Dönmez: “İleri teknolojide rekabet gücümüz artacak”
Dünyanın yeni rekabet alanı haline gelen nadir toprak elementlerinde Türkiye küresel bir oyuncu oluyor. Keşfedilen NTE rezervleriyle Türkiye hem kendi ihtiyaçlarını karşılayacak, hem de küresel bir tedarik merkezi haline gelecek. son gelişmeleri Z Raporu’na değerlendiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, mevcut rezervlerle sanayinin ham maddede dışa bağımlılığını azaltarak tedarik zincirinin sürekliliğini sağlayacağını kaydetti. Dönmez, rezervin büyüklüğünün ise bu rekabette Türkiye’nin elini güçlendirecek en önemli kaynaklardan biri olduğunu kaydetti. Bakan Dönmez, sanayide ithal kaynak bağımlılığının biteceğini ve özellikle de ileri teknolojide rekabet gücünün artacağını belirtti.
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’in Beylikova ilçesinde 694 milyon ton nadir toprak elementi keşfedildiğini açıkladınız. Türkiye bu rezervle büyüklük açısından dünyada 2'inci büyük rezerve sahip olmuş olacak. Bu alanda dünyada nasıl bir rekabet var? Türkiye sahip olduğu rezervle bu rekabette nasıl konumlanacak?
Yapılan arama çalışmaları neticesinde Eskişehir-Beylikova'da nadir toprak elementi (NTE) rezervleri tespit ettik. Eskişehir-Beylikova'daki sahamızda büyük bir rezerv keşfettiğimiz için bu sahaya yoğunlaştık. Söz konusu saha ülkemizin en büyük NTE sahasıdır. Bu sahada pilot ölçekli zenginleştirme tesisi kurma çalışmalarına başladık, devam ediyoruz.
Sanayimizin ihtiyaç duyduğu NTE’yi üretebilecek bir potansiyele ulaşabileceğimizi görüyoruz. Sadece rezerv değil, aynı zamanda NTE’lerin kömür rezervlerinden ve küllerinden, cevher hazırlama tesislerinden çıkan atıklardan ve elektronik atıklar gibi ikincil kaynaklardan da elde edilmesi mümkün. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor.
Çin, dünyadaki nadir toprak elementleri rezervinin yüzde 35’ini, üretimin ise neredeyse yüzde 95’ini tekelinde bulunduruyor. Çin, nadir toprak metallerinin küresel arzını kontrol etmenin yanı sıra, madenden son ürüne kadar kesintisiz küresel üretim ve işleme kapasitesinin de çoğunu elinde bulunduruyor. Son yıllarda, küresel NTE üretimi ortalama yıllık yaklaşık 200 bin tona ulaştı. Bu üretimde Çin’i; Avustralya, ABD, Rusya, Hindistan ve Brezilya izliyor. Önümüzdeki yıllarda küresel talebin giderek daha da artacağını bekliyoruz. Bu alanda rekabet edebilir bir düzeye gelmek, yeni bir tedarik merkezi olmak ve NTE teknolojilerine sahip olmak için çalışmalarımızı yürütüyoruz.
NTE’ye ciddi yatırımların yapılabilmesi için öncelikli hedefimiz, nitelikli akademik çalışmaların sayısının ve kamuoyunun farkındalık düzeyinin artırılması. Bu alanda gerekli teknoloji altyapımızı oluşturarak, nitelikli Ar-Ge çalışmalarımızla diğer ülkelerle rekabet edecek seviyeye gelmek için çalışıyoruz. Bu kapsamda, bir yol haritası oluşturarak, NTE’lerin ileri teknolojik malzeme üretiminde kullanılması amacıyla ulusal/uluslararası proje çalışmaları yürütmek, bu çalışmaları koordine etmek, kurumlar arası iş birliğini artırmak üzere TENMAK bünyesinde Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü’nü kurduk. Enstitümüz kamu, özel sektör ve üniversiteler iş birliğinde Ar-Ge çalışmalarına hızla devam ediyor.
Ülkemizin coğrafi konumu nadir toprak elementlerinin tedarikinde Türkiye’nin rolünü daha da önemli hale getiriyor. İhtiyaç duyulan nadir toprak elementlerinin yerli kaynaklarımızdan ve atıklardan elde edilmesi, sanayimizin ham maddede dışa bağımlılığını azaltarak tedarik zincirinin sürekliliğini sağlayacaktır. İleri teknolojik malzemelerin üretiminde kullanılmasıyla da dünyadaki rekabet gücümüzü artıracağız. Tüm bunları göz önüne aldığımızda şunu açıkça söyleyebiliriz ki Türkiye, bugün dünya ile rekabet edebilecek güce ve potansiyele sahip bir ülkedir. Rezervin büyüklüğü ise bu rekabette elimizi güçlendirecek en önemli kaynaklardan biridir.
