İnşaat sektörü düştüğü yerden kalkar mı?

HABER MASASI
Abone Ol

Türkiye ekonomisinin en önemli dinamiğini oluşturan inşaat sektöründe bir umut arayışı var. Yüzlerce kalem malın üretimi, ticareti ve pazarlanmasın sağlayan sektördeki yukarı yönlü ivmelenme, son yılların kayıplarını telafi imkânı verebilir. 2017 öncesi hareketliliği yakalamak isteyen sektör; eleman ve finansmana erişim sıkıntısına rağmen büyümesini sürdürüyor.

Deprem bölgesinin yeniden inşası, yerel seçimler öncesi artan faaliyetler ve kentsel dönüşümün etkisiyle birlikte sektör bu yılın ilk çeyreğini yüzde 11 büyüdü. Genel ekonominin üzerinde bir performansla 2024’e başlayan sektörün üst üste 6 çeyrektir yakaladığı ivmeyi dikkat çekici. İlk çeyrek rakamı, 2017 yılı üçüncü çeyrekten sonraki en hızlı çeyrek büyümesi olarak kayıtlara geçti. Bu çıkıştaki en yüksek pay; 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin sarstığı 11 ildeki yoğun inşaat faaliyetlerine ait elbette.

Deprem ülkesi olan Türkiye’nin güvenilir konut inşa etme mecburiyeti var. Yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide hayatta kalma şansını artırmak için depreme dayanıklı evler yapma konusundaki bilinci artırmak şart. Riski azaltmanın tek yolu budur. Huzur içinde bir yaşam sürdürmek; sağlam zemin ve sağlam yapı ile inşa edilen konutlarla mümkün. Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşattığı sarsıntıyı ve acılara unutmamalıyız hiçbir zaman. Bunun için vatandaş, özel sektör ve belediyeler ile TOKİ ve Emlak Kontu gibi güçlü kamu idarelerinin kentsel dönüşüm için el ele vermesi lazım. Rant kaygısını bir kenara bırakıp güvenilir konut inşa etme konusunda elimizi çabuk tutmalıyız.

Haksızlık etmemek lazım. İnşaat sektöründe bu kaygının getirdiği bir hareketlilik var. Ancak tatmin edici olmaktan uzak. İlk çeyrekte yakalanan yüzde 11’lik büyümenin sürmesi lazım. Ham deprem riskine karşı hem de talebi karşılamak için Türk inşaat sektörü, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla büyümesinin üzerinde bir performans göstermek zorunda. Türkiye’nin yıllık en az 750 bin konut üretimine ihtiyacı var. Bunu sağlamadığımız müddetçe vatandaşın konuta erişimini sağlamak imkânsız. Hal böyle olunca ev fiyatları da ev kiralar da el yakmaya devam eder. Son iki yılda kamuoyunun sıkça tartıştığı bu sıkıntının temelinde yeterli konut üretiminin olmaması var.

Muhalefetin iktidarı eleştirmek için dilinden düşürmediği “Beton ekonomisi” eleştirisi aslında bu ülkenin bir gerçeği. Genç ve dinamik bir nüfus sahip olan Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sağlam yapı stok ihtiyacını gözardı eden bu yaklaşım; iktisadi ve beşeri temelden yoksun bir tutumdur. Toplumsal refahın artırılmasına katkı sağlayan temel dinamiklerin başında barınma ihtiyacı gelir. Bu her vatandaş açısından karşılanması gereken öncelikli bir gereksinimdir. Pandemi ile başlayan, Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden ve geçen yıl yaşadığımız asrın felaketiyle zirve yapan inşaat sektöründeki sıkıntıyı aşma mecburiyetindeyiz. Sektörü düştüğü yerden kalkar mı? Tünelin ucunda bir ışık var. Bu yılın ilk çeyreğinde güçlü bir şekilde devam eden konut üretimi, depremin vurduğu 11 ilde yoğunlaşsa da ekonomik büyümeyi güçlü şekilde destekliyor. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin geçen ay duyurduğu sektör raporu konumuza ışık tutuyor. 2024 yılının ilk yarısının değerlendirildiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin şu 4 tespit dikkat çekici:

İnşaat sektörü ilk çeyrekte büyümeye devam etti: 2024’ün ilk çeyreğinde; zincirlenmiş hacim endeksine göre gayrisafi sabit sermaye oluşumu içerisinde inşaat sektörü yatırımların payı yüzde 9,6’ya yükseldi. Sektörünün istihdamdaki payı ise yüzde 6,6 oldu.

İşçilik maliyeti ve kalifiye eleman sorunu sürüyor: Sektörün yılın ilk yarısında karşılaştığı en önemli zorluklardan biri, yükselen inşaat maliyetleri içinde en hızlı artışın yaşandığı işçilik maliyetleri ve buna paralel yaşanan kalifiye eleman sıkıntısı.

Sıkı para politikası nedeniyle konut satışı durağan: Kan kaybının sürdüğü ilk el konut satışları Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 artışla 173 bin 324 adette kaldı. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67,9’a çıktı.

Yabancıya satışında sert bir düşüş var: Yabancılara yapılan konut satışlarındaki düşüş devam etti. Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yabancıya yapılan konut satışı yüzde 45,7 azalarak 10 bin 461 olarak gerçekleşti.