Kooperatifler güçleniyor

KADRİYE N. TUNÇSİPER
Abone Ol

Verimlilik ve daha büyük çaplı üretim için kurulan kooperatiflerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Son 5 yılda 500’e yakın tarım kooperatifinin kurulmasıyla Türkiye’deki kooperatiflerin sayısı 12 bini aşarken, kooperatif üyelerinin sayısı da 3.8 milyona yaklaştı.

Geçmişte kooperatifin en eski kaydı, 14 Mart 1761'de İskoçya’da ortaya çıkarken; 1844’te, İngiltere'nin kuzeyindeki pamuk fabrikalarında çalışan 28 zanaatkârdan oluşan bir grup, bugünkü anlamda ilk modern kooperatifçiliği başlattı.

BM çalışmalarına göre günümüzde sayısı 750 bine ulaşan kooperatifler, tarımda verimlilik ve üretim artışı için başvurulan en önemli birlikler olmayı sürdürüyor. ABD, Fransa, İtalya, İngiltere ve Japonya dünyada en fazla kooperatife sahip ülkeler olurken, Japonya’daki kooperatifler oldukça güçlü finansal yapıları ile dikkat çekiyor. Hollanda, Fransa ve Yeni Zelanda’da kooperatif ekonomisi ise ülkelerin gayrisafi milli hasılasının yüzde 20’sine ulaşıyor.

Dünya Kooperatif Birliği’ne göre kooperatifler, dünya çapında 280 milyon kişiye, başka bir deyişle dünya çalışan nüfusunun yüzde 10’una çalışma fırsatı sağlayarak sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve istihdama katkıda bulunurken; dünya çapında en büyük 300 kooperatif 2.1 milyar dolar ciro elde ediyor.

2022 en fazla kooperatif kurulan yıl oldu

Ülkemizde 1863’te kurulan Memleket Sandıkları ile başlayan ve cumhuriyetin ilanı sonrasında yasal zemine oturtulan kooperatifler, 90’lı yıllarda güç kaybetse de son beş yıllık dönemde yeniden önem kazanmaya başladı. 2018 itibarıyla ilk kez açılan kooperatif sayısı da kapanan ve tasfiye sürecine giren kooperatif sayısını geçti.

Tarım arazilerinin dağınık ve küçük olması, girdi maliyetlerinde artış, iklim şartlarındaki belirsizliklerin yanı sıra hükümetin etkili teşvikleri ile Türkiye’de de çiftçiler kooperatifleşmenin önemini yeniden keşfetti. 213 yeni tarımsal kalkınma kooperatifinin kurulduğu 2022 en fazla kooperatif kurulan yıl olarak kayıtlara geçerken, halen toplamda 12.828 adet tarımsal amaçlı kooperatif ve bunlara ortak 3.725.286 çiftçi bulunuyor.

Birlikten kuvvet doğar

Doç. Dr. Abdurrahman Kara.

Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Kara tarım sektörünün ülke ekonomilerine olan katkılarının gerçekleşebilmesi için tarımsal üretimin hem miktar hem de kalitesinin artırılması ve tarım ile uğraşanların yaşam düzeylerinin yükseltilebilmesi gerektiğini belirterek; tarım işletmelerini birer profesyonel işletme hüviyetine kavuşturacak önlemler alınması ve üreticilerin örgütlenmesi gerektiğini söylüyor.

“Türkiye'de tarım işletmelerinin yaklaşık yüzde 80’i 100 dekar veya daha az işletme arazisine sahip küçük işletmeler. Tarım işletmelerinin büyük çoğunluğunun küçük işletme statüsünde olması bir tarafa, bu işletmeler aynı zamanda dağınık ve birbirinden habersiz üretim gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu işletmelerin alıcı ve satıcılar karşısında pazarlık güçleri bulunmuyor” şeklinde konuşan Kara, tarımın artan öneminin de etkisi ile üreticilerin ekonomik ve mesleki çıkarlarını koruyacak tarım politikaları oluşturmaları için örgütlenmeleri gerektiğini belirtiyor.

