Güral: 2022’de 2019’u yakalayıp onun da üzerine çıkacağız
2019 yılında porselen sofra ve mutfak eşyası kategorisinde ihracat lideri olan Güral Porselen, 2020 yılında da liderliğini korudu. 60 ülkeye ihracat yapan şirket, modern üretim teknolojileriyle, sektörde 0,09 dolar olan ortalama ihracat kilogram değerini 2 dolara kadar yükseltti. Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Harika Güral, ihracatta elde ettikleri başarının arkasında yatan en önemli unsurun katma değerli ürünler olduğunun altını çiziyor. Öte yandan pandemi öncesinde online alana yaptıkları yatırımın karşılığını aldıklarını belirten Harika Güral ile yeni dönem planlarını konuştuk...
Porselen sektörü 2021 yılını nasıl kapatıyor? Sektörün ihracatı 2020’ye göre nasıl bir yılı geride bırakıyor?
2020 yılına başlarken umutlarımız çok yüksekti. Çünkü pandeminin ilan edildiği mart ayında bizim satışlarımızın HoReCa grubu satışlarının başlangıç dönemiydi. Firmalar genelde Mart, Nisan, Mayıs’ta ürünlerini alır, Haziran’da da zaten sezon açılmış olurdu. Fakat pandemi ilan edildiğinde bizim elimizde çok yüklü bir HoReC ürünü vardı. Çalışmadığımız yerden geldi. Online satışlar arttı. Elimizde online için ürün yoktu, korkunç büyük bir online talebi oldu. Elimizdeki HoReCa ürünlerini farklı şekilde değerlendirmek zorunda kaldık. Borsa gibi sürekli olarak hangi ülkenin sınırları açık onlara baktık ve ülkelere normalden daha hızlı olarak sevkiyatlar yaptık.
2020 yılı hepimiz için çok değişikti. 2021’e doğru yaz ayları içerisinde bir düzelme oldu. 2021’in ilk dönemi biraz daha karmaşıktı ama yaz ayları turizmin açılmasıyla beraber HoReCa sektörü biraz daha rahatladı.
İhracata döndüğümüzde şuan mevcut konjonktürde oluşan pek çok kriz var. Özellikle bir konteyner krizi var. Uzakdoğu’dan gelen Çin, Malezya hepsini bir bütüne olarak alırsak buradan gelen ürünlerde bir azalma var. Sadece Türkiye’ye değil, Avrupa’ya da. Dolayısıyla Avrupa’daki satın almacılar yüzlerini daha çok Türkiye’ye çevirdiler. Bizim Avrupa ihracatımız daha çok HoReCa sektöründe olmasına karşın özellikle bu sene ev sektöründe de bir artış var. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da online pazarın genişlemesi. Güral Porselen olarak 2022 yılında ve devamında Avrupa’daki genişlememizi sadece HoReCa ile değil aynı zamanda ev sektörüyle de yapacağız. Bunda da setlerle ilerleyeceğiz. Yarım düzine 6 parça tabak ya da Türkiye’nin pek tercih etmediği daha küçük açılımlar vardır 8 parça, 12 parça, 16 parça gibi bunlarla ilerleyeceğiz. İhracatta bundan sonraki senelerde daha iyi performans sergileyeceğimizi düşünüyorum.
Bu kalıcı hale gelir mi? Özellikle Avrupa pazarından Türkiye’ye yönelen bu ilgi pandemiye bağlı bir değişim midir? Yoksa önümüzdeki yıllarda da yaşanabilecek bir değişimin sinyali gibi görüyor musunuz? Planlamalarınızı buna göre yapıyor musunuz?
