Piyasalarda kritik süreç ve yön arayışı devam ediyor

HABER MASASI
Abone Ol

Global piyasalarda belirsizlik ve yön arayışı devam ettiği için çok uzun süre önce paylaştığımız ‘Nakit kral olacak’ öngörümüz halen devam ediyor ve zaten bunun piyasalarda ve sahada yansımasını da bizzat görmekteyiz. Pozitif gibi görülen global piyasaların da her an bir düzeltmeye girme ihtimalleri masada kalmaya devam ediyor.

Cüneyt Paksoy.

Sizlere ilk günden beri ısrarla önerdiğimiz altın fiyatlarında rekor seviyelerin gelmesi ve ısrarla uyarıcı olduğumuz dolar endeksi, ABD tahvil faizleri tarafında yükselişler ve petrol fiyatlarında son dönem yeniden yükselişe geçme çabaları bunların bir uyarı sinyali olduğunu bize göstermekte.

Mart ayı yazımızda ‘2024 için en kritik dönem mart ve sonrası olacak’ başlığını atmıştık. Girilen süreç ve fiyatlamalar bu öngörümüzün bir provası niteliğinde. Enflasyon kalıcı düşmedikçe ve jeopolitik riskler masada kaldıkça Fed faiz indirimleri geciktikçe bu yeni döneme ‘Gerçeklerle yüzleşme ve dengede kalma çabası’ diyebiliriz. Gelinen noktaya baktığımızda piyasalar hep geçerli olan ağırlıklı jeopolitik riskler ve yeni bahane manşet İsrailİran gerginliği üzerinden süreci okur görünse de asıl problemin Fed ve Fed faiz politikası endişeleri olduğunu net olarak görmekteyiz. ABD seçime giderken hem siyasi dengeler, hem düşmeyen enflasyon hem küresel riskler hem piyasa kırılganlıkları Fed’i gerçekten çok zorluyor ve Fed bu kadar bilinmezi nasıl doğrusal düzlemde dengede tutacak açıkçası bizde merak ediyoruz.

Bu arada fiyatlamalar uyardığımız noktada gelişiyor. ABD tahvil faizlerinde yükseliş devam ederken 2 yıllıklar tekrar yüzde 5’lere, 10 yıllıklar ise 4.70’lere dayanmış durumda. Yani tahvil rallisi geçici kaldı ve piyasa nakitte kalmakta ısrar ediyor. Dolar endeksi kritik 104-105’leri geçerek 106’lara gelmiş durumda. Bu euro, yen ve gelişen ülkeler adına yakından takip edilmesi gereken bir fiyatlama.

Nitekim Dolar-Yen paritesi 158’lere ulaşarak son 30-40 yılın en yükseğine ulaşmış durumda. Piyasalar Japonya Merkez Bankası ve otoritelerden Yen’i destekleyici daha net kararlar bekliyor artık sözlü yönlendirme yetmiyor. Yen’de bu süreç devam ettikçe Çin para birimi Yuan’ın da Çin merkez bankasının kuru sabitleme çabalarına rağmen bir yandan aşırı genişlemeci politikalar uygulaması sebebiyle sert bir değer kaybına uğrama riskini artırıyor.

ABD borsaları düzeltme sürecinde. SPX uyardığımız gibi tepelerden düşüşe geçmiş durumda ve 5300’lerden çok kısa bir sürede çok kritik 4800- 5000 desteğini test etmeye başlamış görünüyor. Güvenli liman altın rekorlar kırmaya devam ederek beklediğimiz 2500’lere çok hızlı gelirken, uzun süredir sessiz olan gümüş anlamlı bir tepki vererek 28-30’ları test etmeye başladı.

Yani piyasalar tam beklediğimiz dönemde uyarı sinyallerini vermiş durumda. Bu fiyatlama refleksleri ve Fed’e dair beklentiler piyasa tarafında netleşmedikçe oldukça temkinli olunması gereken bir dönemde olduğumuzu tekrar hatırlatmak gerekiyor.

Bu konuda en yetkili isimler Fed ve Fed Başkanı Powell doğal olarak. En son açıklamalarında Powell net olarak şahin konuşmalar yaptı ve faiz indirim beklentilerini törpüledi. Zaten yukarda bahsettiğimiz piyasa fiyatlamalarının bir tık daha agresifleşmesi tam bu noktada geldi.

