Fosil enerji şirketleri yeni enerji çağına nasıl hazırlanıyor?

HABER MASASI
Abone Ol

Dünyada yenilenebilir enerjiye yatırım yapan şirketler petrol, kömür ve doğalgaz firmalarına göre çok daha değerli hale gelmeye başladı. BP ve Shell’ın de aralarında bulunduğu ‘eski tip’ büyük enerji şirketleri, düşen fosil yakıt kârları karşısında yatırımlarını karbon kredisine taşıyor.

Fransa’nın başkenti Paris’te 2016’da imzalanan Paris İklim Anlaşması kapsamındaki hedefler, dünya genelinde gittikçe büyüyen bir karbon dengeleme pazarını harekete geçirdi. Britanyalı enerji şirketi BP ve İngiltere-Hollanda ortaklığındaki petrol ve doğalgaz şirketi Royal Dutch Shell’in de aralarında bulunduğu birçok Avrupalı şirket, petrol fiyatlarının düşmeye başladığı bir zamanda karbon kredisine yapılan yatırımları şirketlerin devamlılığı açısından son derece önemli bir pazar olarak nitelendiriyor.

Britanyalı enerji şirketi BP geçen yıl, orman sahiplerini ağaç dikme yoluyla küresel ısınmaya neden olan karbon emisyonlarını dengelemek isteyen firmalarla buluşturan bir şirket olan FiniteCarbon’a 5 milyon dolarlık bir yatırım yaptı. BP CEO’su Sean Carney, yaptığı açıklamada, şirketin FiniteCarbon’a yaptığı bu yatırımı “Şirket gelirlerinde yüzde 20 ve yüzde 40’lık bir kesintinin ardından önümüzdeki 10 yıl içinde arazi sahipleri için 1 milyar dolar kazanç elde etmeyi bekliyoruz. Ayrıca, geçen sene şirketler ve ülkeler küresel ısınma konusunda yeni vaatlerini belirlerken aceleci davrandılar, bu yüzden şirket olarak öngörülerimiz oldukça ılımlı” sözleriyle değerlendirdi.

Shell bünyesinde faaliyet gösteren Doğa Tabanlı Çözümler Birimi’nin başkanı Duncan van Bergen ise “Dünyada karbonun giderek daha fazla kısıtlandığı bir zamanda, karbon kredilerine yatırım yapmak, zamanla iyi bir ticari yatırım olarak anlam kazanacaktır” diye konuştu. İngiliz Bankası Barclays’a göre karbon emisyonunu dengelemeye yönelik bu tür girişimler, şirketlerin harcama ve eğilimlerine bağlı olarak yılda yaklaşık 12 milyar ton karbon emisyonunu ortadan kaldırabilir.

BP’nin dönüşüm vizyonu

BP-Britanyalı enerji şirketi ve çok uluslu petrol şirketidir.

BP, 2050 yılına kadar enerji piyasalarında yaşanacak olası gelişmeleri değerlendirdiği, ‘Enerji Görünümü 2020’ başlıklı bir rapor yayımladı. Rapora göre, korona virüs salgınının enerji tüketimine etkisinin sanıldığının aksine kalıcı olacağı, fosil yakıt tüketimi azalırken, yenilenebilir enerji payının ise artacağı öngörülüyor.

Küresel enerji piyasalarının önümüzdeki 30 yıl içindeki olası değişiminin değerlendirildiği raporda ‘Hızlı, Sıfır Karbon ve Mevcut Politikalar’ başlıklı üç ana senaryo bulunuyor. Raporda, enerji kullanımından kaynaklanan emisyonlarda kalıcı bir azalma sağlamak için karbon fiyatlandırılmasının artırılması gibi belirleyici politika önlemlerine ihtiyaç olduğu belirtiliyor. BP CEO’su Bernard Looney, “BP Enerji Görünümü, değişen enerji ortamını anlamamızda ve yeni stratejiler geliştirmemizde önemli bir etki sağladı. Bu rapor 2050 yılı hedeflerimize kadar uzanıyor” dedi.

Pandemi petrol çağının sonunu erkene çekti

12 Aralık 2019 tarihinde Çin’de ortaya çıkan korona virüsü, 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından küresel salgın olarak ilan edildi. Salgın, tüm dünyayı eve kapatırken, dünyanın en büyük kirleticilerinin de sonunun geldiğini ortaya koydu. Kovid-19 sürecinde petrol kullanımında yaşanan düşüşün kısa vadeli etkisi havanın temizlenmesi olsa da, uzun vadeli etkisi petrol şirketleri için çok daha yıkıcı bir etkiye neden olması bekleniyor. Shell ve BP gibi petrol devleri, düşen petrol fiyatları karşısında, yatırımlarını karbon kredisine taşıyor.

AB’nin en büyük fosil yakıt üreticisi arama faaliyetlerine son veriyor

2020'nin ilk yarısında fosil yakıt üretiminde yaşanan düşüş: %18.

Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi Danimarka, 2050’ye kadar kuzey Denizi’ndeki enerji arama faaliyetlerini tamamen durdurma kararı aldı. Danimarka hükümetinin 2019 yılında karbon emisyonunu 2030’a kadar yüzde 70 azaltma ve 2050’de iklim nötr olma hedefini açıklamasının ardından, ülkenin petrol ve doğalgaz faaliyetlerinin geleceği tartışmalara yol açmıştı.

İklim Bakanı Dan Jorgensen, yaptığı açıklamada “Fosil çağına artık son noktayı koyuyoruz” dedi. Greenpeace Danimarka’dan Helena Hagel de, Danimarka’nın iklime zarar veren fosil yakıta bağımlılığı bitirme konusunda diğer ülkelere örnek olacağını söyledi.

AB ülkeleri arasında petrol ve doğalgaz üretiminde ilk sırada yer alan Danimarka, Avrupa genelinde Norveç ve Birleşik Krallık’ın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Danimarka’nın arama faaliyetlerini sonlandırma ve yeni ihaleleri iptal etme kararının ülkeye 2,1 milyar dolara mal olması bekleniyor.

Elektrikte yenilenebilir kaynakların payı fosil yakıtları ilk kez geçti

Danimarka'nın fosil yakıt arama faaliyetlerine son vermesinin ülke ekonomisine etkisi: 2.1 milyar dolar.

İklim değişikliği politikaları konusunda çalışan düşünce kuruluşu Ember tarafından yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, Avrupa Birliği’nde (AB) 2020’nin ilk yarısında üretilen elektriğin yüzde 40’ının yenilenebilir enerjiden karşılandığı belirtildi. Aynı dönemde fosil yakıtların oranı ise yüzde 34 oldu ve bunun sonucunda elektrik sektöründen kaynaklı emisyonlarda yüzde 23 düşüş yaşandı.

Rapora göre, yenilenebilir enerjiden üretim 2020’nin ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11 arttı. Bu durumun temel nedeni yeni kurulu gücün üretime başlaması ve bu teknolojiler açısından elverişli mevsimsel koşullar sonucunda güneş ve rüzgârdan elektrik üretimde sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 16 artış yaşandı. Yenilenebilir enerji katkısı Danimarka’da yüzde 64, İrlanda’da yüzde 49, Almanya’da ise yüzde 42’ye ulaştı. 2020’nin ilk yarısında Avrupa’da üretilen elektriğin yüzde 13’ü hidroelektrik, yüzde 6’sı biyoyakıtlardan elde edildi.

Fosil yakıt talebi azalıyor

Yenilenebilir kaynaklardaki artış, fosil yakıtların piyasa payının daha da sıkışmasına yol açıyor. Kovid-19 krizi nedeniyle elektrik talebinde yaşanan yüzde 7’lik düşüş, fosil yakıt endüstrisinin piyasadaki rekabetçiliğini olumsuz etkiledi. Bu durum 2020’nin ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında, fosil yakıt üretiminde yüzde 18’lik düşüşe neden oldu.

Kömür, elektrik üretimindeki en pahalı kaynak olması sebebiyle, bu durumdan en çok etkilenen kaynak oldu ve üretiminde yüzde 32’lik düşüş yaşandı. 2019 yılının aynı dönemiyle kıyaslandığında taş kömürü yüzde 34 azalırken, linyit yüzde 29 düşüş gösterdi. 2020’nin ilk yarısında AB ülkelerinin elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 12 oldu. Doğalgazdan elektrik üretiminde ise yüzde 6’lık düşüş yaşandı.

Sektörün yeni devleri

Günümüzde giderek daha ucuz hale gelen güneş panelleri ve rüzgar türbinleri elektrik piyasasındaki hakimiyetini artırıyor.

  • Dünyanın en büyük enerji şirketleri arasında gösterilen Enel, Iberdrola, NextEra Energy ve Orsted şu anda büyük oranda temiz enerji santrallerine öncelik veriyor.

Çin’de de devlet tarafından yönetilen en büyük enerji şirketleri yenilenebilir enerjiye yönelirken, 2017 yılında devlete ait iki dev birleştirilerek China Energy kuruldu. Avrupa’nın en büyük temiz enerji devlerinden farklı olarak China Energy, neredeyse tamamen kendi iç pazarına odaklanıyor.

Emisyon azaltım hedeflerine ulaşılması için güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliğinin en yıkıcı etkilerinden kaçınmak için sahip olduğumuz tek şans olarak gösteriliyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki 30 yıl içinde bunun gerçekleşmesi için tahmini olarak 11 trilyon dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı gerekli ve yatırımcılar da bu yönde adım atmak istiyor. Çok uluslu bir ABD yatırım bankası olan Goldman Sachs’ın yenilenebilir enerjiyi ilk kez petrol ve doğalgaz sondajının önüne koyması, bu anlamda önemli bir adım olarak gösteriliyor.