Yapısal reformlar gerçekleştirilirse ve ülke olarak doğru stratejilerle ilerlersek neden olmasın. Ülkemizin ihracatı 84 milyon dolar iken pandemiyle beraber bu 60 milyon dolara kadar düştü. Pandeminin pik yaptığı zamanda pazar küçülmesi yüzde 48 iken şu an yüzde 30’larda bir gelişme var. Dünyaya baktığımızda 2019 yılında toplam ithalat 8 milyar dolar civarındayken, 2020’de 6.9 milyar dolara düşmüştü. Dünya demek ki 8 milyar dolara kadar çıkabiliyor. Hatta online pazarla beraber belki de 9-10 milyar dolarlara kadar çıkabilir. Eğer Türkiye daha önce 84 milyon dolar seviyelerinde bir ihracat yaptıysa bu 90-100 belki 200-300 milyon dolara neden çıkmasın. Rakamlar büyük ve baktığınızda Türkiye sadece jeopolitik konum olarak Avrupa’ya yakın değil. Türkiye’de üretim yapmak için her türlü done elimizde mevcut. Bunun için farklı ticaret anlaşmalarıyla eğer devletimiz de bize destek verirse ya da navlun giderlerini azaltmak için değişik çalışmalar yapılırsa daha farklı bir yere gelebileceğimize inanıyorum. Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatın büyük kısmı denizyoluyla. Bu senenin bir önceki ayın sonuna kadar Türkiye’den 1138 tane tır ve kamyon çıkmış, Kapıkule’den Bulgaristan ve Yunanistan üzerine. Acaba bu karayolu ticareti genişletilebilir mi? Acaba komşularımızla karayolu ticareti için farklı anlaşmalar yapılabilir mi? Ro-Ro, demiryolu gibi alternatif taşımacılık devletimizin bize göstereceği yolda daha ilerletilebilir mi? Eğer bunlar olursa ihracat daha da ilerleyecektir ve navlunlar azalacaktır. Şu anda navlun krizi yaşıyoruz ve tabii ki bunlar da etkiliyor.
Güral Porselen olarak nasıl geçirdiniz 2021’i? 2020’de yine ihracat şampiyonu oldunuz. 2021’i nasıl kapatıyorsunuz?
2021’de 2020 için, 2020’de de 2019 yılı için ihracat şampiyonu ödülünü aldık. Bundan dolayı çok mutlu ve gururluyuz. Bu sene için de biz umutluyuz. Bu pandemi süresi içerisinde iyi geçti diyebiliriz. 2022 yılı için planlarımız bu seneden çok daha iyi olması yönünde.
2020’ye göre 2021’i ne kadarlık bir artış ile kapatıyorsunuz?
Daha önceki senelerle karşılaştırdığımızda daha aşağıdayız. 2019 seviyesine henüz hiçbir firma gelemedi. 2022 yılı içerisinde 2019’u yakalayıp onun da üzerine çıkacağımızı düşünüyorum. Özellikle ihracatta katma değeri yüksek olan ürünlerle ihracata devam edersek. Çünkü burada önemli olan Türkiye’nin ihracat rakamlarının artması değil, ihracattaki katma değerin artması.
“Güral Porselen olarak ortalama kg ihracat değerimiz 2 dolar”
Porselen sektöründe kg değeri nedir? Sizin ürünlerinizin kilogram değeri nedir? Katma değerli ürünler geliştiriyor musunuz?
2017 TİM raporuna göre, Türkiye’nin toplam ihracatının kilogram değeri 1.30 dolar civarında iken, 2020 yılında bu rakam 1.09 - 1.10 seviyelerine gerilemiş. Baktığımızda aslında Türkiye’nin kilogram başına elde ettiği katma değer düşmüş. Bizim sektörümüze baktığımızda biz çimento, cam ve seramik sektörü olarak geçiyoruz burada 2019 sonunda rakamlar 0.1 dolar gibi çok düşük bir rakamken daha sonra bu 0.09’a düşmüş. Güral Porselen’e baktığımızda bizim ortalamamız 2 dolar. Sektörün çok üzerinde bir ortalamaya sahibiz. Bunda da 2006 yılında Güral Porselen’in kendi bünyesindeki Ar-Ge’de elde ettiğimiz reçete çalışmaları sayesinde vücuda getirdiğimiz finebone yani krem renkli, şeffaf, ışığı geçirgen Türkiye’deki tabiriyle krem porselen ve 2018 yılında robotik teknolojiyle elde ettiğimiz dijital baskıyı bu krem renkli finebone üzerine uyguladığımızda elde ettiğimiz ürün dijital baskıya ithafen adını koyduğumuz digibone ürünlerimiz. Biz bu iki ürünle ihracat rakamlarımızı hem parça olarak hem de dolar ve euro olarak artırdık. Önümüzdeki dönemde de bunlara yatırım yapmayı düşünüyoruz. Robot teknolojisi ile yuvarlak dışında kare bone yapan ilk Türk firması biziz. İhracatı da bunların üzerine götüreceğiz. Artık Avrupa da Çin’den mal almakta zorluk çekiyor. Avrupa da Türkiye’den daha katma değerli ürünler almak istiyor. Sadece beyaz porselen almak istemiyor. Beyaz porselen yanına krem renkli finebone almak istiyor, dekorlu ürün almak istiyor, küçük setler almak istiyor. Mümkünse bir ülkeden pek çok işini yapıp bitirmek istiyor.
