İki devin dijital istihbarat savaşı
Global liderlik için pek çok alanda sık sık karşı karşıya gelen ABD ve Çin, istihbarat ve özellikle dijital istihbarat konusunda da büyük bir çekişme içinde. Son yıllarda bu alanda ciddi teknoloji yatırımları yapan Çin’ın ‘sahadakı’ dijital istihbarat gücü de, her geçen gün artıyor. Buna göre, Çin’e hizmet eden en az 25 bin dijital casusun Amerikan topraklarında ikamet ettiği iddia ediliyor. ABD’li üst düzey istihbarat yetkilileri son olarak, Çinli teknoloji şirketlerinin de Çin istihbaratına veri temini ve analizinde ‘yardımcı olduklarını’ ileri sürdü.
ABD ve Çin, ticaret savaşlarının arka planında yürüttükleri istihbarat mücadelesiyle, ‘soğuk savaşın’ ikinci perdesini dijital boyutta icra ediyorlar. ABD’nin, teknoloji casusluğuyla suçladığı Çin’in dijital istihbarat faaliyetlerine yoğunlaşması, son dönemde özellikle dikkat çekiyor. ABD ve Avrupa ülkelerinden Kanada ve Hindistan’a kadar birçok ülkede başta teknoloji casusluğu olmak üzere geniş bir yelpazede agresif espiyonaj faaliyetiyle suçlanan Çin, özellikle son yıllarda ülke içinde kullandığı istihbarat ve izleme teknolojileriyle de dünya kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Çin, ülke içinde kurduğu yüz tanıma destekli kamera ağı, çevrimiçi ödeme metotları, sıkı internet denetimleri ve bu alanlardaki kişisel verilerin toplanmasıyla tüm ülkede hayata geçirmeyi planladığı ‘sosyal puanlama sistemi’ gibi uygulamalarka George Orwell’ın romanındaki ‘Büyük Birader’ benzeri bir senaryoyu gerçeğe taşıyor. Ülke, diğer yandan poster, karikatür, animasyon, kamu spotu gibi medya unsurları ve para ödülleri gibi yöntemlerle ülke kamuoyuna ‘karşı istihbarat bilinci’ adı altında yoğun bir propaganda faaliyeti yürütüyor.
Teknoloji devleri Çin'e casuslukta avantaj sağlıyor
Öte yandan, Foreign Policy dergisinde, ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Karşı İstihbarat Şubesi Başkanı William Evanina dahil üst düzey istihbaratçıların görüşlerine yer verildiği ‘Teknoloji Devleri Çin’e Casuslukta Hayati Avantaj Sağlıyor’ başlıklı bir makale yayınlandı.
Makalede özel Çin şirketlerinin, Çin’in istihbarat servisleri için çalınmış veriyi işlemeye yardım ettiği, ellerindeki veriyi de Çin’in güvenlik ve istihbarat teşkilatlarıyla paylaştıkları ileri sürüldü.
Evanina’nin konuya ilişkin “Çin teknoloji şirketleri Pekin yönetimine, herhangi bir şekilde elde ettikleri veya çalıntı verinin işlenmesinde, Çin istihbarat servisleri için yararlı hale getirilmesinde kilit rol oynuyor. İşlenen bu veriler Çin’e, yabancı hükümetlerde ve dünyanın dört bir yanında özel sektörde çalışan kişileri hedef almak için nokta atışı bilgi derleyerek büyük fırsat tanıyor” ifadesine yer verilen makalede, diğer ABD’li yetkililerin de benzer iddiaları sıralanıyor.
Eski bir üst düzey CIA yetkilisinin “Çin’in istihbarat servisleri ile Çin şirketlerinin daha fazla kucaklaştığını, 2017’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in artan otoriterliği altında Pekin yönetiminin Çin işletmelerini, Çin istihbarat ve güvenlik teşkilatlarıyla çalışmaya ve veri paylaşmaya zorlayan yeni bir ulusal istihbarat yasası çıkardığını” belirterek, “Bu durum pek çoğumuz için bu günlerde olacakların habercisiydi” dediği belirtildi. Makalede, “Çin’in istihbarat ve güvenlik teşkilatlarının, büyük veri analitiği kabiliyetine sahip Alibaba, Tencent, Bidu gibi özel şirketlere, ABD kurumlarından korsanlıkla çalınan muazzam çapta bilgiyi işleme ve analiz etme emri verildiği, işlendikten sonra verinin derhal Çin kurumlarına geri döndüğü” belirtildi.
