Güney Çin Denizi’nin fırtınalı suları
Mayıs 2014’te seçim yarışındaki Endonezya Devlet Başkanı Jokowi’nin en önemli vaatleri e-devlet, yolsuzluğa ve uyuşturucuya karşı savaştı. Açıklanmamış listesinde ise Çin ve ABD arasında Güney Çin Denizi’ndeki uzlaşmada rol almak ve bir zamanlar Türkiye’nin yaptığı gibi Müslüman ülkeler arasında bir rol model olma hevesi vardı.
Bugün sokaktaki Endonezyalıların aklı, tıpkı 2014’teki seçim öncesinde olduğu gibi hala karışık. Başkent Jakarta’da yaşayan biri olarak size bir dizi değişiklik gözlemlediğimi söyleyebilirim. Modern toplu ulaşım ağı ve yeni bir metro inşaatı gibi. Geri kalan şeyler ise tıpkı devasa trafik sıkışıklığı gibi aynı.
Ancak Endonezya basit bir ülke değil. Tam 17 bin ada ve 400 volkandan oluşan, doğudan batıya 1888 kilometre, kuzeyden güneye ise 5100 kilometre ile küçük bir evren. Neredeyse 500’den fazla lehçe ülkenin zenginliğini gösteriyor. Ulusal bir motto olan “Farklılıklarda Birlik” (Bhinneka Tunggal IKA) bu konsepti oldukça iyi anlatıyor.
Endonezya, Pasifik tarihinin ortasındaki devasa bir jeopolitik ağa benzer. Yakınından geçen tüm kültürel çeşitliliği yakalamıştır. Gerçek bir küresel ülkedir. Elbette bir dizi sorunla birlikte. Bunlardan biri de yolsuzluk.
Jokowi’nin devlete yaklaşımı basitti: e-devlet ile aracıları ortadan kaldırmak. Temel olarak bilişim teknolojilerini kullanarak hukukun üstünlüğünü sağlamak ve devlet yetkililerinin keyfi davranışlarının önüne geçerek, şeffaflığı artırmak. Nihayetinde bu, kurumların vatandaşlar gözünde meşruiyetini azaltan, yatırımcılar için ekonomik ortamı kötüleştiren kültürel eğilimle savaşmak için atılmış büyük bir adımdı.
Elbette, Endonezya devlet bütçesinde büyük bir delik oluşturan vergi toplama konusunu da unutmamak gerek. Örneğin 2015’te yılında toplanan vergi 51 milyar dolar ile hükümet hedefinin yüzde 53’ü seviyesinde kaldı. Geçmişte rakamlar daha da kötüydü.
Uyuşturucu ile savaş konusu ise Jokowi’nin yabancı uyuşturucu kaçakçılarına idam cezası uygulamaya karar vermesi sonrası diplomatik bir kriz ile gölgelendi. Endonezya’da uyuşturucu bir salgın hastalık ve hükümetin bunu programının en başına koyması da anlaşılabilir. Ancak çözüm için zamana ihtiyaç var ve bu yolsuzlukla mücadeleyle paralel yürütülmesi gereken bir alan.
Endonezya, kendi içindeki yapıyı geliştirme, güçlendirme ve takviye etme konusunda hızlı davranmak zorunda. Çünkü ülke bir yandan yavaşlayan ekonomi diğer yandan cihatçı terörün tehditi altında. Jokowi’nin, Güney Çin Denizi konusunda hızlı ve jeopolitik zorlukların dayatmasıyla nedeniyle iyi bir çözüme de ihtiyacı var. Özellikle BM Lahey Adalet Divanı’nın Çin’in talebine olumsuz yanıt vermesinin ardından. Endonezya, iki demir vazo (Çin ve ABD) arasında daha uzun süre topraktan bir vazo olamaz!
Filipinler ile Çin arasında uzun süredir varolan Spratly adası anlaşmazlığı hakkında Temmuz’un 12’sinde BM tarafından verilen tarihi karar Çin’in aleyhine çıktı. Doğal olarak Çin, BM’nin bu kararını reddetti. Aynı BM Mahkemesi, Tayvan ile olan bir ada problemi hakkında ise sözkonusu yerin sadece bir kayalık olduğuna hükmetti. Peki bu bölgesel güç dengesi sorunu neden bu kadar önemli ve uluslararasi stratejik nitelik taşıyor. Bunun Jakarta’nın geleceği açısından iki temel sebebi var. Birincisi, Güney Çin Denizi, Malacca Boğazı’na uzanan dar bir deniz yolu. Her yıl 5 trilyon dolarlık ürün, bu sulardan gemi yoluyla geçiyor. Çin’in enerji tedariğinin çoğu da aynı yoldan geliyor. Bu durum Çin’in bu hat üzerinde lojistik destek noktaları oluşturma çabasını açıklasa da askeri yığınak ve agresif politik duruşunu açıklamaya yetmiyor.
ABD’nin bir deniz gücü olarak global hegemonyasını sürdürebilmek için, bu rolüne karşı çıkabilecek kimseye izin vermemesi gerekiyor. Dolayısıyla ABD açısından Çin de büyük bir deniz gücü olmamalıdır. Çin, şu an Washington’a askeri olarak karşı koyamayacağı için adım adım ilerliyor. Güney Çin Denizi’ni Ching Quo’nun bakış açısıyla Çin’in arka bahçesi olarak nitelemek mümkün. Amerikan’nın jeo-stratejik bakış açısıyla ise dünya ticaret sisteminin oksijen borusu. Çin bu konuda ABD ve bölgesel müttefiklerini sürekli baskı altında tutma politikası izliyor. Bu uzun vadeli bir politika ve on yıllarca sürebilecek bir sinir harbi.
Bu strateji, ABD donanmasının da SAC ve B52’leri Avusturalya’daki üslere konuşlandırmasına neden oldu. Stratejik rota boyunca yer alan Spratly, Senkaku,, Mischief resifi, Paracel ve diğer tüm adalar, kayalıklar, mercanlar ve sığlıklar önemli olsa da bunlar dan daha önemlisi Natuna adası, Malacca boğazı önendüke Malezya ve Kalimatan arasındaki küçük adacıklar.
Endonezya’nın diğer iki alternatif geçiş olan Lombok ve Sonda boğazını kontrol etmesi de stratejik öneme haiz. Bu da Jakarta hükümetinin Natuna adasına neden bu kadar önem verdiğini gayet iyi açıklıyor.
Temmuz ayında Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Güney Çin Denizi güney sınırındaki adayı ziyaret etti ve Natuna’daki ekonomik gelişme ve savunma sistemlerinin geliştirilmesi konusunda önemli açıklamalar yaptı. Bunlar adanın artık ülkenin savunması için temel nokta haline gelecek. Büyük oyun başladı ve Endonezya bunun tam merkezinde yer alıyor.