Şöyle bir tablo mu çıkıyor karşımıza; biz pandemide lojistik ve coğrafi konumumuz nedeniyle bir fırsat yakaladık. Bu fırsatın kalıcı hale gelebilmesi için de özellikle porselen sektörü için katma değerli ürün daha fazla mı geliştirmemiz gerekiyor. Buna daha fazla mı yatırım yapmamız gerekiyor?
Her kriz kendi fırsatını yaratır. Eğer biz bu kriz sırasında doğru adımlar atarsak, doğru stratejiler yaparsak ben Türkiye’nin önünün son derece açık olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin gitmesi gereken çok uzun bir yol var. Avrupa’nın bize uygulamak istediği bazı anti-dampingler var mesela yeşil mutabakat. Sadece burada konu ihracatı artırmak değil, nitelikli ihracatı artırmak. Yakın zamanda ABD bizi dijital vergi muafiyeti listesine soktu. Bu çok önemli bir adımdı. Biz Güral olarak şu an Avrupa Yeşil Mutabakatı için hazırlanıyoruz. Enerji, temiz enerji bu konuya yöneliyoruz. Bunun için değişik çalışmalar yapıyoruz mesela sürdürülebilirlik kapsamında değişik çalışmalara imza atıyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu senenin ilk çeyreğinde açacağımız yeni bir yer ve duvar karosu fabrikamız var. Bunun enerjisini kendimiz yeşil enerjiyle en azından bir kısmını buradan elde etmek istiyoruz. Bunu güneş enerjisi dâhil olmak üzere değişik tekniklerle üretmek için şu an konuşmalar devam ediyor. Çünkü teknoloji sürekli değişiyor ve gelişiyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla mı enerjinizi sağlayacaksınız?
Hepsi olmasa da bir kısmını oradan sağlamak istiyoruz. Bunun dışında devam eden üretimlerde mevcut enerjiyi yeniden bünyeye kazandırma çalışmalarımız var. Mesela sera gazı salınımının azaltılması için çalışmalarımız var. Enerji su kullanımı azaltılması için çalışmalarımız var. Geri dönüşüm, bertaraf edilen atık oranının azaltılması için projelerimiz var. Kullanılmış olan çamur yeniden bünyeye geri dönüyor ve biz burada yüzde 18 oranında çamuru geri kazanıyoruz. Bir işletme için yüzde 18 çok büyük bir oran. Porselende 1400 derece sıcaklıkta pişerken biz bunu 1360 seviyesine düşürmeyi hedefliyoruz. Şu an oradayız. 40 derecelik sıcaklık farkı bizim fırınlarımızda çok önemli bir maliyet düşüşü demek. Fakat siz bu sıcaklığı bir anda düşüremiyorsunuz. Bu sıcaklığı düşürdüğünüzde bazı ürünler 8 dakikada çıkarken, bazıları 15 saatte çıkıyor ve zamanı da ayarlamanız gerekiyor. Eğer doğru zamanda çıkmazsa bünyede bazı çatlaklar olabiliyor. Bütün bunları Ar-Ge ve mühendisler bir arada yapıyorlar. Ama sonunda bizim karbondioksit oranımız azalıyor ya da buradan elde ettiğimiz sıcak havayı biz fabrika içerisinde yeniden ısıtım için kullanıyoruz. Ya da enerji su tasarrufuyla yüzde 25 oranında su tasarrufu sağlıyoruz ve bu bünyedeki suyu atık su tesisine vermeden önce ikinci defa kullanıyoruz. Ya da hurdalarımızı geri dönüşüme gönderiyoruz. Güral Porselen bünyesindeki atığın yok edilmesi yüzde 90 oranında.
“2022 yılında da yatırımlara devam edeceğiz”
2022’ye dair planlarınız/hedefleriniz nedir? İhracat artışının devam etmesini bekliyor musunuz? İstihdam tarafında ne kadarlık bir artış ön görüyorsunuz? Ne kadarlık bir yatırım planlıyorsunuz?
