Lojistik 2022’de yüzde 20 büyüyecek

HABER MASASI
Abone Ol

2020’ nin kara bulutlarını üzerinden atmayı başaran lojistik sektörü için 2021, öneminin anlaşıldığı, desteklendiği ve özellikle farkedildiği bir yıl oldu. Sektör temsilcilerine göre 2022 yılında, güzergah sınırlamaları, sürücü vizeleri, gümrük kapılarının performansı gündemi meşgul ederken, sefer sayısında ve ciroda yüzde 20’lık bir artış bekleniyor.

Koronavirüs nedeniyle 2020’de küresel ürün ticareti yüzde 5,4 daralma yaşadı. Yaşanan daralma lojistik sektörünü de olumsuz etkiledi. 2021 yılında normalleşme adımlarıyla birlikte dünya genelinde ticaretin yeniden hareketlenmesiyle lojistik sektörü de ivme kazandı. Pandemiye rağmen üretimini aralıksız sürdüren Türkiye ise lojistikte de önemli bir aktör haline geldi.

Pandemi nedeniyle 2020’nin ilk üç ayında yaşanan kaybı Ekim Kasım Aralık’ta kapatmayı başardıklarını dile getiren Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Fatih Şener, 2021 yılında Batı Avrupa’nın Uzak Asya’dan satın aldığı ürünleri, yakın coğrafyasından temin etme politikasının Türkiye’nin ihracatına pozitif yansıdığını belirtiyor. Dış ticaret verilerine bakıldığında Türkiye ihracat sektörünün, 2021’i yüzde 20’nin üzerinde bir artışla yaklaşık 220 milyar dolarla kapattığına değinen Şener, ihracatın yine bu yılda yüzde 20 artması halinde 250-260 milyar dolara doğru gideceğine dair olumlu beklentiler olduğunu dile getiriyor. Bu noktada artan ihracata karşılık filonun da büyümesi gerektiğine vurgu yapan Şener, 2022 yılında en az yüzde 20’lik bir sefer sayısı ve ciro artışı beklediklerini söylüyor.

Türk lojistik sektörü bölgenin parlayan yıldızı oldu

Sınır kapılarında bekleme konusu olmasa ve hızlı gidip gelebilsek gerçekten filolar ihracata yetmeyecek.

Türk lojistik sektörü, sektörel raporlarda önümüzdeki 10 yıllar içerisinde beklenen büyüme hedeflerini pandemi sürecinde aşmayı başardı. Global lojistik ağında 2020 yılında patlak veren konteyner krizi ve Japon ticaret gemisinin 6 gün boyunca Süveyş Kanalını tıkamasıyla büyük kayıp yaşanan sektörde, Türkiye’nin 58 ülkeye karayoluyla gidilebiliyor olması bu süreçten en az zararla etkilenmesini sağladı. İhracat taşımacılığında denizyolu taşımacılığı yüzde 60’lık payını korurken bu oran karayolu ile birleştiğinde yüzde 90’ı aşıyor. 2020’de artan demiryolu hacmine rağmen demiryolu taşımacılığının toplam ihracattan aldığı pay yüzde 1’de kalıyor. Türkiye’deki lojistik sektörünün en önemli avantajları; AB pazarına olan yakınlığı, iş gücü ve enerjideki rekabet gücü.

Deniz yolu taşımacılığında yaşanan konteyner krizine rağmen TIR’lar konusunda ciddi bir sorun yaşanmadığını dile getiren Şener, “Asya’dan gelen ürünlerde yılın önemli bir kısmında konteyner sorunu yaşandı ve konteyner bulunamadı. Süveyş Kanalı’nda geçici de olsa kapanmalar oldu. Avrupa’daki tedarik ciddi ölçüde aksadı. Tüm bunlara ek olarak otomotiv üretiminde çip sorunu yaşandı. Böyle olunca Türkiye can simidi gibi Avrupa’nın imdadına yetişti. Ticaretimizin yaklaşık yarısını yaptığımız Avrupa’ya karayolu filomuzun gücü sayesinde hızlı ve vaktinde ulaştık” şeklinde konuşuyor.

Yaşanan politik sorunlar nedeniyle Ortadoğu’ya gidemeyen ve beklemede olan TIR’ların, artan talep nedeniyle Avrupa’ya yönlendirildiğini belirten Şener, buna rağmen siparişlere yine de yetişmekte zorlanıldığını ifade ediyor. Şener, “2020’ye göre karayolu çıkışlarına baktığımızda yüzde 20’yi aşan bir artış var. Sınır kapılarında bekleme konusu olmasa ve hızlı gidip gelebilsek gerçekten filolar ihracata yetmeyecek. Araç filosu olarak uluslararası TIR filomuz 63 bin civarında, filo yüzde 5 civarında yatırım yaptı ama sektörün yatırım iştahı çok yüksek” diye belirtiyor.