İtalya’da ‘sarı-kırmızı’ yeni dönem
İtalya, kurulması bile neredeyse üç ay süren bir önceki hükümetin istifasıyla yeni bir siyasi krize girmişti. Kriz, Demokrat Parti, Özgürler ve Eşitler Partisi ile popülist 5 yıldız hareketi arasında kurulan koalisyon hükümeti ile şimdilik aşıldı. Yeni hükümet, koalisyondaki partilerin renklerinden ötürü ‘sarı-kırmızı’ sıfatıyla anılıyor. ‘Sarı-kırmızı Koalisyon’un, genel itibariyle Brüksel’e karşı daha uzlaşmacı bir istikamette hareket etmesi bekleniyor.
İtalya’da Lig Partisi lideri Matteo Salvini’nin erken seçim talep ederek 5 Yıldız Hareketi ile koalisyonu fiili olarak sona erdirmesinin ardından Başbakan Giuseppe Conte 20 Ağustos’ta istifa etmişti. Ancak Salvini’nin erken seçim çağrısına karşı, eski ortağı 5 Yıldız Hareketi ile muhalefetteki Demokratik Parti ve sol görüşlü Özgürler ve Eşitler Partisi (LEU) işbirliğine giderek koalisyon anlaşmasına vardı. Hükümeti yeniden kurmakla görevlendirilen Giuseppe Conte, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya popülist 5 Yıldız Hareketi ve merkez sol Demokratik Parti (PD) Özgürler ve Eşitler Partisi’nden (LEU) oluşan yeni koalisyon hükümetinin kabine listesini sundu.
Yeni kabinede, bir önceki hükümette de başbakan olarak görev yapan bağımsız Giuseppe Conte yeniden bu görevi üstelenecek. 5 Yıldız Hareketi’nin lideri Luigi di Maio dışişleri bakanı, eski Milano valisi Luciana Lamorgese içişleri bakanı olarak görev yapacak. Avrupa Parlamentosu üyesi sosyal demokrat partili Roberto Gualtieri ise ekonomi bakanı olacak. PD Genel Başkan Yardımcısı Lorenzo Guerini Savunma Bakanlığı görevini yürütecek.
- İtalya'nın 2019 yılında şimdiye kadar ki bütçe açığı: %2.5
Salvını ve taraftarlar kaygılı
İtalya’da yeni koalisyon hükümeti güven oylaması aradığı sırada, meclis içinde ve dışında da protestolar vardı. Lig’in sağ görüşlü lideri, eski hükümetin İçişleri Bakanı Matteo Salvini ile bir diğer aşırı sağcı ‘İtalya’nın Kardeşleri’ partisi liderliğinde meclis binası önünde bir protesto gösterisi düzenlendi. Kimi görüşlere göre, Salvini’nin, hem kendisini destekleyen organizasyonun gücü (kuzeyde iyi köklü, çok verimli bir sosyal medya operasyonu yürütme) hem de yakın gelecekte kampanyasına katabilecekleri konularında birçok kartı var.
Financial Times’a göre de Salvini muhalefetteyken de ciddi bir güç olmayı sürdürüyor. “Brüksel, iltica ve bütçe açığı konularında Roma hükümetine yardımcı olmazsa, Lig Partisi yakın zamanda iktidara dönecektir” diyen gazetede konuyla ilgili diğer yazılanlar ise şöyle: “AB şu anda İtalyanların, kökleri derine uzanan ve çoğunu Salvini taraftarı yapan kaygılarına kulak verme fırsatına sahip. AB, bütçe açığı konusunda biraz daha esnek davranmalı ve ardından mali politika konusundaki kuralları gözden geçirmeli ki, ekonomik daralma döneminde daha fazla kamu yatırımı yapılabilsin ve tasarruf baskısı azalsın. Bunun ötesinde AB’nin, güneydeki üyeleri üzerindeki yükü alacak ve açık denizde sığınmacıların kurtarılmasını düzenleyecek bir iltica sistemine gereksinimi var. Aksi takdirde Salvini’nin iktidara dönüşü sadece an meselesi.”
- İtalya'da kamu borcunun GSYİH'a oranı: %132
- AB kurallarına göre üye ülkelerin kamu borcu/GSYİH oranı limiti: %60
Mülteci meselesi ve AB bütçe krizi
Bir diğer görüşe göre ise umulan o ki Conte bu sayede İtalya’nın Avrupa Birliği’ndeki eğilimlerini iyileştirmesine, Avrupa liderleri masasına geri dönmesine yardım etme fırsatı bulacak. Zaten kendisi de şahsını bu yeni durumu avantaja dönüştürerek, olumlu bir reform gündemine sahip olacak bir hükümet oluşturabilecek türden bir devlet adamı olarak sunuyor.
İkinci Conte hükümetini bekleyen ilk zorluklardan biri göçmen politikası. Avrupa Birliği Roma’dan göçmen politikasını yumuşatmasını isterken Conte, bu yönde açıklamalar yaptı: “Ülkeyi kuşatan Brüksel ile olan gerginlikler, göç konusundaki memnuniyetsizlik, işsizlik ve borç krizlerini sona erdirmek için çalışılacak.” Conte, “yeni bir hümanizm zamanı” diyerek mülteci politikalarında değişimin sinyallerini veriyor.
Conte’nin ayrıca bütçe hedeflerine ulaşmakta büyük sıkıntılar çeken ülkede yeni adımlar atması bekleniyor. Mülteci krizinden dolayı sıkı sık AB ülkeleri ile karşı karşıya gelen İtalya’nın senenin başında AB ile yaşadığı bütçe krizi de ülkenin siyasi kaosta etkisi olan faktörlerden biri. 2008 ekonomik krizinden Yunanistan’dan sonra en fazla etkilenen ülkelerden biri olan İtalya’nın bütçesi, AB’nin ekonomik krize bir çözüm bulmak amacıyla üye ülkelerin bütçelerinin onaylanması gerekliliğini getirmesinin akabinde AB tarafından onaylanmayarak AB tarihinde bir ilke imza atılmış oldu. Şimdi koalisyon için en acil dosya, Brüksel’le ilişkilerin kilit bir sınavı olacak yaklaşmakta olan 2020 bütçesi. Conte, AB’nin Avrupa ülkelerindeki bütçe açığını sınırlandıran İstikrar ve Büyüme Paktı’nın “iyileştirilmesi” ve sadeleştirilmesi çağrısında bulunuyor.
Krizin bu kadar büyümesindeki temel faktörlerden biri de ülkedeki popülist parti ortaklı iktidarın AB ve euro karşıtlığıydı. Salvini liderliğindeki Lig Partisi Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 34,3’lük oy oranı ile ülke tarihinde ilk defa birinci parti olarak çıktı. İtalya’da Lig Partisi elde ettiği başarıyla ülkede sağın en büyük temsilcisi olduğunu gösterdi. Lig partisi, 2014’teki AP seçimlerinde yüzde 6,2 olan oy oranını bu seçimlerde yüzde 34,3’e kadar çıkardı.
Özetle, görünen o ki hükümetin İtalya’da ağır ekonomik krizi yumuşatması, demokrasiyi yenilemesi, böylece vatandaşın siyasete güvenini yeniden inşa etmesi ve İtalya’nın dışardaki saygınlığını yeniden kazanmasını sağlaması lazım. Bu durumda Conte ve yeni ekibi, Lig partisini devre dışı bırakıp, ülkenin acilen ihtiyacı olan tedavileri uygulayabilecek durumda mı sorusunun cevabını önümüzdeki dönem gösterecek.