2022’nin ilk çeyreğinde Güral 29 Ekim Seramik Fabrikasını hayata geçirmeyi planlıyoruz. Aslında bunu daha önce yapmak istedik fakat çip krizine biz de takıldık. Ne yazık ki dünyadaki çip krizi bizi de etkiledi. Makinelerimiz tamamlandığı zaman ilk çeyrekte bunu meydana getireceğiz ve ilk etapta 11 milyon metrekare gibi bir kapasiteye ulaşacağız. Hedef 35 milyon metrekare. Burada 300’ün üzerinde insan istihdam edeceğiz. Gürallar Grup olarak bizim istihdam ettiğimiz mesai arkadaşı sayımız 4 bin 300 civarında olacak. Bunlar büyük rakamlar.
2022 yılında da yatırımlarımıza devam edeceğiz, yatırım hiçbir zaman için bitmiyor. 2018 öncesinde bizim ihracat oranımız yüzde 45 yüzde 50 seviyelerindeyken, bu dijital baskı tekniği ve finebone ürünlerimizle beraber oran 55-60 seviyelerine çıktı. Hedef 60’ın üzerinde 65 seviyelerinde olmak.
Önemli bir iç pazarımız var bunu da ihmal etmeden katma değeri yüksek ürünlerle ihracata devam etmek istiyoruz. Türkiye’nin genel olarak ana pazarı AB, bizim pazarlarımıza baktığımızda turizm ve ekonomisi güçlü olan ülkeler. Mesela Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan her ne kadar şu anda AB içerisinde olmasa bile İngiltere bizim ana pazarlarımız. Hem HoReCa grubunda hem ev grubunda bunlarla ilerleyeceğimizi düşünüyorum.
“Onlıne tarafta büyümeye devam edeceğiz”
Online satış tarafına ne kadar yoğunlaşıyorsunuz? O tarafta ne kadar artış bekliyorsunuz?
Pandemiden önce biz online tarafa yatırım yaptık. Biz pandemi olacağını öngörmediğimiz gibi satışın bu kadar çok artacağını da öngörmedik. Pandemiyle beraber onlineda çok büyük bir değişim, dönüşüm yaşanmaya başladı. Çünkü bizim tecrübemiz daha çok mağazacılıktaydı. Çok fazla çeyiz paketi satılırdı. 84 parça yemek takımı yanına çatal, bıçak gibi ürünler ya da porselenden oluşan başka setler. Online tarafta ise dünya bambaşka. Daha küçük parçalar, daha fiyata odaklı ürünler, daha sade dekorlar. Online ve offline müşterisi o kadar farklı ki biz de öğreniyoruz. Özellikle Avrupa’ya açılmak istediğimiz için Avrupa’daki tüketici alışkanlıkları Türkiye’dekileri karşılaştırdığımızda çok daha farklı şeyler görüyoruz. Türkler dekorlu ürün severken, Avrupalılar rölyefli seviyorlar. Türkler altın severken Avrupalılar kesinlikle altından hoşlanmıyorlar, boya istiyorlar. Türkler sürekli olarak bir değişim isterken Avrupalılar daha sade ve sabitler. Aynı rölyefin senelerce sattığını görüyoruz. İç piyasada ise sürekli olarak ‘yeni ne var ?’ sorularıyla karşılaşıyoruz.
Tüketici davranışları çok farklı ama biz online tarafta büyümeye devam edeceğiz, piyasa ne istiyorsa. Satışlarımıza baktım 6 ay önceki ürünlerle bugünkü ürünler birbirinden çok farklı. 6 ay önce daha büyük setler satılırken bugün insanlar belki de sosyal medyanın da etkisiyle daha küçük parçalara yöneldiler. Özellikle kahve sunumuyla ilgili çok büyük bir talep var. Online çok farklı bir pazar ve biz burada ilerleyeceğiz ve inanıyorum ki Türk firmalarının çoğu da online pazarların gelişmesiyle Avrupa’da ve Amerika’da daha kuvvetli adımlar atabilecekler. Çünkü bu ürünleri tedarik etmesi için firmaların çok hızlı çalışması gerekiyor ve Türkiye hem jeopolitik konumu sebebiyle hem de çalışkanlığı sebebiyle Avrupa’ya çok hızlı servis verebiliyor. Online tarafta hızlı servis veren kazanıyor.