Devlet teşvikleri katkı sağladı

Türkiye’de tarım kooperatifleri yasal olarak Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde üretim ve istihdama katkı amacıyla destekleniyor. Örneğin, ortakların çoğunluğu kadınlardan oluşan ve kadın emeğinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan kooperatiflerden tescil ve ilana tabi işlemler ile yıllık idat ücretleri alınmıyor.

Kooperatifleşme kültürünün oluşması açısından devlet tarafından verilen desteklerin önemli olduğunu, ancak kooperatiflerin, herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan piyasada tutunup özel sektör karşısında başarılı olması gerektiğini söyleyen Kara’ya göre çok sayıda cılız, desteğe muhtaç kooperatifler yerine güçlü ve rakiplerine karşı daha iyi koşullar ortaya koyabilen kooperatiflere ihtiyaç bulunuyor. Kooperatiflerin büyüklüğü ve iş yapabilme gücünün ortak sayısı ile ilgili olduğunun altını çizen Kara, Türkiye’nin kooperatif sayısı bakımından dünyada önde gelen ülkelerden birisi olduğunu hatırlatıyor.

“Kooperatifçilikte başarılı olan ülkelerin çoğundan fazla kooperatifimiz var. Neredeyse dünyadaki her 10 kooperatiften 1’i Türkiye’de bulunuyor. Lakin ortak sayısı bakımından durum tam tersi. Şöyle ki, dünyada bir milyarı aşan kooperatif ortağı varken, bu sayının kabaca yüzde 1’i Türkiye’de bulunuyor. Ortak sayısı bakımından Türkiye’de kooperatifler dünya geneline kıyasla yaklaşık 10 kat daha küçük” şeklinde konuşan Kara’ya göre Türkiye’de kooperatiflerin sorunlarının başında kurumsal ve profesyonel yönetim zafiyetleri geliyor.

Çok başlılık engellenmeli

Kooperatifleşme kültürünün oluşması açısından devlet tarafından verilen destekler önemli, ancak kooperatiflerin, herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan piyasada tutunup özel sektör karşısında başarılı olması gerekiyor.

Günümüzde kooperatiflerin yaşadığı sorunlardan bir diğerinin, işletmelerin küçük ve yeterli sermayeye sahip olmaması dolayısıyla kooperatiflerin ortaklık paylarının düşük olmasını gösteren Kara, kooperatiflerde finansman sağlama konusundaki bilgi eksikliği ile yatırım projesi geliştirme kapasitesinin yetersiz olmasının, kooperatiflerin avantajlı yatırım desteklerinden yararlanamamalarına yol açtığını belirtiyor.

“Tarım sektöründe en yaygın kooperatifler olan tarımsal kalkınma kooperatifleri (yüzde 63) küçük ve ekonomik bakımdan güçsüz kooperatifler olup, bu kooperatiflerde genellikle yönetimle ilgili sorunlar da yaşanıyor. Hâlbuki aynı bakanlığa bağlı tarım kredi kooperatifleri ile Ticaret Bakanlığına bağlı tarım satış kooperatifleri, sayıca az olsalar da onlarca şirkete sahip ekonomik olarak çok güçlü örgütler. Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin başarılı olabilmesi için tarım kredi ve tarım satış kooperatiflerine sağlanan imkân ve ayrıcalıkların tanınması, özerklik ve bağımsızlık ilkesi de gözetilerek benzer idari ve ekonomik yapıya kavuşturulması gerekiyor” şeklinde konuşan Kara, özerklik ve bağımsızlık ilkesinin tam olarak uygulanabilmesi için kooperatiflerin bir devlet kuruluşu olarak görülmemesi, devletin sadece kooperatiflerin kuruluş ve işleyişleri ile ilgili koşulları sağlaması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’de kooperatiflerin üç ayrı bakanlığın (Tarım ve Orman, Çevre ve Şehircilik, Ticaret) yetki alanı içerisinde yer aldığını ve bu durumun Türkiye’de kooperatiflerle ilgili sağlıklı verilerin elde edilememesine sebep olduğunu aktaran Kara, kooperatiflerle ilgili sağlıklı verilere ulaşılabilmesi için bunların tek elden ve Türkiye’nin yegâne istatistik kurumu olan TÜİK tarafından tutulması gerektiğini de sözlerine ekliyor.