17 element olduğunu söylemiştiniz. Bu elementler neler ve oranları nedir?
Geçiş metallerinin alt grubu olan, lantanitler ile itriyum ve skandiyum nadir toprak elementleridir. Lantanitler, periyodik cetvelin altında sıralanan iki gruptan üstte yer alanıdır. Bu grup lantan, seryum, praseodimyum, neodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum, terbiyum, disprosyum, holmiyum, erbiyum, tulyum, iterbiyum, lütesyumdur. Bu elementlerden hafif nadir toprak elementleri olarak anılan seryum, lantan, praseodimyum ve neodimyum çoğunluktadır.
Bu elementlerin dünyada kullanım alanları nedir, ne kadar ihtiyaç duyuluyor ve ilerleyen yıllarda teknolojik gelişimle birlikte bu ürünlere ihtiyacın ne kadar artmasını bekliyorsunuz?
Nadir toprak elementleri yüksek teknoloji üretmenin kapısını açan elementler olarak biliniyor. Enerji sektöründe, havacılık, uzay ve sağlık sektöründe, dijital ürünlerin ekranlarında, cep telefonlarında, bilgisayarların sabit disklerinde ve elektronik devrelerde, enerji tasarruflu kompakt floresan lambalarda ve LED’lerde kullanıldığı gibi fiber optik kablolarda da nadir toprak elementleri kullanılıyor. Bunların yanı sıra hibrit otomobil ve elektrikli araçların motorlarında ve bunlara güç sağlayan bataryalarda, konvansiyonel araçlarda havayı kirleten emisyonların azaltılmasına yardımcı olan katalitik konvertörlerde ve rafinerilerde NTE’ler yoğun olarak kullanılıyor. Hepsinden önemlisi NTE’lerin savunma sanayinde, füze güdüm sistemleri ve sensörlerin üretiminde, savaş uçağı gövde ve parçalarında ve diğer silah sistemlerinde hafif, dayanıklı ürünler elde edilmesinde kullanımı ülkelerin en önem verdiği faaliyet alanıdır. Savunma sanayinde bugün oldukça ileri bir noktayız. NTE’lerin yurt içinde üretilmesiyle bu alandaki yerlilik oranımızın artmasına da katkı sağlayacağız.
Şu an kullanım alanlarına miktar olarak bakarsak en fazla katalizör olarak kullanıldığını görüyoruz. Daha sonra metal üretimi, seramik sektörü ve mıknatıslar geliyor. Maddi karşılık olarak baktığımızda ise en büyük payda mıknatıslarda. Mıknatısların en kritik kullanım alanları olan rüzgâr türbinleri ve elektrikli araçlar ile savunma sanayii teknolojileri uygulamaları, önümüzdeki on yılı ve belki daha fazlasını etkileyecek kadar büyük bir öneme sahip. Özellikle sıfır karbon emisyonu, sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji stratejileri önem kazandıkça bu elementlere duyulan ihtiyaç artacak. Orta ve uzun vade projeksiyonlarına göre, özellikle rüzgâr tribünlerinin, hibrit ve elektrik araçların yaygınlaşmasına ek olarak katalitik konvertörlere olan ihtiyacın da artmasıyla birlikte nadir toprak elementlerine olan talep giderek artacak. 2025 yılında dünyanın yıllık NTE talebinin 250.000 ton, 2035 yılında ise bu talebin 350.000 ton olacağını tahmin ediyoruz.
Bu elementlerin ihracının Türkiye’nin cari açığına nasıl bir katkı sağlaması bekleniyor?
Avrupa'ya yakın bir konumda bulunan ülkemizde stratejik öneme sahip nadir toprak elementleri ile ilgili rezervin bulunması, ülkemizin sürdürülebilir ve rekabetçi bir tedarik zincirine sahip olmasını sağlayabilir ve bu konudaki ithal kaynak bağımlılığımızı da azaltabilir. Ayrıca elde edilecek NTE'ler savunma sanayinden sağlık sanayine kadar birçok farklı alanda ileri teknolojik gelişmelere katkı sağlayacaktır. Kurumlarımızın projelerinden elde edilecek bilgi ve deneyimin ekonomimize ve arz güvenliğimize olumlu etkilerini zaman içerisinde daha net göreceğiz. Türkiye'nin enerji kaynağında çeşitliliği sağlamak ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için oluşturduğumuz politikalara dayalı olarak, bu çalışmalarımızın sonuçları sosyo-ekonomik etki sağlayacak ve teknolojide önemli ilerlemeler göreceğiz. İhtiyaç duyulan nadir toprak elementlerinin yerli kaynaklarımızdan ve atıklardan elde edilmesi, sanayimizin ham maddede dışa bağımlılığını azaltacak ve tedarik zinciri sürekliliğini sağlayacak. İleri teknolojik malzemelerin üretiminde kullanılmasıyla da ülkemizin dünya pazarındaki rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz.
