.
24 Mart tarihinde yeni bir ekonomik bariyerle karşılaşan Rus ekonomisine bu yasak İngiltere’den geldi. İngiltere, Rusya’nın 65 stratejik endüstrisini, bankasını ve Rus iş insanını hedef alan yaptırım kararı aldı. Yaptırım listesinde dikkat çeken ise Gazprombank oldu. Gazprombank, Rus petrol ve doğalgaz ödemeleri için kullanılan ana bankalardan biri. Avrupa ülkeleri enerji ödemeleri için bu bankayı liste dışı bırakırken, İngiltere kararıyla gündemde bomba etkisi yarattı. Ayrıca Rusya’nın en büyük özel bankalarından biri olan Alfa-Bank’ı da saf dışı bıraktı.
100 yaptırım vakasını inceleyen ABD'li ekonomist: Bunların Rusya'yı durdurması pek mümkün değil
Ünlü ekonomist Gary Hufbauer, ekonomik yaptırımları incelediği ‘‘Economic Sanctions Reconsidered ’’ kitabında, Rusya’nın bu yasaklardan büyük bir yara almayacağını ifade ediyor. 100’e yakın yaptırımı inceleyen ekonomist, sadece yüzde 34’lük bir kısmın başarıyla sonuçlandığını ileri sürüyor. Yaptırımların başarısız olmasının ise çeşitli nedenleri var. Kitapta yaptırımlar ne kadar uzun sürerse, etkisinin de o kadar düştüğü yer alıyor. Çünkü tarihte İran ve Küba’da uygulanan yaptırımlarda milliyetçilik doğdu ve yaptırımların etkisi zamanla düştü. Aynı zamanda bir devletin yaptırımlarla sonuçlanacak bir adım atmadan önce, gerekli önlemleri aldığı gerçeği de bulunuyor. Bu da Rusya’nın en çok ithalat yaptığı ülkelerle gözler önüne seriliyor. Dünya Rusya’yı ticaretten koparmaya yönelik adımlar atarken, Rusya’nın ithalat yaptığı en büyük partneri Çin. Çin’in dışında yer alan ülkeler ise, Belarus, Ukrayna ve Hindistan. Ticaret partnerleri Rusya’ya yaptırım uygulamayan ülkeler olurken, yasakların Rusya’yı durdurması pek mümkün görünmüyor.
Yaptırımlar küresel finans sistemine güveni sarsıyor
Birbirine bu kadar entegre yaşayan devletlerin, anlaşamadığı seviyede uyguladığı yasaklar tarih boyu tekerrür etti. Fakat, bulunduğumuz dünyadaki devletlerin birbirine bağımlılığı başka bir boyutta. Ülkeler arasında öyle bir iç içe geçmiş sistem var ki, birine yaptırım uygulanırken aslında diğer ülkeler de cezalandırılmış oluyor. Örneğin, Rusya’nın yaklaşık 159 milyar dolar civarında bir faiz ödemesi mevcut. Döviz rezervleri dondurulduğu ve döviz cinsinden işlemleri yasaklandığı için de ödemeleri yapmakta sıkıntı yaşayacak. Savaş hukuku uygulanırken, bundan sonrası sadece Rusya’nın değil, alacaklıların da problemi olacak. Çünkü borç veren finansal kurumlar ödemelerini almak isteyecek ve ruble üzerinden borç alması yani konvertibilitesi söz konusu olmayacak. Bu iç içe geçmiş dünya sistemi literatürde oyun teorisindeki kaybet-kaybet teorisine benziyor; kim daha az kaybederse o daha karlı olacak. Ekonomik kurşunlar Rusya başta olmak üzere tüm ülkelerde yara bırakırken, küresel finans sistemi sorgulanıyor. Çünkü bir ülkenin tüm mal varlığının dondurulması, ödeme sisteminin ve ticaretinin engellenmesi, küresel finans sistemine duyulan güveni sarsıyor.