Sizlerle daha önce de paylaştığımız gibi Fed 1970-1980’lerde enflasyon tarafında yaşanan şok ortamını ve Paul Volcker tarzı bir kriz süreci yaşamak istemiyor. Bu da bize faiz indirim sürecinin Haziran’dan Temmuz hatta Eylül ve sonrasına sarkabileceği anlamına geliyor. Piyasalarda yaşanan fiyatlamalar da tam olarak bu yönde. Bu noktadan sonra her ay hatta her hafta kendi içinde önemli olacaktır. En az 3 faiz indireceği kesin görülen Fed’den iki belki bir faiz indirebilecek bir Fed ihtimaline geçiş yaşanıyor. Hatta bazı kurumlarca faizlerin sembolik indirimler dışında sabit kalıp enflasyon kalıcı düşmedikçe Fed’in daha da şahin olabileceği senaryoları da masaya gelmiş durumda.

Tam bu noktada sizlerle arada paylaştığımız en önemli risk başlıklarından olan ABD’nin borçluluğu üzerine önemli bir çalışma dikkatimizi çekti.

ABD’de Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) son tahminlerinde, ABD federal hükümet borcunun geçen yıl GSYH’nin yüzde 97’sinden 2034’e kadar yüzde 116’ya, yani İkinci Dünya Savaşı’ndan bile daha yüksek bir seviyeye ulaşma yolunda olduğu konusunda uyardı.

Ancak gerçek tablonun çok daha vahim olabileceğinden endişe ediliyor. Vergi gelirlerinden savunma harcamaları ve faiz oranlarına kadar bu yılın başında açıklanan CBO tahminleri olumlu varsayımlarla destekleniyor. Ancak piyasanın faiz oranlarına ilişkin mevcut görüşü eklendiğinde borç/GSYH oranı 2034’te yüzde 123’e yükseliyor. Yani yapılan simülasyonlara göre ABD’nin borcu sürdürülemez yolda ilerliyor… Küresel finans sistemi hem artan küresel borçlar hem de ABD borçluluğu özelinde eninde sonunda ciddi bir krizle karşılaşma riskini korumaya devam edecek. Bu bankacılık sistemini etkileyecek en çok da global tahvil sistemi üzerinden finansal sistemin sorgusu anlamına gelebilecek. Altının uzun vadeli yükselişinin bu noktada anlam kazandığını da unutmamak gerekiyor. Bu süreci de tüm dinamikleri ile takip etmek gerekiyor.

Son olarak piyasanın Fed ile beklentilerine bakalım. Fed swap fiyatlamalarında kesin bir faiz indirimi beklentisi Haziran ayından Eylül ayına geçti. Swap fiyatlamalarına göre Haziran ayında faiz indirimi olasılığı yüzde 50’lere düştü.

Fed swap fiyatlamalarında bu yıl için politika faizinde indirim beklentisi 60 baz puan oldu. Daha önce piyasa çeyrek puanlık üç faiz indirimi öngörürken, mevcut durumda 2024 yılına ilişkin politika faizinde indirim beklentisi gerilemiş oldu. Böylelikle piyasa aktörleri artık bu sene için iki faiz indirimi bekliyor. Ağırlıklı senaryoda ilk faiz indiriminin de Eylül ayında gelmesi bekleniyor. Bunlar daha değişebilir ama görünen net bir gerçek; önde jeopolitik riskler konuşulsa da arka planda piyasanın asıl konsantre olduğu konu Fed’in ne zaman ve ne kadar faiz indireceği hatta indirebileceği konusunda yoğunlaşmakta.

Jeopolitik riskler daha da artar ve tansiyon yükselir bu petrol fiyatları ve emtia fiyatlamalarını daha da etkilerse senaryonun daha negatif hale gelme riskini de göz ardı etmemek gerekiyor.

  • Fed piyasayı ve kırılma-kriz risklerini düşünerek mutlaka bir dengeli ayarlama hatta bir sembolik adım atma potansiyelini masada tutacaktır.

Ama genel küresel iyimserliğin artık çok temkinli kullanılması gereken bir döneme girdiğimizi unutmamamız gerekiyor.