Petrol ambargosu 2.0: Uzak ihtimal
Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (OPEC) 14 Ekim 1960’da Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran ve Venezuela tarafından, o dönemde dünya çapında petrol üretimi ve fiyatlaması üzerinde tekel sahibi olan ve 'Yedi Kız Kardeşler' olarak da bilinen yedi uluslararası petrol şirketinin hâkimiyetini kırmak amacıyla kuruldu. Bu örgütü 9 Ocak 1968’de Kuveyt, Libya ve Suudi Arabistan’ın dâhil olduğu Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü (OAPEC) izledi.
6 Ekim 1973’te Yom Kippur Savaşı’nın ardından OPEC üyesi Arap ülkeleri, Mısır ve Suriye’nin dâhil olduğu Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilinceye kadar petrol üretiminin kısıtlanması ve İsrail müttefiklerine petrol satmama kararı aldı. Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri’nin, ABD’nin İsrail’e desteği nedeniyle petrol ambargosu başlatması, ilk aşamada fiyatların hızla artmasına neden oldu. Ambargo ve ardından gelen üretim kesintileri, kısa sürede İngiltere, Hollanda ve Japonya gibi diğer ülkeleri de kapsadı. Tüm dünyayı saran ve petrol krizine neden olan süreç, petrolün 2,9 dolardan 11,65 dolara fırlamasına ve gelişmiş ülke ekonomilerine darbe anlamına geliyordu. Ayrıca, petrol fiyatlarında yaşanan ani yükseliş diğer enerji fiyatlarını da etkileyerek tüm tüketim malları fiyatlarında daha büyük bir artışa neden oldu. 1973 krizi, ABD ve Batılı ekonomilerin stagflasyon ile tanışmasını sağlarken, durgunluk 70’lerin ikinci yarısına dek sürdü. Ambargo, Mart 1974'te kaldırılsa da petrol fiyatları yüksek kalmaya ve enerji krizinin etkileri on yıl boyunca devam etti. Fiyat kontrolleri ve tüketim kısıtlamalarına ek olarak, yaz saati uygulamasına geçildi.
Batı petrol krizinden ders aldı
Kriz, gelişmiş ülkelerin enerji politikalarını yeniden ele almalarını da sağladı. 1970’lerde enerji ihtiyacının çok büyük bölümünü petrolden karşılayan ülkeler, nükleer, doğalgaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldi.
1973'te ABD enerji tüketiminin yüzde 46’sı petrolden karşılarken, kömür yüzde 22, doğalgaz yüzde 21 ve yenilenebilir enerji yüzde 5’ini karşılıyordu. Günümüze geldiğimizde ise petrolün payı yüzde 36’ya düşerken, doğalgazın (yüzde 33) ve yenilenebilir enerjinin (yüzde 13) payı artış gösterdi.
ABD 1973 ambargosu sonrasında yabancı petrole bağımlılığı azaltmak için iç üretimine de odaklandı. Şu anda dünyanın bir numaralı petrol üreticisi olan ABD, 2020 yılında net petrol ihracatçısı haline geldi, yani ithal ettiğinden daha fazla petrol ihraç etti. Avrupa’daki ülkeler ise üretimlerinde petrol yerine doğalgaza yönelerek ithalatlarını çeşitlendirmeye çalıştı.
Yeni bir ambargo neden mümkün değil?
İsrail’in Gazze’ye kanlı müdahaleleri sonrasında akıllara yeniden OPEC’in İsrail'in müttefiklerine petrol ihracatını kestiği petrol ambargosunu getirse de böylesi bir hareket, şu anda uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Çünkü 1973 ambargosunun yıkıcı gücü o dönemdeki OPEC’in dünya petrol arzındaki hâkimiyetinden ve petrolün küresel enerji piyasasındaki üstünlüğünden kaynaklanıyordu. Bugün gelinen noktada ise her iki durum da değişikliğe uğradı.
Petrol ambargosunu uzak ihtimal yapan ilk neden OPEC’in petrol ihracatında Batı’nın 50 yıl öncesindeki gibi baskın olmaması. Petrol dünyanın baskın enerji kaynağı olmaya devam etse de, OPEC'in önemi ve petrolün küresel enerji karışımındaki payı azaldı. OPEC'in 13 üyesi bugün küresel petrol üretiminin yüzde 36'sını oluşturuyor. Yarım yüzyıl önce Arap ülkeleri tarafından üretilen petrolün ana alıcıları Batı ülkeleri iken, günümüzde Asya, OPEC’in ham petrolünün ana müşterisi durumunda ve grubun toplam ihracatının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturuyor. OPEC ve OPEC+ İsrail'e petrol ambargosu uygulasa bile ABD başta olmak üzere OPEC+ dışı kaynaklar bu boşluğu kolaylıkla doldurabilir.
Petrol üreticisi ülkelerin ambargo seçeneğini tercih etmemesi noktasında, bu ülkelerin Batı ile olan ekonomik ilişkilerinin de rolü var. Birçok OPEC ülkesi ekonomilerini çeşitlendirmek için Batılı yatırımcılar ile işbirliği içerisinde çalışıyor ve karşı bir yaptırım, bu ülkeleri çok zor durumda bırakabilir.
Petrol ambargasunu uzak ihtimal yapan bir diğer neden de küresel ekonominin 1970’lerdeki gibi petrole bağımlı olmaması. Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi, 50 yıl önce dünyanın 1 dolar değerinde GSYİH üretmek için 1 varile yakın petrol kullanırken, bu rakamın günümüzde 0,43 varil olduğunu belirtiyor.