Bu elementlere Türkiye’de ihtiyaç duyulan üretim alanları var mı? Varsa ithalatımız nedir? Örneğin TOGG’un batarya üretimi yapılacak, orada ihtiyaç duyulacak mı bu elementlere?
Rüzgâr türbinleri, elektrikli ve hibrit araçlar gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinde ve savunma sanayi alanında nadir toprak elementleri içeren kalıcı mıknatıslara ihtiyaç duyuyoruz. Her yıl yenilenebilir enerji, robotik cihazlar, hoparlörler ve su pompaları gibi alanlarda 100 bin tondan daha fazla NTE içeren kalıcı mıknatıs tüketiliyor. Yüksek enerji verimliliği olan motorlara ihtiyaç duyan eletrikli- hibrit araçların yüzde 95'i, NTE mıknatısları içeren çekiş motorları kullanmaktadır.
TOGG’un batarya üretimi konusunda, TOGG’un bataryasında bulunan seryum ve lantan elementleri kısa vadede kullanılabilir olacak. Bataryadan daha kritik olarak, TOGG’un elektrik motorlarında kullanılacak olan kalıcı NdFeB mıknatısların, yerli ve milli kaynaklarımızdan üretilmesi stratejik bir öneme sahip. Elektrikli araç motorlarında 2023 yerlilik oranı hedefi yaklaşık yüzde 51 iken bu araçlarda kullanılan motorlara ait mıknatısların yerli olarak üretilmesi ile bu araçların yerlilik oranını bu seviyenin üzerine çıkaracağız.
Ülkemizde NTE içeren kalıcı mıknatıs ve malzeme üretimi ile ilgili Ar-Ge çalışmaları laboratuvar ölçeğinde yapılıyor olsa da, ham madde ihtiyacı Çin’den sağlanıyor. Bu nedenle Ar-Ge çalışmaları ve ham madde olarak kullanılacak NTE’lerin de yerli kaynaklardan üretimi kritik öneme sahiptir.
Mıknatıs üretimi için de pilot ölçeğe yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
İlk etap olan pilot tesisin kurulmasının planlandığını söylemiştiniz. Şu anda bu pilot tesisle ilgili süreç nasıl işliyor? Bu tesiste yılda ne kadar cevher işlenmesi bekleniyor?
Ekipmanların üretimine başlandı. Tesisin yıl sonunda pilot ölçekte üretime başlamasını planlıyoruz. Pilot tesisimiz yılda bin 200 ton cevher işleme kapasitesine sahip olacak.
İkinci etap olan endüstriyel tesis yatırımının büyüklüğü belli mi?
Nadir Toprak Oksitleri (NTO) Kazanım, Proses Dizaynı ve Pilot Tesisi’nde yılda 570 bin ton cevher işlenmesini hedefliyoruz. Endüstriyel tesisimizden; 10 bin ton NTO (seryum oksit, lantan oksit, neodimyum oksit, praseodimyum oksit, miks NTO konsantresi), 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum elde edilmesini planlıyoruz.
Kaç kişiye istihdam sağlanması planlanıyor?
10 bin ton nadir toprak oksitleri üretim kapasiteli tesisimizde; 105’i işçi, 20’si teknik personel ve yönetici olmak üzere ilk etapta toplam 125 kişiye iş imkânı sağlayacağız. Hizmet alımı yapılacak kurumların çalışanlarıyla birlikte tesisimizde yaklaşık 250 kişinin istihdam edilmesini planlıyoruz.
Uç üründe katma değerin çok daha yüksek hale geldiğini belirtmiştiniz. Bu cevherleri uç ürün haline getirilmesinin amaçlandığını söylemiştiniz. Bunun için ayrı bir tesis mi gerekiyor, onun hazırlıkları hangi aşamada?