Yetkililer bu durumun, örneğin ABD’de Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Çin ordusu hakkında topladığı 10 veya 15 petabaytlık veriyi Google, Amazon veya Microsoft gibi şirketlere birkaç gün içinde analiz ettirmesi anlamına geleceğine, bunun imkansız olduğuna işaret edildi. ABD Ticaret Bakanlığı, eylül ayında “ulusal güvenliği koruma” gerekçesiyle Çinli şirketlere ait sosyal medya uygulamaları TikTok ve WeChat’in yasaklamak için Federal Mahkemeye başvurmuştu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Çin Komünist Partisi’nin ABD’nin ulusal güvenliğini, dış politikasını ve ekonomisini tehdit etmek için bu uygulamaları kullandığı kaydedilmişti. Bu uygulamalara erişimin ortadan kaldırılması ve işlevlerinin önemli ölçüde azaltılmasıyla ABD’deki kullanıcıların korunacağına işaret edilen açıklamada, TikTok ve WeChat’in oluşturduğu tehditlerin aynı olmasa da benzer olduğu aktarılmıştı. Açıklamada, her iki uygulamanın da kullanıcılardan konum, tarama ve arama geçmişleri de dahil olmak üzere veri topladığı belirtilerek, bu şirketlerin Çin Komünist Partisi’nin istihbarat servisleriyle zorunlu iş birliği içinde olduğu ifade edilmişti.
Bakanlığın açıklamasında “Bu durum WeChat ve TikTok kullanımının ulusal güvenliğimiz için kabul edilemez riskler oluşturmasına neden oluyor.” değerlendirmesine yer verilmişti.
ABD Federal İletişim Komisyonu, temmuz ayında da Çin’in teknoloji devi şirketleri Huawei ve ZTE’nin ulusal güvenliğe tehdit olarak belirlendiğini açıklamıştı.
ABD, Çin’in teknoloji şirketi Huawei’yi, ulusal güvenliğe aykırı faaliyetlerde bulunma riski oluşturduğu gerekçesiyle teknoloji ihracatına kısıtlama getirdiği kişi, şirket, devlet ve diğer tüzel kişilikleri içeren Varlık Listesi’ne 2019’da almıştı.
Muhalif iş insanının iddiası
ABD’nin Pekin’e yönelik suçlamalarına karşın bu ülkede kaç Çinli istihbarat ajanı bulunduğu bilinmiyor. Ancak Çin’in hakkında kırmızı bülten çıkarttığı muhalif Çinli iş insanı Guo Vingui’in ABD basınına yansıyan iddialarına göre, yaklaşık 25 bin Çinli istihbarat ajanı, ABD’nin farklı kurumlarında çalışıyor. Teknoloji casusluğu, Çinli ajanların odaklandığı konuların başında geliyor.
Çin’in ABD’ye yönelik istihbarat faaliyetleri hem askeri hem de ticari alanda yoğunlaşıyor. Askeri anlamdaki faaliyetlerin temel hedefleri hem Çin’in askeri modernizasyon sürecini hızlandırmak hem de ABD’nin gelişmiş ordu teknolojilerinin zayıf yönlerini tespit ederek bunlara karşı önlem almak.
Pekin yönetiminin teknoloji casusluğu faaliyeti, Çin’in ABD ile askeri anlamda rekabet edebilecek bir noktaya çıkması için gerekli kilit teknolojileri ele geçirmeyi hedefliyor. Bu nedenle yönetim istihbarat ve haber alma konusunda önceliğini bu alana kaydırmış durumda.
Otel ve rezidans görünümlü dev veri depoları
ABD’nin CIA, Rusya’nın KGB, İngiltere’nin MI6 ve İsrail’in MOSSAD gibi istihbarat teşkilatları olmasına karşın Çin’de bu görevi Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı yürütüyor.
Diğer yandan Pekin yönetimi, Devlet Başkanı Şi Cinping’in talimatıyla 2015’te Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) bünyesinde kurulan ‘Stratejik Destek Gücü’ birimiyle bu alandaki küresel operasyon kabiliyetini giderek artırıyor.
Bünyesinde kaç personel barındırdığı bilinmeyen söz konusu ‘dijital ordu’, ülkenin ‘Siber Çin Seddi’ olarak tanımlanıyor. Bu kurumun, içeriği dijital ve teknolojiyle bağlantılı her konuda yetkisi ve ‘kurumlar üstü’ bir yapısı bulunuyor. PLA Generali Gao Cin’in başında bulunduğu askeri organizasyon, ülkenin uzay ve havacılık projelerinde yetkili durumda bulunuyor.
Beyaz Saray Ticaret ve Üretim Politikaları Ofisi’nin yayınladığı bir raporda, Pekin’in bu alandaki faaliyetlerine ilişkin veriler yer alıyor. Rapora göre, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığının, “ülke içinde 50 binden fazla ve yurt dışında en az 40 bin” istihbarat personeli bulunuyor. “Çin’in fikri mülkiyet, ticari sırlar ve teknolojileri çalmaya yönelik” faaliyetlerine değinilen raporda, Çin’in sadece ticari hırsızlık alanında dünyaya “yıllık 180 ila 540 milyar dolar arasında” bir maliyeti olduğu bilgisi yer alıyor.
Pekin’in, Tiananmen Meydanı’nda bulunan dev bakanlık binasının yanı sıra, ülkenin farklı noktalarındaki otel ve rezidansları dünyanın her yerinden topladığı dijital verileri depolamak üzere kullandığı iddia ediliyor.