Sadece ham madde değil, uç ürün odaklı katma değerli ürünler olarak da satmalıyız. Bu nedenle hem her türlü kaynaktan ham madde zenginleştirme/ saflaştırma/üretim çalışmaları hem de uç ürün odaklı ileri teknolojik malzeme üretim çalışmaları birbiriyle paralel olarak devam ediyor. Ayrıca bu uç ürünlerin geri dönüşümü de aynı şekilde önem arz ediyor. Bu alanda çalışmalarımızı da eşgüdüm halinde yürütüyoruz. Nadir toprak elementleri özelinde Ar-Ge çalışmalarına odaklanan NATEN, yürüttüğü ulusal ve uluslararası projelerle, enerji ve savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu manyetik malzemeler ve optoelektronik malzemelerin geliştirilmesi konusuna yoğunlaşmış durumda. Bu çalışmalarla birlikte ülkemizde bir ilk olacak. Yerli Kalıcı Mıknatıs Üretim ve Ar-Ge Sistemi’ni NATEN çatısı altında kurmak üzere çalışmalarımız devam ediyor. İleri vadede elbette bu malzemelerin seri üretimiyle ilgili de yatırımlar yapacağız. Mevcut durumda ülkemizde yürütülen projelerde mıknatıs veya ileri teknolojik malzeme üretimi ithal ham maddelere dayalı olsa da, keşfedilen rezervlerimizin zenginleştirilerek mıknatıs başta olmak üzere ileri teknolojik malzeme üretiminde kullanılması, bizi önemli bir tedarik merkezi haline getirecektir.
Bu rezervlerin çıkarılması ve işlenmesinde yabancı ortaklık ya da işbirliği düşünülüyor mu?
Bilgi ve tecrübe paylaşımı, know-how aktarımı konusunda iş birliğine açığız. Burada şartları konuşur, değerlendirir ve bir sonuca varırız. İş birliği ayrı bir başlık ancak biz bu konuda insan kaynağımızın yetişmesi için önemli adımlar attık. Arama kısmında yer alan MTA Genel Müdürlüğümüz, NTE konusunda yeni arama kriterlerini/ yöntemlerini güncel olarak takip edebilmek ve uygulayabilmek için yurt dışına yüksek lisans eğitimi için personel gönderdi. Bu kapsamda personelin uzmanlaşması sağladık. Hem konusunda uzman personellerimizin deneyimleri hem de yurt dışında eğitim alan arkadaşlarımızın bilgi birikimleriyle arama projelerimizi güçlendirdik.
Türkiye’de bu alanda arama çalışmaları devam ediyor mu? Olası yeni keşifler bekleniyor mu?
Geçmiş yıllarda MTA Genel Müdürlüğü tarafından Malatya-Kuluncak, Sivas Karaçayır, Kayseri Özvatan, Sivas Yıldızeli ve Çanakkale-Ayvacık yörelerinde mineralizasyonlar belirledik. Bu alanlarda daha yoğun çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ekonomik boyutun tespit edilmesine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar sonucunda, Malatya-Kuluncak ve Sivas Karaçayırda kaynak çalışmalarını tamamladık. Sivas-Yıldızeli yöresinde yapılan çalışmalarda umut verici veriler tespit ettik. Ülkemiz genelinde NTE aramalarına yönelik olarak çalışmalarımız devam ediyor. NTE aramaları diğer maden aramalarından farklı olarak birçok disiplinin bir arada çalışması gereken ve zaman alan bir maden türü. NTE açısından öncelikle potansiyel olan bölgelerimizde (Malatya-Sivas-Yozgat, Isparta-Burdur, Çanakkale-Bursa ve Giresun-Gümüşhane) arama çalışmalarımız devam ediyor.
Nadir metallerin yanı sıra, doğalgaz, altın ve petrolde de keşifler sürüyor. Adana’da yeni petrol kuyularının keşfedildiğini açıklamıştınız. Onunla ilgili son durum nedir?
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Adana Baseni Çukurova sahasındaki ilk ekonomik petrol keşfini Çukurova- 1 kuyusunda gerçekleştirdi. 2021 yılı Eylül ayında ilk sondajı tamamladık. Bölgede 2022 yılında 8 kuyu ile petrol arama ve üretim faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de benzer yapıya sahip alanlarda keşif ve üretim amaçlı çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Altınla ilgili de yeni keşifler açıklanmıştı. Bu rezervlerin çıkarılmasıyla ilgili son durum nedir?
Türkiye’de son 5 yılda 306 ton altın rezervi tespit ettik. Ülke genelinde altın aramasına yönelik çalışmalarımız çeşitli illerimizde hız kesmeden devam ediyor. Arama amaçlı sondaj çalışmalarımızı Trabzon, Artvin, Balıkesir, Konya ve
Çanakkale’de artıracağız.